Salı , 16 Nisan 2024

Tarihe Tanıklık Etmek

Yazı ve Fotoğraflar : ZEKERİYA ŞİMŞEK

Marşmira 2015: Özgürlük Yürüyüşü

Srebrenitsa soykırımını sonrası her yıl aynı tarihte düzenlenerek geleneksel hale gelen Marş Mira bir insanlık projesidir. 1995 Temmuz’unda 13.000 Boşnak tarafından başlatılan “Ölüm Yürüyüşü” artık “Barış Yürüyüşü” olarak tersine bir güzergah ile dünyanın her yanından gelen katılımcılar tarafından bir soykırımı lanetleme ve yeni dostluklar kurma ritüeline dönüşmüştür. Bu yıl gerçekleştirilen 20. yürüyüşe Türkiye’den 200 civarında gönüllü katılarak destek vermiştir. 3 günlük yürüyüşte Avusturya ve ABD hükümetlerinin yürüyüşçülere verdiği kumanya desteği Türk katılımcılarda burukluk yaratmış “Türkiye nerede?” tepkilerine yol açmıştır.

gezgindergi_mars_mira105

Yıl 1995. 13.000 Boşnak, Potoçari’den yola çıkıp Nezuk’a varmak amacındadır. BM görevlilerinin terk ettiği dağlık ve ormanlık “güvenli (!)” bölgede Sırpların katliamı sonucu bedenleri yok edilir. Tarih bu “Ölüm Yürüyüşü”ne tanıktır.

Yıl 2015. Rotası siyasi katl/soykırımla çizilmiş bir ülkedeyim. Oysa, Osmanlı’nın bize emanet ettiği kadim insanlar coğrafyası değil miydi buralar. Marş Mira, soykırımın yıldönümünde her yıl geleneksel olarak yapılan ayni güzergahta tersine yürüyüştür. Adı:“Özgürlük Yürüyüşü”dür artık. Her yıl 7 Temmuz akşamı farklı ülkelerden farklı dillerden farklı dinlerden gönüllüler ordusu Nezuk’ta buluşurlar. Bir yandan çadırlar, bir yandan ise dostluklar kurulur.

gezgindergi_mars_mira103

Ertesi gün yani 8 Temmuz sabahı yürüyüşün anlam ve önemine dair kısa bir konuşma sonrası yürüyüşçüler akreditasyon kartlarını alırlar ve yürüyüş “start” alır. 1. gün Liplje’de, 2.gün ise Pobude (Mravinjci)’de tamamlanır. Her günün akşamı varılan yerde çadır kurup konaklayarak 10 Temmuz akşamı 8372 kişinin yer aldığı Potoçari Şehitliği’nde yürüyüş tamamlanır. Yürüyüş boyunca yollarda halkın sevgisi ve ilgisi hep diridir ama acıklıdır.

11 Temmuz kadim bir vuslatın bayram günüdür. Avrupa’da 2. Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak tarihe geçen Srebrenitsa soykırımından kaçmak isteyen Boşnaklar’ın kullandığı ve “ÖlümYürüyüşü” olarak bilinen dağlık ormanyolunda, binlerce kişinin katılımıyla artık ‘’Barış- Yürüyüşü’’ düzenlenmektedir. Bu yıl 20. düzenlenen Barış Yürüyüşü’nde 10.000’e yakın katılımcı, 3 günde 100 kilometreye yakın bir yolu yürüyerek Boşnak kardeşlerimizin acılarını paylaşarak anılarına şahitlik ettik.

gezgindergi_mars_mira102

Bitirdiğimiz bu yürüyüş,bir milletin her yıl yeniden doğuşudur ayni zamanda. İnsan kurtarıcılara muhtaçtır ve düşünce olgunlaşmış bir kurtarıcıdır. Ve tabii ki erdem, aşkı besler ve ıslah eder. “Kulluk bilincine insanı düşünerek varmak”tan (N.Pakdil) ve neleri yitirdiğimizi öğrenmekten geçiyor bazı güzel başlangıçlar. Ya da neleri kaybettiğimizi hatırlamaktan. Çadırda başımı yastığa koyup düşündüğümde bu coğrafyada ne kadar çok acı yaşandığının hesabı uykumu alıp gidiyor. Çünkü burada her şey yarım. Bir ülke ki yarım. Şehirler, binalar, caddeler, aileler, camiler, insanların bedenleri, ölülerin tabutları, hüzün, sevinç her şey yarım. Ve bu kadar yarımın arasında ve içinde “söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil”. (Fuzuli) Vicdanım ve arzularım; direnişin kutsal topraklarında paramparça. Gazi Hüsrev’den Aliya’ya bir öze dönüşü sentezliyor bu topraklar benim içinde.

gezgindergi_mars_mira106

Ama bunu nereden bilsin dünyanın başka yerlerindeki insanlar? “Yağmurun kokusunu bilmeyen, nilüfere boş gözlerle bakar”mış. (P.Eluard) Bunun içindir ki, Bosna’yı, Srebrenitsa’yı, Aliya’yı anlamak için bu yürüyüşü yaşamak gerek. BM, Hollanda Hükümeti ve Uluslararası Mahkeme işbirlikçileri, pişmanlıkları, suçluları itiraf ve ilan etse ne olur ki dostlar? Canlar gitmiştir ve gelmeyecektir. Bu insanların Osmanlı bakiyesi ve Müslüman olmak dışında hiçbir suçu olmadığına tarih elbette tanıklık edecektir. Ve Srebrenitsa’dan yükselen bu sessiz çığlık hiç bitmeyecektir. Geçmiş hiçbir zaman geçmeyecektir. Srebrenitsa’lı çocuklar yeniden savaş çıkma korku ve endişesi içindeyken İzmir’li çocuklar mutlu olabilir mi? Srebrenitsa’lı çocukların yüzündeki acı silinmeden New York’lu çocuklar özgürlüğün tadını çıkarabilir mi? Srebrenitsa’lı çocuklar ağız dolusu, yürek dolusu kahkaha atmadan Tokyo’lu çocuklar geleceğe dair umutlarını büyütebilir mi? Ne dersiniz?

gezgindergi_mars_mira101

Tarihe Tanıklık Etmek – Bu yazı 2015 yılının Ağustos ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 102. sayısından alınmıştır.

Yazar : GEZGİN YAZAR

Türkiye'nin Gezi, Seyahat ve Fotoğraf Dergisi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir