Perşembe , 28 Mart 2024

Bakırı Zanaat Yapan Eller

Havalar yavaş yavaş ısınırken hoşça serinlemenin yollarından biri de; bakır bardakla yahut tasla şöyle soğuk bir ayran veya su içmek. Muhakkak bunun tadına varmışsınızdır eğer denemediyseniz en yakın zamanda içmenizi tavsiye ederim.

Bakırdan yapılan mutfak eşyaları günümüzde pek tercih edilmiyor, şimdilerde hanımlar çelik veya teflondan mutfak eşyalarını kullanıyor. Bakır malzemeler, şehirlerde az sayıda ailenin yanı sıra yöresel yemeklerin yapıldığı lokantalarda tercih ediliyor. Birde hediyelik eşya olarak da birçok yerde gözümüze çarpıyor.

Peki bakır nedir? Geçmişte mutfaklarımız başta olmak üzere, ince naif tasarımları ve işlemeleriyle birçok alanda tercih edilmesine rağmen günümüzde sınırlı kullanılması bende merak uyandırdı. Bakır nerde, nasıl işlenir kimlerin ellerinden geçer diye sorduğumuzda, bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda yer ismi bulduk. Bakırı zanaat yapan eller.

bakiri-zanaat-yapan-eller-gezgindergi (10)

Osmanlı dönemi ise bakır için zirve noktası oldu.

Öncelikle bakırın nerelerden nasıl geldiğinden az da olsa bahsedelim. Bakır dünyada madenciliğin ilk bulunduğu yıllardan yani yaklaşık 10 bin yıl önceden buyana, yaygın kullanılan bir maden. İlk zamanlarında silah yapımı için kullanılan bakırın zamanla kullanımı daha arttı. Roma, Bizans döneminde yapılan çeşitli malzemelerden sonra Selçuklular birçok dalda bakırı kullandılar ve iyi kalitede işler çıkardılar. Harika işleme teknikleriyle türlü türlü eserler ortaya koydular. Ve sonrasında Osmanlı dönemi ise bakır için zirve noktası oldu. Bakır sosyal olarak bu evrelerden geçerek, çağımıza ince, zarif bir zanaat olarak geldi. Ama bizler zanaatkârlarımıza ve eserlerine karşı biraz vefasızız.

Bakırcıları tam unutmuşken çekiç sesleri kulaklarımızda çınladı.

Bir elin parmaklarını geçmeyen adres bulduk demiştim. Bunlardan biri olan Gazi Antep’e gidip zanaatkâr elleri görmek istedik. Antep Anadolu’nun unvan ve madalya sahipli bir şehri olup sanayisi de gelişmiş bir şehir. Antep, fıstığı, baklavası, kebabı, kahkesi ve daha birçok yemeğiyle Anadolu’nun güzel bir köşesi. Yöre halkı ev dışında yemek yemeği seviyor ve yemek ardından çerez, tatlı gibi aperatiflerde onlar için vazgeçilmez bir unsur. Caddelerde çokça lokanta, kuruyemiş ve tatlıcı var. Şehir içerisinde turlarken aradığımız yeri yani bakırcıları tam unutmuşken çekiç sesleri kulaklarımızda çınladı ve etrafa baktığımızda kendimizi bakırcılar çarşısında bulduk. Antep el sanatları hoş düzenli bir çarşı içerisinde toplanarak hoş bir yer oluşturulmuş.

Bakırcılar da burada hem imalat hemde sıcak satışlarını yapmakta. Etrafı şöyle bir gözlemlerken bakırcılar çarşısının düzenli sokaklarında çalışan Bakır işlemecisi Ali Abar ustanın çekicini bulduk. Ali usta bakırcılar çarşının sokaklarında, ezberlediği deseni bakır tepsi üzerine işliyordu. Elindeki işi bitirmesini beklerken dükkânına göz attık. Önceden yaptığı bakır tepsi, şekerlik, tabak, bardak, ibrik, sahan ve daha birçok eşya raflarda müşteri bekliyor. Usta işini bitirip şöyle elini bir bezle silerek tekrar hoş geldiniz deyip bize nerden geldiğimizi sordu, sorduğumuz soruların ışığında muhabbeti koyulaştırdık. Kısaca hayatından da bahsetti.

bakiri-zanaat-yapan-eller-gezgindergi (9)

Emeğe paha biçilemeyeceğini elindeki çekiç ve iğne izlerinden anlaşılıyor.

Ömrünü bu işe harcayan ve zanaatının devamı için uğraşan Ali usta çinko ve bakıra örs üzerinde şekil verdikten sonra işlerken çakma ve çizme diye tabir edilen usulün dışında yöreye özel çekiç ve çelik kalemle tek parça halindeki çinko ve bakırı işliyor. Usta el emeği, göz nuru işlemeler de kullanılan aletlerin azlığı, eşyanın değerini arttırdığını söylerken, gözlerim ustanın eline takıldı ve işin içindeki emeğe paha biçilemeyeceğini elindeki çekiç ve iğne izlerinden anladım. Sorduğumda ise yıllarını veren usta çelik iğnenin, çekicin izlerini ve acısını, elindeki işi bitirip tezgâhta gördüğünde unuttuğunu dile getirdi.

Ustadan bakır hakkında detaylı bilgi almak istedik ve bize bakırın bakımını bahsetti. Kalaylanması gerektiğini bu şekilde parlaklığını koruyacağı ve daha sağlık olacağını söyledi. Ali ustayla vedalaştıktan sonra yöreyi gezmeye devam ettik.

 

Harlı alevle çalışsan bir usta.

Antep’ten ayrıldık, unvanı ve madalyası olan bir başka şehre Kahraman Maraş’a geçtik. Maraş’ta da bakır ve bakırcılık devam ediyor bunun yanı sıra yemeni de Maraş’ın yöresel zanaatlarından. Maraş, Antep’e göre biraz daha sakin sanayi yine burada da belli bir yerde. Şehrin kapalı çarşısını gezerken bakırcıları, yemeni ustalarını, semercileri yakından gördük. Bakırcılar arasında bir harlı bir alevle çalışsan bir ustayı bakırlarla görünce Antep’teki Ali ustanın bahsettiği kalaycılardan görmenin sevincini yaşadık. Kalaycı Mehmet amca ve Muhammed ustayla tanıştık. Sıcak bir dükkân içerisinde Maraş’ın paslanmış bakırlarını kalaylayan ustalar bizi samimi bir şekilde karşıladılar. Muhammed usta bize çay ısmarlamak istedi ama zahmet olmasın diye bu isteği kabul geri çevirdik. O da çok şaşılacak bir tavırla parasını verin o zaman dedi. Ya parayı verin ya da biz çay ısmarlayalım sizde afiyetle için dedi. Böylesi bir misafir perverlik hafızamıza kazındı.

bakiri-zanaat-yapan-eller-gezgindergi (8)

Çaylarımızı yudumlarken yaptıkları işten bahsettik. Mehmet amca yaşının gösterdiği gibi bu işe yıllarını vermiş, Mustafa usta ise uzun zamandır ocak başındaymış. Onlar bakıra tekrar can veriyor ve bunu çekiç, örs, ateş, kalay çubuğu, pamuk, nişasta kullanarak yapıyorlar.

 Yeşilimtırak olan paslanmış bakır parçaları ve eşyaları ilk günkü parlaklığına kavuşturuyorlar.

Bakırı kalaylamadan önce, özel karışım suda bekleten Mehmet amca, eline çekici alıp örs üzerinde yamuk, eğik, darbe almış yerleri düzeltiyor. Sonra Muhammed ustaya ocak üstüde kalaylaması için veriyor. Alev üzerinde genleşen bakıra kalay çubuğunu sürüp pamukla bakırın her tarafına yayıyor ve kalayın tutması için nişasta serpiyor. Gerektiğinde de tel fırça kullanıp bakırın yüzeyini temizleyip en son ateş üstünde tutarak su dolu kaba batırıp çıkararak bakıra ilk günkü parlaklığını veriyor.

bakiri-zanaat-yapan-eller-gezgindergi (6)

Bakır için çıktığımız yolda bayağı yol aldık, gelen sıcak havalarda bakır tas da su içmeyi unutmayın.

Bakırı Zanaat Yapan Eller – Bu yazı 2008 yılının Haziran ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 17. sayısından alınmıştır.

Yazar : NUH ALPER İNAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir