Cuma , 19 Nisan 2024

Alplerin Ruhuna Unutulmaz Bir Yolculuk

Tatil için deniz, kum, güneş üçgeninden sıkıldıysanız, tarih ve kültür içerikli turlara doyduysanız size çok iyi bir önerimiz var.

Yazı: Fatih Yılmaz Fotoğraflar: Ahmet Tunçel

Eğer doğaya meraklı iseniz, yeşilin içinde kaybolmak, ruhunuzu dinlendirmek, her şeyden kaçmak, sadece kendinizi dinlemek istiyorsanız hemen yarın sırt çantanızı hazırlayın ve yola çıkın. Nereye mi, tabi ki Alpler’e…

Ancak bütün Alpleri gezmeyi planlıyorsanız bunun uzun bir tatil olacağını aklınızdan çıkarmayın. Çünkü görmenizi istediğimiz coğrafya tam 207 bin kilometre karelik bir alanı kaplıyor. Ancak siz bu turu daha kısa tutabilir, bütün Alpleri görmektense sadece üç dört ülkeyi kapsayan bir geziyle yetinebilirsiniz.

Alpler, Orta Avrupa’da yer alan büyük dağlar silsilesi. İsviçre, Kuzey İtalya, Slovenya ve Fransa’nın pek çok bölümünde görülür. Avusturya’nın hemen hemen hepsini kaplar ve Almanya’nın güneyinde önemli yer tutar. Alpler baştan başa İtalya’yı geçen Apeninleri, Slovenya ve Hırvatistan kıyısında uzanan Dinar Alplerini, Balkan ve Karpat Dağlarını içine alır.

Alp Dağları kendi içinde üç kısma ayrılır: Batı, Orta ve Doğu Alpler. Batı Alp Sıradağlarında Maritime, Cotian, Dauphine, Graian ve Pennine Alpleri önemlilerindendir. Maritime Alpleri, Riviera kıyıları ve İtalya ovaları boyunca yükselir ve 3000 metrenin üzerinde zirvelere sahiptir. Pennine Sıradağları en dikkat çekicisi olup, 96 km civarında uzunluğa ve Alplerin en çok görmeye değer tepelerine sahiptir. Batı ucunda, Fransa ve İtalya’nın birleştiği yerde Mont Blanc Tepesi mevcuttur. Karlarla kaplı bu tepe deniz seviyesinden 4810 metre yükseklikte olup Kıta Avrupa’sının (Avrupa’nın Balkanlar’a kadar olan kısmı.) en yüksek tepesidir. Pennine Alplerinin diğer ucundaki Monte Rosa 4634 m yüksekliktedir. İsviçre ve İtalya sınırında bulunan Matterhorn ise bıçak gibi yükselerek 4478 metreye ulaşır.

Orta Alplerin bir kolu da Ren Nehri Vadisinin kıyısındaki Bern Alpleridir. Finsteraarhorn (4274 m), Aletschhorn (4195 m) ve Jungfrau (4158 m) gibi dünyanın en güzel tepelerine sahiptir. Yaklaşık 30 km ayrı ve paralel bulunan Pennine ve Bern Alpleri İsviçre’nin en önemli manzaralarını oluştururlar. Orta Alplerin, Lepontine, Tödei, Glarus, Bernia, Albula ve Silvretta önemli kollarıdır.

Dolomitler’deki Passo di Giau (Giau Geçidi) Doğu Alpler, daha az yüksek tepelere sahip olmalarına karşılık güzellikleri yönünden dikkati çeker. Bavyera Alpleri, Julian ve Carnic Alpleri önemli kollarıdır. Dolomitler, ufalanan kalkerli yarları ile meşhurdur. Doğu Alplerde vadiler, sık ormanlara sahip olduklarından, toprak tarıma çok az müsaittir.

Alp vadileri oldukça değişiktir. Bazıları sayısız şelalelerin mevcut olduğu nehirleri barındıran dik yamaçlı, bazıları da, ana dağlara paralel uzanan geniş vadiler şeklindedir. Bunlardan kısa ve geçişi temin eden vadilere de rastlanır.

Avrupa’nın bazı önemli nehirleri Alpler’in erimiş karlarını taşırlar. Rhone nehri Batı Alpler’den çıkıp Fransa’da denize dökülür. İtalya’nın önemli nehri olan Po da Alplerden beslenir ve doğu yönünde Lombardiya Ovalarından geçerek, Adriyatik’e dökülür. Alp derelerinin birleşmesinden meydana gelen Ren Nehri ise, kuzey yönünde vadiler arasında dolaşarak akar.

Alplerdeki bitki örtüsü çok zengin ve çeşitlidir. İki bin yüz metrenin üstünde çiçek veren bitki çeşidine rastlanmıştır. Güney kıyılarda hurma tipi ve yarı tropikal bitki türlerine rastlanır. Bu bölge ye zeytin şeridi denir. Vadilerde ve alçak yamaçlarda meşe, kayın, akçaağaç gibi ağaçlar vardır. Yükseklerde çam, karaçam ve ladin hakimdir. Bunların üzerinde çayırlık bölge bulunur. 2430-2895 m arasında bitkiler kaybolurken karlı bölgeler başlar.

Kuş türleri de oldukça boldur. Ormantavuğu, ağaçkakan, keklik ve su kuşları bunlar arasındadır. Kartallara, kuğu kuşlarına ve yırtıcı kuşlara yüksek tepelerde rastlanır. Kızılca, karga ve kuzgun da bulunur. Orman tavuğuna ise kar sınırında rastlanır. Göl ve akarsuları ise, alabalık ve diğer tür balıklarla doludur.

Alplerde önemli bir endüstri yoktur. Madencilik önemli sayılmaz. Kuzeybatı Slovenya’da civa ve bazı yerlerde kurşun çıkarılır. Bazı yerlerde kaya tuzu oldukça fazladır. Demir, bakır, çinko, altın, gümüş ve kömür ise, sınırlı miktarda bulunur. Nispeten çok olan akarsular, hidroelektrik enerji elde etmede kullanılır. Yayla kısımlarda tahıl ve patates yetiştirilir.

Hayvan ve ilgili mamuller nispeten dağlık bölgelerden üretilip elde edilir. Özellikle İsviçre peyniri meşhurdur. Ahşap oymacılığı, saat imalatı ve mükemmel harita baskıcılığı da mühim yer tutar. Önemli başka bir endüstri kolu da turizmdir. Manzara ve sağlıklı iklim, turistleri çeken bir unsurdur. Alçak vadiler, karlı tepelerden gelen rüzgar tarafından serinletilir.

İsviçre, milletlerarası bir oyun sahası olarak kış sporlarının merkezidir. Dağcılık da buralar için çekiciliği olan ayrı bir spordur.

Alpleri keşfetmek için izleyeceğiniz en ideal rota İstanbul’dan uçakla Slovenya’ya ulaşmak oradan da sırasıyla Avusturya, İtalya, Fransa ve İsviçre’ye geçmektir. Topraklarının yarısından fazlası ormanlarla kaplı Slovenya, temiz havası, Adriyatik kıyısında bulunan şirin kasabaları ve Adrenalin tutkunlarını kucaklayan Alp Dağları ile insanı büyüleyen bir güzelliğe sahip.

Bu küçük ülkeye yapacağınız ziyarette sizi başkent Lübyana, Alplerin eteğindeki meşhur Bled Gölü, Skoyfa Loka, Granska Gora, daha güneyde Portoroz ve Piran karşılayacaktır.

Slovenya Alplerinin keşfettiksen sonra rotanızı takip edip önce Avusturya’ya oradan da İtalya ve Fransa’ya geçebilirsiniz. Alp Dağları’na yapacağınız bu keşfin hafızanızdan uzun süre çıkmayacak, en kısa zamanda bu geziyi tekrar yapmak isteyeceksiniz. Bizden söylemesi…

Bu yazı 2010 yılının Ağustos ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 42. sayısından alınmıştır.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir