Gezgin Dergi
Yazı: Murat Kalay Fotoğraflar: Halit Ömer Camcı
Adı duyulduğunda iştahları kabartan bir memleket, koskoca bir metropol, aynı zamanda savaş gazisi Gaziantep; konumu itibarı ile kavşak noktasında bulunması, sanayideki atılımlar ve benzeri gibi etkenlerle örnek bir büyükşehirdir. Antep yemekleri muhteşem bir sanat eseridir.
Antep kadınları da sanatçı. Antep sofraları Türkiye ve dünyada adından söz ettirir. Yapılışı kadar sunumu da önemlidir. Hem gözümüze hem de damak tadımıza hitap eder. El sanatları geçmişe açılan kapılarımız, kimliğimizdir. El sanatları bakımından oldukça gelişmiş, köklü bir geçmişe sahiptir. Gaziantep’in geleneksel el sanatlarını; Sedefçilik, Bakırcılık, Kutnuculuk, Aba Dokumacılığı, Yemenicilik, Antep İşi El İşlemeciliği, Gümüş İşlemeciliği, Antep kilim ve halı dokumacılığı, Küpçülük, Kuyumculuk, semercilik, Zurnacılık ve müzik aletleri yapımcılığı olarak sıralayabiliriz.
İnanç Turizmi açısından son derece önemli bir yere sahip olan kent, birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı için her dönemden günümüze dini motifler bırakmıştır. Antik dönem inançlarının yanı sıra Musevilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık gibi semavi dinlerin önemli dini yapıları da günümüze kadar varlıklarını sürdürmüştür. Kutsal kitaplarda Fırat ve Dicle Nehri arasında kalan geniş ovalara ‘Cennet Bahçesi’ denir. Dünyanın en eski yazılı belgelerinden olan Sümer kaynaklarında ise, ‘Cennet Güneşin Bahçesi’ olarak tanımlanır. Bu cennet bahçelerinin giriş kapısı da Gaziantep’tir. Hıristiyanlığın ilk ortaya çıktığı zamanlarda Hz. İsa’nın havarilerinden Johannes Rumkale’yi üst olarak kullanmış, rivayete göre Yuhanna, incilini burada yazarak çoğaltmıştır. Ayrıca Aziz olarak tanınan ve 1173 yılında ölen, son patrik Aziz Nerses’in bu kalede adına yapılmış kilisesi ve mezarı bulunmaktadır. Kale halen mevcudiyetini sürdürmektedir.
Kültürel ve doğal güzellikler açısından son derece zengin olan kent, safari için biçilmiş kaftan konumunda. Motorlu ve motorsuz safari yapılabilecek birçok yer mevcut. Ayrıca oto safari için de güzergâhlar var. Her zaman kültür gezilerinde yürümek taraftarı olsam da Antep gibi her karışı tarih kokan, her bir yanı ayrı güzel yerde, her yeri görmek, yürümekle epey vakit alacağı alacağı için bazen taşıt kullanmakta faydalı olabilir.
Yapmadan Dönme
Gaziantep Arkeoloji Müzesi, Hasan Süzer Etnografya Müzesini ziyaret etmeden; Tarihi Gaziantep Evleri ve Gaziantep Kalesini görmeden;
Yesemek Açık Hava Müzesi, Rumkale, Belkıs/Zeugma, ve Dülük/Doliche Antik Kentini gezmeden; Gaziantep lahmacunu, Ali Nazik kebabı, yuvarlama, içli köfte, keme kebabı ve yeni dünya kebabı (Her yıl Nisan ve Mayıs aylarında bulunmaktadır), simit kebabı, patlıcan kebabı, Cağırtlak (ciğer) kebabı, Dünyaca meşhur Gaziantep baklavası ve fıstık ezmesi tatmadan;
Geleneksel Gaziantep el sanatlarından; sedef kakma, kutnu kumaşı, bakır işlemeler, yemeni, Antep işleri ve Gaziantep baklavası, Antepfıstığı, tatlı sucuk ve pestil, kırmızıbiber ve baharatlarından almanızı tavsiye edebiliriz.
Nereye Gidilir / Gaziantep – Bu yazı 2011 yılının haziran ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 52. sayısından alınmıştır.
