Cuma , 19 Nisan 2024

Karakafes Otu

Ünlü botanikçi Linne tarafından 1753 yılında, İstanbul yakınlarından toplanan örnekler üzerinden tanımlanmıştır. Adı Asya’da yaşadığını belirtmek için S. orientale olarak konmuştur. Bu cins ülkemizde 7’si endemik 18 türle temsil edilmektedir.

 

Yazı: Bilal Şahin

 

Fotoğraflar: Halit Ömer Camcı

 

50-100 cm boylarında kalın gövdeli ve sık dallı, çok yıllık otsu bitkilerdir. Gövde kısa tüylü olup yapraklar yumurtamsı şekillidir. Gövde ucundaki çiçek kurulu yaklaşık 20 çiçek taşır. Çanak yapraklar 10 mm kadar olup, meyvede daha da uzar. Beyaz renkli çiçekler 15-20 mm olup tüp şeklindedir. Stamenler hafifçe tüpten taşar, fındıksı meyveler, 3 mm olup üzeri dalgalı pürüzlüdür.

Nisan – Temmuz aylarında çiçeklenen bitkiler, 0  ila 1500 m. aralığındaki, gölgeli ağaçlıklar, ormanaltı ve nemli çayırlar, yol ve akarsu kenarlarında yetişir.

Ülkemizde Marmara ve Karadeniz bölgesinde yaşayan bu tür Güney Rusya’da da görülür.

Genel olarak Karakafes Otu adıyla bilinir. Özellikle bitkinin kökünden elde edilen merhemin, eklem yerlerindeki ezilme, burkulmaların tedavisinde, yara iyileştirici, iltihap önleyici, romatizma ve eklem şişliklerini ve ağrılarını giderici özelliği önemlidir. Yine kanama durdurma, cildi temizleme ve yumuşatma, ağrı dindirme, deriyi tazelendirme özellikleriyle, kök ve yapraklarından elde edilen merhemlerle, haricen, tedavi maksatlı kullanılmaktadır.

 

Bu yazı, Gezgin dergisinin 2010 yılının Mayıs sayısında yayımlanmıştır.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir