Cumartesi , 20 Nisan 2024

Yedikule Soğanlı Bitkiler Parkı Gezisi – Gezgin Atölye

Yazı: Saliha Balcı Fotoğraflar: Gezgin Fotoğraf Atölyesi

Her sınırlama bir tanımlamadır, Gezgin Atölyesinin bize fotoğraf çekmek ve bilgilerimizi zenginleştirmemiz ile sınırladığı gezinin, hayatımıza özel bir günün tanımlamasını nereden bilebilirdik ki.. Öğrencilerine sadece fotoğraf çekmeyi değil, bir başkasının çektiği fotoğrafı yorumlamayı, farklı bir açıdan bakmayı, insanı, düşünmeyi, öğretmeyi amaçlar.. Yürüme tanımıyla ile birlikte bir çok güzel adımın başlangıcına tanıklık eder.

Fotoğraf : İkbal Hümay Akyıldız
Fotoğraf : İkbal Hümay Akyıldız

Heyecanla beklediğimiz dönem sonu gezisinin Yedikule Soğanlı Bitkiler Parkı’nda gerçekleşeceğini duyduğumda nasıl bir yanılgıysa artık ‘ooo tamam, iki tane lale çekeceğiz her türlü kolay olacakʼ gibi bir havaya kapıldım. Birçok fotoğraf meraklısı tarafından klasik hale gelmiş laleleri çekme fikri size de çok basit geliyor ise yanılıyorsunuz, bizzat denedim ve sanırım çok başarılı olamadım. Özel olarak bir parka gidip lale fotoğraflamak basit geldiğinden daha önce denemediğim ‘amann lale çekmekte ne var?ʼ deyip her zaman ertelediğim bir durum.

Fotoğraf: Nuh Alper İnan
Fotoğraf: Nuh Alper İnan

Gezgin atölye bunu hissetmiş olacak ki lale parkını seçti. Bir lale ile uğraşmak onu incitmeden küçük hareketlerle çekim için hazırlamak hatta lalelerin içinde sağlıklı ve güzel olanını seçmek, orada bulunan insanların kadrajınızda yer almamasını sağlamak, tam olarak fotoğrafçının avcılık hissine kalmış.. Yine de farklı bir bakış yakalamak için makinemi laleler için yerleştirip aşağıdan çekme fikri çok sıcak geldi. Ancak Arkadaşımın kafasını ‘napıyo bu?’ deyip uzatmasıyla güzelim fotoğraf bozuldu. Ve ben maalesef bunu parktan ayrıldıktan sonra fark ettim. Lütfen arkadaşlarınızın kadrajına kafanızı sokmayınız. Yine de bu konuda gerçekten çok başarılı olan arkadaşlarımız oldu..

Fotoğraf : Tuba gül gündüz
Fotoğraf : Tuba gül gündüz

İstanbul’un sesine, iş temposuna, trafiğine kısa bir mola vermek isteyenlerin uğraması gereken bir park. Fotoğraf çekmek için değilse bile kitabınızı alıp bir gölgede renklerin içinde kendinizi dinleyebileceğiniz bir alan.

nuh alper inan (16)
Fotoğraf: Nuh Alper İnan

Renk renk dağılan lalelerin çekimini bitirdikten sonra, hedefimiz Yedikule zindanlarıydı. Ancak sahilde yürüyüp deniz havası almadan geçmek istemedik. Güneşi gören herkes bizden önce davranmış, sahilde piknikler kurulmuş, salıncaklar yapılmış, toplar çıkarılmış, mangallar yakılmış bile sahil üzerinde yürürken bu kalabalık karşısında yine de yorulmuyorsunuz, insanların neşesi sizin de enerjimizi artırıyor.

övgü_sinem_buğan
Fotoğraf: Nuh Alper İnan

Tabii sahil üzerinde yürürken karşınıza kâğıt helvacılar, pamuk şekercilerin çıkması kaçınılmaz, her ne kadar bir iki tanesini reddetsekte sahilin ortasında dayanamayıp kâğıt helva yiyenler kervanına biz de katıldık. Yol üzerinde artık bir elimizde kağıt helva, bir elimizde makinemiz sağımızda deniz, solumuzda sürekli bir şeyler meşgul olan, eğlenen, koşan çocukları izleyerek ilerledik. Karşınıza tabii ki sahillerin olmazsa olması çiçekçi ablalar çıkacak. Durmak zorunda olduğumuz ve çiçek almak istediğimiz bi anda gelen çiçekçiye Alper’in yaptığı çoğunlukla, arkadaşınızı göstererek Oʼna git.. O’na deyip teyzenin arkadaşımıza gidişini ve arkadaşımızın hallerini izlemek gerçekten çok eğlenceliydi.

Fotoğraf : Gökhan Can
Fotoğraf : Gökhan Can

Uzun bir sahil yürüyüşünün ardından artık samatya sokaklarına girdik burada herhangi bir haritaya ihtiyacınız yok. Her ne kadar sokakları dar uzun olsa da hepsi belirli bölgelere çıkıyor. Hemen girişinde sizi ‘Samatya‘ya Hoşgeldinizʼ yazısı karşılıyor dar bir sokağa giriyorsunuz ve sağlı sollu cafe, çay bahçeleri restorantlar sıralanmış halde sizi bekliyor. Sokaklarda oynayan çocuklar, kediler, bakkalın önünde oturan amcalar, balkondan öylesine seyir eden teyzelerle birlikte tam bir mahalle kültürünü hissetmeniz mümkün. Mahalle arasında makine elinizde her an bir şey yakalayacak olmanın verdiği merak ile ilerliyorsunuz. Baktınız olmadı grubunuzdan birkaç kişi lensini aynı yöne çevirmiş bir şeyler çekmeye çalışıyorsa soluğu yanlarında alın 🙂 Orada kesinlikle dikkatinizi çeken bir şeyler vardır. ( Bu bir aceminin taktiğidir. Bizzat denendi, onaylandı.) Ve biz tabii ki çay kolikler olarak balıkçı sığınağından bozma içinde eski eşyaların bulunduğu bir kafeye geçtik.

gezgindergi_yedikule_gezisi21
Fotoğraf: Nuh Alper İnan

Kafenin içinde daktilo, gaz lambası ve adını bilmediğimiz bir çok eşyadan oluşan bir köşe yapılmış. Burada herkes kendinden bir parça bulabilir, geçmişine dair bir An’ı yakalayabilir. Bekir Talha için Dikiş makinesi büyük iz bırakmış olacak ki büyük bir itina ile birkaç kez pozladı. Tabi bu esnada inanılmaz sıcak sohbeti ile Gazeteci Yazar Ülkü Özel Akagündüz (Ülkü Ablamız) Orta Doğu ile alakalı projesinden, Ortadoğu gezerken savaş insanlarının her şeye rağmen umutlu olduklarını, hayatlarını yaşamaktan, mutlu olmaktan vazgeçmediklerinden bahsetti. Evi Yıkılan Bir Anneye ne düşünüyorsun? bundan sonra ne yapacaksın sorusuna anneden ‘buna da hamd olsun’ cevabını alması aslında elimizde mutlu olmak için ne kadar çok şey olduğunu hatırlattı. Bizim için ayrı bir ders oldu.

Fotoğraf: Nuh Alper İnan
Fotoğraf: Nuh Alper İnan

Gezinin son dakilarına doğru geldiğimizde ‘bitti mi?’ ‘neden?’, ‘ama’ diye başlayan cümleler kurmaya başladık. Daha o gün tanıdığımız insanlarla birkaç saatte arkadaş olup ‘ama keşke daha önce tanışsaydık’ deyip geçen zamana üzüldüğümüz oldu. Sonucunda elinizde birkaç kare, an ve arkadaşlıklar ile birlikte geri dönüyorsunuz..

Yedikule Soğanlı Bitkiler Parkı Gezisi – Bu yazı 2015 yılının Mayıs ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 99. sayısından alınmıştır.

Yazar : GEZGİN YAZAR

Türkiye'nin Gezi, Seyahat ve Fotoğraf Dergisi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir