Perşembe , 25 Nisan 2024

Nereye Gidilir / Antalya

Antik Kent’ler Diyarı Antalya

Antalya yaz mevsimiyle o kadar özdeşleşmiş ki, Antalya’da nereye gidilir denilince aklımızda beliren soru ‘‘Bu mevsimde de mi?’’ oluveriyor. Hava çok ısınmadan, şehir henüz fazla kalabalıklaşmadan sindire-sindire gezmek için en ideal mevsimdeyiz aslında. Bu mevsimde Antalya yumuşak bir havası olduğundan üşütmüyor. Yani kat kat sarınıp bürünmeden, rahat rahat dolaşılabilir.

Yazı: Ayşe Saliha Bayrak Fotoğraflar : Adnan Büyükdeniz

Bilindiği gibi Antalya, ülkemizde en fazla turistin ziyaret ettiği şehirlerden birisi. Elbette, en çekici unsuru masmavi denizi ve kumsalları. Bunun yanında tabi ki tarihi. Her şehir biraz tarih kokar, Antalya’da bu buram buram dedirten cinsten.

Bilinen tarihi, milattan önce ikinci yüzyıla kadar dayanıyor. Helenistik dönem diye tabir edilen dönemdeki Bergama Krallığının Merkezi. Akdeniz de bir liman kenti Atalos, günümüzde ise Antalya. İlk durağımız, Likya uygarlığının yaşadığı Myra. Demre İlçe merkezinde ve civarında yer alan Myra Antik Kenti, özellikle Likya dönemi kaya mezarları, Roma dönemi tiyatrosu ve Bizans dönemi Aziz Nicholas Kilisesi ile ünlü. Demreli olan Aziz Nikolas bilinen adıyla Hristiyanlığın Noel Babası.

Antik kentin en ilginç görüntüsü, dağların üzerindeki yapılar. Myra antik tiyatrosu, uçurumdaki kaya mezarlarından oluşan antik Likya nekropolü. Hepsi birer şaheser niteliği taşımakta.

İkinci durağımız, Myra’nın hemen yanında, doğa ve tarihin kesişme noktası Çayağzı Andriake Antik Kenti. Andriake şehrinin kalıntıları arasında su kemerleri, Anıtsal Çeşme, Agora sarnıcı var. Agora’nın batısında ünlü hububat deposu ve silo olan Norrea Granarium yer alıyor. Çayağzı’nda yeşil ve mavinin bir arada caka sattığı doğal güzelliği kesinlikle görülmeye değer.

Diğer bir durağımız ise Türkiye’nin en iyi korunmuş antik kenti olan Termessos. Her şeyin neredeyse olduğu gibi durduğu huzurlu bir yer. Şehir, denizden ortalama 200 metre yükseklikte olan Güllük Dağı’nın tepesinde doğal bir platform üzerinde bulunuyor. Manzarası harika. Özellikle sisli bir havada gitmişseniz, fantastik diyarlardaymış hissine kapılıyorsunuz. Birbirlerine olan mesafeleri kısa olduğundan bir güne sığdırılabileceği gibi, yavaş yavaş gezeyim göreyim diyenler için de konaklama mekanlarına oldukça yakın.

Antalya’nın denizi ve kumsalının yanında, dağı, bayırı, çayırı tüm tarihi güzellikleri gezilir görülür. Kısacası Antalya’ya gidilir.

Bu yazı 2013 yılının Şubat ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 72. sayısından alınmıştır.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir