Cuma , 19 Nisan 2024

Havaalanlarımızdan Uçak İçi İkramlara Tecrübe Paylaşımları

Topu topu 45 dakika süren yolculuğumuzda, kalkışa geçtikten hemen sonra servise başlayan hostesler arkasından son hızla toplamaya başladılar. Bu kadar kısa bir yolculukta hem de çoktan seçmeli bir servis (salata mı, sandviç mi?) niye yapılır bilemiyorum ama THY nin hemen bir çok havayoluna göre servis kalitesine sahip olduğunu da söylemeliyim. Ankara’ya inipte yeni yapılmış terminale girdiğimde gözlerim hayranlık ve şaşkınlıkla açıldı. Duymuştum ama kendi gözlerimle görmek daha başka oluyor. Gerçekten modern, güzel, kullanım yönü rahat ve batı ülkelerindeki emsallerine benzeyen bir havaalanımız olmuş.

İstanbul’un dış hatları, İzmir, Ankara ve Antalya yeni terminalleri, Bodrum ve Dalaman’ın dış hatlar terminalleri gibi övünebileceğimiz havaalanlarımız, terminallerimiz olması güzel. Umarım İstanbul (Atatürk)’un iç hatlar terminali de daha güzel bir hale getirilir.

Havayolu şirketlerinin ve sefer yapılan şehirlerin sayısının artmasına rağmen hala bir kısım insana uçak yolculuğunu zor gösteren sebeplerin başında havaalanlarının şehir merkezlerine uzaklığı ve toplu ulaşımın kısıtlı olması geliyor. Atatürk havaalanı bu açıdan çok iyi bir konumda. Metro ve otobüs seçenekleri dışında şehre de yakınlık bir avantaj. Kuşkusuz bu açıdan en ilginç olan havaalanı ise Denizli havaalanı. Şehirden epey uzakta olan havaalanından Denizli’ye 45-50 dakikalık bir yolculuktan sonra ulaşabiliyorsunuz.

Yurt dışından geldiğinizi ve Atatürk havaalanına indiğinizi düşünelim. Dış hatlar teminalinden dışarı çıktınız. Ne göreceksiniz? Araları bölünmüş üç sıra yol, bunların ilk sırasında da beklemede olan havaalanına bağlı taksiler. Muhtemelen epey bir süredir sıra beklemekte olan taksilerden sırası gelene binmek istediniz. Yakın bir yer için düşünmeyin! Vazifesi siz nereye isterseniz götürmek olan taksici (istisnalar kaideyi bozmamakla beraber) kardeşimiz o kadar bekledikten sonra kısa mesafe yolcusu çıkınca tevekkül etmek yerine homurdanma metodunu seçebilir.

İkinci sırada ise Havaş otobüsü ve diğer bazı (o sırada niye bulunduğunu anlayamadığınız) araçlar vardır. Bu ikinci hattı da geçince akan trafiğin sağ şeridine yanaşarak sizi almaya çalışacak özel arabalar kısmı gelir. Bir grupla beraber gelmiş iseniz o grubu alacak otobüsünüz de aynı yere yanaşmak zorundadır. İşin kötüsü bu araçlara binmek için üzerinde beklediğiniz kaldırım bölümü de son derece dardır. Niye dünyanın bütün gelişmiş ülkelerindeki gibi ilk sıra özel araçlara, diğer sıralar da taksi ve otobüslere verilmediğini henüz çözebilmiş değilim. Örneği dış hatlardan verdim ama içhatlarda da durum farklı değil.

Yazımın başındaki ikram ve servis konusu üzerinde de biraz duralım. Gerçekten de 45-50 dakikalık bir uçuşta, hele bir de uçak dolu ise her yolcuya yiyecek-içeçek ikramı yapmak hostesler açısından epey hareket gerektiren bir durum oluşturuyor. Uçağın nerede ise kalkması ile inişe geçmesi bir oluyor. Bu; işin hosteslere bakan tarafı. Bir de, o ikramdan dolayı biz farkında olmadan bilet fiyatlarımızın yüksek olmasına sebep olan maliyet tarafı var. Çok gezen birisi olarak benim kanaatim “o ikramı vermesinler, bilet fiyatımı da düşürsünler” şeklinde.

ABD de ‘fındık-fıstık havayolu’ diye kendileri ile dalga geçilmeye çalışılan, ikram olarak sadece içecek ve yanında da ufacık bir fıstık paketi veren havayolu şirketleri var ve en meşhurları da Southwest Airlines. Başlı başına bir yazı konusu olacak kadar ilginç uygulamaları bulunan (koltuk yeri belirlememesi, bilet değişikliklerinde değişiklik ücreti almaması, hosteslerin uçak içinde komiklikler yapması vb gibi) ve sadece içhatlarda çalışan bu şirket 11 Eylül olaylarından sonra kar açıklayan, herhangi bir sarsıntı geçirmeyen bir kaç havayolu şirketinden biri oldu. 500’ün üzerinde uçağı olan ve binlerce günlük uçuş gerçekleştiren şirket, maliyeti düşürücü yaptığı diğer çalışmalarla birlikte diğer havayollarına göre daha ucuza uçma imkanı sunuyor. Son günlerde ülkemizdeki bazı özel havayolu şirketlerinin de benzer uygulamaya geçtiğini duyuyoruz.

Kısa süreli yolculuklarda, iç hatlarda ‘olmasa da olur’ dediğimiz ikram, uzun süreli dış hatlarda ise ciddi önem kazanıyor. İşte bu noktada da milli şirketimiz THY’nin bir çok havayolu şirketine göre (önde gelen Avrupa ve ABD şirketleri de dahil olmak üzere) çok daha güzel bir servisi olduğunu, seçilen menülerden çeşit sayısına, doyuruculuktan lezzete kadar bir çok açıdan kalitesini fark ettirdiğini de belirtmem gerekiyor. Avrupalı şirketler içinde British Airlines da servis yönünden önde gelenlerden sayılabilir. Uzakdoğuya uçan şirketlerin de ortalama olarak diğerlerinden önde olduğunu da eklemeden geçmeyelim.

Sektörün devamlı gelişmeye ve rekabete açık olması her geçen gün farklı alternatiflerin de çıkmasına zemin hazırlıyor. ABD bu açıdan en hızlı değişikliklerin yaşandığı, rekabetin amansızca sürdüğü bir pazar. Az evvel sadece ‘snack’ dağıtan bir havayolunu örnek vermiştim. Meşhur Virgin grubunun ABD iç pazarı için kurduğu Virgin America Airlines da farklı servis veren şirketler için iyi bir örnek. Koltuğunuzda otururken önünüzdeki ekranı kullanarak hosteslere ne yemek-içmek istediğinizi yani bir anlamda siparişinizi veriyorsunuz. Aynı ekranı kullanarak film izleyebiliyor, müzik dinleyebiliyor, uçak içinde istediğiniz koltuktaki kişi ile ‘chat’leşebiliyorsunuz.

Havaalanlarımızdan Uçak İçi İkramlara Tecrübe Paylaşımları | Yazı: Kemal Cem Fotoğraflar: Hamza Burak C.

Bu yazı, Gezgin dergisinin 2008 yılının Ağustos sayısında yayımlanmıştır.

Yazar : KEMAL CEM

Gezginin Günlüğü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir