Gezgin Dergi
Doğu Anadolu Bölgesinde yer alan Bitlis deniz seviyesinden 1545 m yükseklikte yer alır. Hareketli fay hattı üzerinde olmasından dolayı volkanik hadiselerin, çöküntü ve göllerin bulunduğu bir bölgedir. Nemrut Dağı, Sübhan Dağı, Arin Gölü ve Nemrut Gölü volkanik olaylar sonucu meydana gelmiş tabi oluşumlardır. Van Gölü’nün batı kesimini kapsayan il toprakları, Aygır ve Nazik Gölleri, Çukur Kaplıcası, Bitlis Kış Spor merkezlerini de içine alır.
Doğuyu batıya bağlayan yol üzerinde yer alan bu bölgede tarih oldukça eskilere uzanır. Neolotik Çağa uzanan tarihiyle Bitlis ve yöresinin 7 bin yıllık bir geçmişi olduğu sanılmaktadır. Hitit, Hurri, Asur, Urartu, Pers, Makedonya, Part, Roma, Bizans, Selçuklu, Dilmaçoğulları, Eyyübi, Harzemşah, Moğal, Anadolu Selçukluları, İlhanlılar, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Şerefhanlar ve Osmanlıların hakimiyetine girmiştir.
Şehir adını Büyük İskenderin Komutanı Bedlis’den almıştır. Buradaki sudan şifa bulan İskender, komutanı Bedlis’e Rabat ve Kösür sularının birleştiği yerde sağlam bir kale yapmasını emreder. Şehrin temelleri bu kale ile atılmıştır. (MÖ.330.) Adilcevaz Kalesi, Ahlat Sahil Kalesi, 1216 yılında Selçuklular tarafından yaptırılan İhlasiye Medresesi, Hatibiye Medresesi,1150 tarihli Ulu Cami, 1529 tarihli Han Hamamı ilin diğer tarihi mekanlarındandır. Ayrıca Ahlat Mezarlığı dünyanın en büyük açık alan mezarlığı olarak görülmesi gereken önemli adreslerden biridir. Birer sanat harikası olan mezar taşları aynı zamanda paha biçilmez tarihi bir mirastır.
Plaka 13 / Bitlis – Bu yazı 2008 yılının Temmuz ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 18. sayısından alınmıştır.
