Salı , 19 Mart 2024

BU YAZIN İKİ GÜNÜ KARS’A…

Kars bir kapı… 1064’te Alparslan’ı görmüş, Malazgirt Ovası’ndan yedi yıl önce. İlk Cuma namazı Ani’deki büyük Katedral’de kılınmış, mabedin adı artık Fethiye’dir. Şehir merkezine 40 km. mesafedeki Ani Ören yerini ziyaret edenler, Fethiye Camii’ni görebilirler, kısmen haraptır, içinde kuşlar ötüşür ve bu haliyle insana, gelip geçiciliğe dair kıymetli sözler fısıldar. Bilirsiniz bugün bizim ören yeri dediğimiz Ani, İpekyolu’nun en zengin, hareketli ve mamur şehirlerinden biriydi vaktiyle, kervanların Anadolu’daki ilk konaklama merkezi. İşte bu yüzden, hem caminin hem kiliselerin, bir vakitler yol olduğu anlaşılan kalıntıların terkedilmişliğinde hüzünlü bir yan vardır.

Yazı: Ülkü Özel Akagündüz – Fotoğraflar: Hayrettin Oğuz / Halit Ömer Camcı

Arpaçayı’ndan su içen koyunlar
Cami, Alparslan’ın Ani’yi emanet ettiği Şeddatoğulları Beyi Ebu Menucehr tarafından yaptırılmış. Bir yamacın başında, aşağıda Arpaçayı akıyor, Ruslar’ın şehri terk ederken yıktığı tarihi köprüden geriye kalan ayaklardan biri Türkiye sınırında, diğeri Ermenistan… Yemyeşil akan çayın iki kıyısında da koyunlar otluyor, su içiyor hatta kimi zaman sınır ihlali yaptıkları bile oluyor. Bütün bunları caminin camsız pencerelerinden izleyebilirsiniz, içeride Arpaçayı’nın şırıltısı, rüzgâr, az ötedeki Katedral’den aşina olduğunuz kuş cıvıltısı ve aynı fısıltı; “Gelip geçiyor her şey, kalıcı mı sandın kendini”…

turkiye-kars-gezgindergi (20)

Kale’de semaver çayı
Kars’ı anlatmaya Ani’den başladık, ziyadesiyle etkilendiğimiz için belki, mamur şehirlerin zamanla gözden düşmesi hatta toprağın altına saklanmasıyla ilgili derin düşüncelere daldığımızdan belki de… Hiç değilse anlaşıldı ki, Kars’a giden biri Ani’yi görmeli muhakkak ve bu Ortaçağ şehrinin sokaklarında tefekkürle gezmeli. Hem şehirde kime sorsanız, Ani’yi gör diyecektir size, bir de kaleden şehri izlemenizi tavsiye edecektir. Şehri şöyle hâkim bir tepeden kuşbakışı izlemeden rahata eremem diyorsanız, koşa koşa çıkarsınız zaten kaleye. Yüksek yerden temaşa, şehrin sınırlarını bildirir size, ne tarafa doğru geliştiğini, az evvel gezindiğiniz sokakların neye benzediğini, anıtsal eserlerin konumunu… Ferahlık verir ayrıca, içinizi açar bir de semaver çayı varsa değmeyin keyfinize. Kars Kalesi’nde hepsini bulacaksınız bunların, hatta daha fazlasını, bir gözünüz Kars Çayı’nda, Taş Köprü’de, eski hamamlarda aşağıya doğru inerken, Bedia Akartürk bir güzel türküyle uğurlar sizi, “Aşan bilir karlı dağın ardını/çeken bilir ayrılığın derdini”  Türkünün o dertli ezgisi kaybolmaya yüz tutmuşken, çayın dibindeki Aşıklar Otağı’ndan, Kars aşıklarının sesi yükselir bu kez, nerede olduğunuzu hatırlatırlar size, zira Kars sözlü kültürün, aşıklık geleneğinin bekçisidir bugün bile. Yola çıkmadan önce Reis Çelik’in ‘İnat Hikayeleri’ filmini izlemek şehrin bu yönünü anlamanızı kolaylaştırabilir, yolların kapandığı uzun kış gecelerinde şehir sakinlerinin nasıl da masallara sığındığını görürsünüz hiç değilse. Nerede kalmıştık, hah, kaleden aşağıya iniyorduk, Kaleiçi Mahallesi’ne…

turkiye-kars-gezgindergi (21)

Kaleiçi’nde hazineler
Kaleiçi, Kars’ta eski şehir dokusunu görebileceğiniz mahallelerden biri. Çevresi gecekondulardan temizlenmiş, eserler yavaş yavaş gün yüzüne çıkarılmış; ama görünen o ki, kimi şehirlerde dört nala koşan restore çalışmaları burada rahvan yürüyüşte. Beylerbeyi Sarayı epeyce harap mesela, tez zamanda onarılmazsa uçup gidecek duvarları yine de ihtişamlı…  Kars çayı üzerindeki Taş Köprü ve karşılıklı duran Osmanlı hamamları da bütün perişanlıklarına rağmen, öyle güzel görünüyorlar ki!  Çay, köprü, hamam ve kaleyi tek fotoğrafta buluşturabilmenin hoşnutluğuyla hayali bir resim çiziyoruz hemen oracıkta; su temizlense, hamamlar onarılsa, kıyılara Kafkas ya da Azeri ezgileri dinleyebileceğimiz çay evleri kurulsa… Neyse ki çok yakında, semaver çayı içebileceğimiz bir park var, İstihkam Parkı ve tabii içinde bir çay evi… Kaleden inerken türkülerini duyduğumuz âşıkların mekanı da Kars çayının kıyısında yine, şair Namık Kemal’in çocukluğunu geçirdiği ev bugün Kars âşıklarının buluştuğu, çalıp söylediği bir  ‘Âşıklar Otağı’na dönüşmüş durumda.

turkiye-kars-gezgindergi (11)

Hz. Mevlana’yı etkileyen evliya; Harakani Hazretleri
“Her kim bu kapıya gelirse ekmeğini ve suyunu verin. Adını, dinini sormayın, zira Yüce Allah’ın katında ruh taşımaya layık olan herkes, elbette Ebu’l Hasan’ın sofrasında ekmek yemeye layıktır.” Bu sözler, Hz. Mevlana’nın Divan-ı Kebir’de adından sıklıkla söz ettiği Ebul’l Hasan Harakani Hazretleri’ne ait. Alparslan’dan önce Kars’a gelen Alperenlerden ve Allah dostlarından biri, Bizansla savaşırken şehit düşüyor ve Kars’ta Kaleiçi Mahallesi’ne defnediliyor. Türbesi, Osmanlı döneminde onun hatırasına yapılan Evliya Camii’nin bitişiğinde. Biz deriz ki Kars’ta Harakani Hazretlerine bir selam verin, ondan sonra nereye gidecekseniz gidin.

turkiye-kars-gezgindergi (5)

Ani Ören Yeri
Yazının girişinde epeyce bahsettiğimiz için Ani’den, birkaç teknik bilgi vermekle yetinelim burada. Arabanız yoksa şayet, bir tura dâhil olmanız gerekecek. Ancak mümkünse öğlen saatlerinde orada olmamaya çalışın; çünkü geniş arazide bir yudum gölgeye hasret kalacaksınız. Müze nasılsa akşam saat yediye kadar açık, ikindi serinliği beklenebilir. Ayakta kalan 21 eserin hepsini görmek isterim derseniz, dört saati aşkın yürüyeceksiniz; ancak genellikle ‘küçük tur’ tercih ediliyor ki o da nereden baksanız iki buçuk saati buluyor. Eh olsun o kadar, beş bin dönümlük bir arazi üzerine kurulan muazzam bir Ortaçağ şehridir gezeceğiniz.

turkiye-kars-gezgindergi (18)

Baltık Mimarisi
Kars’ı 40 yıl boyunca işgal eden Rusların, şehri hiç gitmeyecekmiş gibi imar etmeleri, bugün bazı esprilerin de kaynağı;  “Binaları yapıp gittiler, insan bir gelir bakar, tamire ihtiyaç var mı yok mu?” Bugün şehirde Rus binaları olarak bilinen ve Baltık mimari tarzında yapılan yaklaşık 240 tescilli eseri en iyi görebileceğiniz cadde Ordu Caddesi. Sağlı sollu uzanan binaların çoğu, resmi kurumlarca kullanılıyor. Sağlık Müdürlüğü binası, eski Vali Konağı, Anadolu Lisesi, Defterdarlık binası ve eski Hekimevi görmeniz gereken binalardan bir kısmı.

turkiye-kars-gezgindergi (16)

MUTLAKA

Eski kaşar, bal
Kars caddelerinde neredeyse adım başı görebileceğiniz kaşar ve bal dükkânlarından birine muhakkak uğramalısınız. Eski kaşar ve çiçek balı hakikaten güzel. Kilosu 12 liradan eski kaşar alabilirsiniz. Sizin için hemen oracıkta küçük bir koli hazırlayacaklardır.

turkiye-kars-gezgindergi (3)

Kars Kaz Evi
Kars’ın patentli markalarından biri, şehrin Nuran ablası olarak bilinen girişimci bir hanımın işlettiği restoranın adı; Kars Kaz Evi. Kars mutfağının en özel yemeği olan kaz eti, onun sayesinde her istendiğinde bulunabilir hale gelmiş; ancak şimdiden uyaralım, gezinerek beslendiği için eti çok lezzetli olan kazı hazırlamak, temizlemek ve saklamak epeyce zahmetli, haliyle yemesi de biraz masraflı, demedi demeyin.

turkiye-kars-gezgindergi (6)

Yaz kış, Sarıkamış
Sarıkamış kayak tesislerini bir kış seyahati için kenara not edin; şimdi mevsim yaz olduğuna göre, biz size Sarıçam Ormanları’nda piknik yapmanızı öneririz. Bu arada hep yemek içmek nereye kadar efendim, oraya kadar gitmişken, Sarıkamış Şehitliği’ni de ziyaret edelim de bu topraklarda rahatça gezinebilmemiz için kimler ne fedakârlıklarda bulunmuş bir görelim.

Bu yazı 2015 yılının Eylül ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 103. sayısından alınmıştır.

turkiye-kars-gezgindergi (4) turkiye-kars-gezgindergi (8) sony6000-ege-yollarinda-alacati-gezgindergi (5) turkiye-kars-gezgindergi (12) turkiye-kars-gezgindergi (13) turkiye-kars-gezgindergi (15) turkiye-kars-gezgindergi (19)

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir