Perşembe , 28 Mart 2024

Rengarenk Bir Ada: Burano

Venedik denince akla ilk gelen aslında kanallar, gondollar ve maske festivali oluyor. Pek bilinmese de Venedik kendi içinde eşsiz bir görselliğe sahip Burano Adası’nı da kapsıyor.

Yazı ve Fotoğraflar: Niyazi Uğur Genca

Venedik’in 11 km kuzeyinde yer alan 3.500 nüfuslu küçük bir ada Burano. Zamanında geçimini sadece balıkçılıkla sağlayan bu küçük adanın şimdiki en büyük geliri turizm. Eğer Venedik için 2-3 günlük bir gezi planı yapıyorsanız muhakkak Burano Adası’nı da dahil edin. Adanın huzur veren ortamını gördükten sonra buna pişman olmayacaksınız.

Denizdeki İşaretler

Burano Adası’na ulaşmak için öncelikle Venedik’e ulaşmanız lazım. THY’nin İstanbul’dan her gün en az iki uçağı var. Venedik’e ulaştıktan sonra da Fondamente Nove’den her yarım saatte bir vapurlar kalkıyor. Venedik ile ana karayı birbirine bağlayan köprüyü geçerken veya adaya doğru giderken denizdeki tahta kazıklar dikkatinizi çekecektir. Bu kazıklar deniz üzerindeki ulaşım yollarını belirliyor. Bu yollar üzerinde trafik işaretlerine bile rastlayabilirsiniz.

Diyelim ki Venedik’e geldiniz ve adaya gitmek istiyorsunuz. Bu aşamada ilk yapmanız gereken kendinize günlük bir bilet almak olsun. “Vaporetto” adlı tekneler için 1 saatlik kullanıma €7 ödüyorsunuz. Ulaşımı sınırsız kullanmak ve daha rahat yolculuk yapabilmek için günlük veya 2 -3 günlük bilet seçeneklerini değerlendirebilirsiniz (1 günlük  20€ / 2 günlük €30 / 3 günlük €35).Bu şekilde Vaporettolar ile 15 hat üzerinden sınırsızca yararlanabiliyorsunuz.

Burano Adası’na ulaşmak için ilk durağınız Fondamente Nove. Vapperettolar ile Fondamente Nove durağına ulaşmanız çok kolay. Eğer San Marco Meydanı’ndan 4.1 veya 4.2 numaraları Vaporetto kullanarak Fondamente Nove’ye ulaşabilirsiniz. Bu deniz otobüslerini bir tanesi  saat yönünde bir diğeri de saat yönünün tersine hareket ederek Venedik’i turlamaktalar. Fondamente Nove durağına vardıktan sonra Burano’ya gitmek için 12 numaralı deniz otobüsünü kullanmanız gerekiyor.

Adaya gidiş için yaklaşık 40-45 dakikalık bir deniz gezisi sizi bekliyor. Yol  üzerinde birçok yer görmeye devam ediyorsunuz. Bunlardan birisi Fondamente Nove durağının hemen karşısındaki Venedik mezarlığı yani San Michele. Venedik’in meşhur mezarlık adasıdır . Fondamente Nove’den sonra ikinci durak cam imalatı ve cam ürünleri ile ünlü Murano Adası. Burası da küçük bir arada tercihinize göre 1-2 saat zaman ayrılabilir.

Evler Neden Rengarenk?

Adaya vardığınızda ilk dikkatinizi çeken şey sessizlik oluyor. Hem ada trafiğe kapalı olduğu için hem de genel olarak nüfusun az olması nedeniyle sessiz sakin bir ada. Kafa dinlemek isteyenler için aslında biçilmiş kaftan. Ada küçük olduğu için de her yere yürüyerek ulaşabiliyorsunuz.

Bu güzel ada renkli evleri ve dantelleri ile adından söz ettiriyor. Adanın erkekleri akşam eve sarhoş döndükleri için yanlış kapıyı çalmasınlar diye evler kadınlar tarafından farklı renklere boyanmış. Hatta bu renkleri unutmamaları için teknelerinde bile evleriyle aynı renk kullanılmış. Bu arada evlerin renklerini değiştirmek de izne bağlıymış. Öyle kafanıza göre evinizi boyayamıyorsunuz yani. Burano dantelini ise balık ağlarını onarırken geliştirmişler. Özel bir dokuma yöntemiyle işlenen bu dantelleri her aileden mutlaka bir kişi ustalıkla yapmakta.

Adayı gezmeye başladığınız an itibariyle kanal boyunca  rengarenk evler sizi masal dünyasına yolculuğa çıkarıyor. Yeşil, sarı, mavi, turuncu. Rengarenk bir dünya… ve bu renk cümbüşünün kanala düşen yansımaları… Ayrıca her evin penceresinde ayrı bir çicek, her kapıda farklı bir sürpriz. Tabii sokaklara veya evlerin dışına asılan çamaşırları da unutmamak lazım.

Bu renk cümbüşü ve sürprizlerin arasında kâh çıkmaz sokaklara girerek kâh kanallardaki köprülerden geçerek adayı turlamaya devam edebilirsiniz. Bu arada meydandaki dantel dükkânlarını da gezmeyi ihmal etmeyin. Meydanda ayrıca San Martino Kilisesi ve hafif yana doğru eğilmeye başlayan kulesini görebilirsiniz. Zamanında bu kule deniz feneri olarak da kullanılmış.

Adanın sakinlerinden de bahsedecek olursak, adanın dinginliği onlara da yanmış. Huzur dolu ve misafirperverler. Evlerinin önünde fotoğraf çekmenize gülümseyerek, sizi selamlayarak izin veriyorlar.

Bu masal dünyasını dolaştıktan sonra yorgunluğunuzu sessiz  ve sakin ortamda bir kahve içerek giderebilirsiniz. Bu masal adası rengarenk evleri, minicik köprüleri, sessizliğin ve huzurun adresi olarak sizi bekliyor.

Bu yazı 2013 yılının Mart ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 73. sayısından alınmıştır.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir