Cuma , 29 Mart 2024

Tunus’un kapıları

Renkleri, desenleri, tokmakları ve bir labirentin girişini andıran esrarengiz duruşları ile Tunus kapıları bitmek bilmez bir bilmecenin çözülen ilk şifreleri gibidir. Sizi karşılayan ana kapı vakur, sakin ve davetkardır. O kapıdan içeri girdiğinizde karşınıza geniş bir salon ve muhakkak yeni kapılar çıkacaktır. Her yeni kapı daha yeni kapılar için mütevazi ama keskin bir adımdan başkası değildir. İçerde daha içerde cennetten bir oda, nilüfer çiçekleri ile dolu bir havuzlu bahçe sizi karşılayacak gibidir. Doğunun binbir gece masallarına bu kapılardan girilir. Bir kandil deseni sizi gece içinde aydınlığa, belki ‘Alaaddin’in sihirli lambası’ masalındaki mekanlara götürebilir. Bir Akdeniz şehri olan Tunus’ta ipince bir ruhla yapılmış kapılarda göreceğiniz bir balık belki Nuhun gemisinin etrafında dolaşan yunusları sembolize ediyor olabilir. Kandil gecelerinin aydınlığını çağrıştıran hilaller mavi boyalı kapılarda hem geceyi hem bitmeyen bir yazı çağırıp duracaklardır. Yıldızlar. Gece deyince yıldızları anmamak olmaz. Karanlıklar içinde yanıp yanıp sönen yıldızlar size tunus kapılarında da herdaim göz kırpıp durmaktadırlar. Burda vakit hep ağustostur. Geceler ve gündüzler hep aynı zamanın kırptığı kirpiklerden ibaret.

Tunusta kapılar birer yıldız haritasıdır. Kaderle ilgili cümleler saklıdır bu yıldız haritalarında. Geçmiş ve gelecek ve elbette bugün bu kapılarda yazılıdır. İşaretleri bilen, yolda olduğunu farkeden her harita bilgesine, gelecek adımlarla ilgili ipuçlarını büyük bir güvenle sunacaktır.  Aman gözünüzden kaçmasın: Tunusta kapının içinde bir küçük kapı daha vardır. Açarsın, serin bir sonsuzluğa ulaşır sonra yeni kapılarla karşılaşırsın.

Hayattır kapılar. Her yeni gün yeni bir kapıdır.

Kapılar vardır ve kapıların içindekiler. Kapılar vardır ve kapıların önünde oturan ev sakinleri. Kapılar vardır sokaklara açılan ve sokaktan geçen insanlar vardır, neyin önünden geçtiğini farketmeden yaşadığının da ayrımında olamadan yaşayıp giderler.

Kapılar. Sonsuzluğun girişi bu kapılardandır.
Dışarısı Akdenizin güneşi ile aydınlıktır da içerisi karanlık mıdır? Elbette hayır. İçerde başka güneşler, şefkatten, sükunetten, sevgiden, merhametten, aşktan yapılmış yıldızlar vardır. Kendi evrenlerinin güneşleri bu küçük evleri aydınlatmaya, ısıtmaya yetecektir.

Tunus’un kapıları. Birer kapı gibi değil, gülümseyen bir tablo gibi karşılarlar sizi. Beklemeyi bilirler. Gitmeyi bilirseniz, açılmayı, kucaklamayı, şefkatle, dostlukla sarılmayı da..

Tunus’un kapıları – Bu yazı 2008 yılının Temmuz ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 18. sayısından  alınmıştır.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir