Perşembe , 25 Nisan 2024

Vize Vize Dedikleri

Yazı: Kemal Cem – Fotoğraf: Mehmet Demirci

Başta ABD olmak üzere batı ülkelerinde dil öğrenmeyi, master ya da doktora yapmayı ve nihayetinde de iş bulup çalışmayı isteyen çok sayıda kişi var ülkemizde. Gelişen ve değişen dünya şartları içerisinde her sene daha fazla sayıda kişi yurt dışına, özellikle de batı ülkelerine ve ABD’ye gitmek istiyor. İşin bir diğer tarafında da günlük siyaset ne derse desin halkların, toplumların kendi içinde barışık yaşamaları, gelişen dünya şartlarının tesiri ile birbirlerini tanımaya daha çok ihtiyaç duyar hale gelmesi de bulunuyor. Bunun farkında olup yurt dışına çıktığında ülkemizi, kültürümüzü en iyi şekilde temsil edecek insanlara çok ihtiyaç olduğu aşikar. Bu sebeple de dil öğrenimi için dahi olsa yurt dışına çıkışı teşvik edenlerdenim. Bu işe niyet edeceklere de bir kaç ufak tavsiyem olacak. Hayatın her safhasında ve kalkışılan her işte olduğu gibi böylesine önemli bir karar öncesinde de niyet ve hedefinizin ne olduğunu çok net bir şekilde ortaya koymanız gerekmektedir. Sonrasında atılacak bütün adımlar bu hedefe göre planlanmalıdır. “Gidecek yeri olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez” şeklinde sevdiğim bir söz vardır. “Ben bir gideyim de duruma göre karar veririm” dediğinizde başarıya ulaşmanız zor olur. Hedefini net olarak belirleyememiş ve özellikle de dil kursuna gitmiş bir çok kişinin daha ilk birkaç hafta içinde fikirlerinin değiştiğine çok şahit oldum. Bu değişiklik bir seferde kalsa belki bir manası olabilir. Ancak mütemadiyen değişen fikirler ilk hedeften çok uzaklaşılmasına sebep olabiliyor. Belirlediğiniz hedefe göre girmeniz gereken sınavlar, almanız gereken asgari skorlar da değişebiliyor. Bu durum para ve zaman kayıplarına yol açıyor. Daha da kötüsü git gide uzayan süre karamsarlık hasıl etmeye başlıyor. Dönmek gündeme geldiğinde de “Gidip de başarılı olamayıp döndü” korkusu yüzünden sağlıklı bir karar almak zorlaşıyor.

gezgindergi-gezginingünlügü-vize-vize-dedikleri

Her ne olursa olsun, hangi niyetle yola çıkılırsa çıkılsın ilk aşılması gereken engel para ve vize oluyor. Yurt dışına dil öğrenimi için gitmeyi herkes isteyebilir. İstemek para ile değil, ancak gitmek parayladır. Yeterli paranız yoksa böyle bir işe hiç kalkışmayın. Para kadar önemli bir nokta da var olan paranın vize alırken belgelenmesidir. “Benim param yok ama şu şirket bana sponsor oluyor” cümlesi vize görüşmelerinde çoğu zaman manasız bir cümle olarak kalabilmektedir. Şayet bir yerde çalışıyorum diyorsanız (en az üç ay) çalıştığınızı da belgelemeniz lazımdır.

Hâlâ bir pasaportunuz yoksa az paraya kıyın da pasaport çıkartın. Bugün lazım olmazsa yarın olur. Çıkarırken uzun süreli yaptırın ki bir kaç senede bir uzatma bunalımı yaşamayın. Uzatacağınız zaman yurt dışında iseniz ve boşuna fazla para harcamak istemiyorsanız bütün uzatma işlemlerinizi konsolosluk vasıtası ile yapın. Harç paraları Türkiye’ye göre her zaman daha ucuzdur.

Dil seviyeniz çok aşağıda ise hiç zaman kaybetmeden kursa giderek, ders alarak, bir şeyler yaparak ilerletmeye çalışın. Ne kadar ilerletirseniz yad ellerde o kadar az zaman, emek ve para harcarsınız. İnterneti chat gibi sanal dedikodular yapmak yerine araştırmada kullanın. Çoğu sorunuzun cevabının, gitmek istediğiniz her kursun bilgisinin internette yer aldığını akıldan çıkarmayınız.

Doktora yapmaya, master almaya hem niyet edip hem de başvurular vs. yapıp kabul alanlardansanız muhtemelen vize görüşmeniz rahat geçecektir. Olabilecek en büyük engel ise “isim benzerliği” ortak parantezi altında belirlenen ve genelde size söylenmeyen bir sebeple “securty clearance”a kalmanız, yani güvenlik soruşturmasına takılmanızdır. Bir kavle göre 40 gün, yaygın inanışa göre 2 ay, ortalamaya göre 3 ay, nadir durumlarda 4 aydan 14 aya uzanan bir bekleme süresinin teknik adıdır “securitye’e kalmak.” Arafta kalmak gibi bir duygu verir insana. Ne gidebilir durumdasın, ne de ümitsiz bir halde. Sabredebilirsen öyle yaşayıp gidersin.

Gerekli bir sürü şarta rağmen sonuçta olayın bir kısmet işi de olduğunu unutmayınız. Herşeyiniz tamam gibidir, belgeleri taşımak için hamal bile tutmuş olabilirsiniz. Ama oradaki görevli suratınıza bile bakmadan (ya da sadece suratınıza bakarak) “No” diyebilir. Lütfen savaş alanını mağlup terk eden kumandan gibi veya hafta sonu maç sonuçlarına bakan bir fanatik gibi moral bozukluğu yaşamayın. Çıkmayan candan, alınmayan vizeden ümit kesilmez. Eksiklerinizi tamamlayıp tekrar müracaat edebilirsiniz. Olmadı, vize gerekmeyen bir başka yerin yolunu tutabilirsiniz. Önemli olan bu işe niye kalkıştığınızı unutmamanız, niyetinizi bozmamanızdır.

Vize Vize Dedikleri – Bu yazı 2007 yılının Aralık ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 11. sayısından alınmıştır.

Yazar : KEMAL CEM

Gezginin Günlüğü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir