Gezgin Dergi

Baharın coşkusuna kapılmak; Fırtına Deresi’nde Rafting

Yazı: Abdülkadir Ürkmez – Fotoğraflar: Halit Ömer Camcı

Eriyen karlar, tepelerden aşağıya, çağlayarak akarken henüz yeşillenen dallar su damlalarıyla diriliyor. Baharın kolları, uzun süren hasretin ardından sevgilisine dolanır gibi can veriyor doğaya. Narin ilkbahar güneşi bulutların arasından sıyrılıp sıcak yüzünü gösterirken, insanın kanını da kaynatıyor.Kaynayan kanın en iyi durulacağı yerlerden biri, Kaçkar Dağları’nın hırçın fakat alımlı güzeli; Fırtına Deresi. Burası,içlerindeki coşkunun seyrine varmak isteyen raftçıların da göz bebeği.

Fırtına Deresi, Kaçkar Dağları’nın Karadeniz’e bakan yamaçlarındaki derelerin birleşmesi ile oluşmuş. Dere, Kaçkar Dağı’nın 3932 metreye dek yükselen tepelerine düşen yağmurların ve kar sularının 57 km sonra denizekavuşması nedeniyle dünyanın en hızlı akan nehirleri arasında yer alıyor. Rize Ardeşen’in yaklaşık 2 km. batısında Karadeniz’e dökülmeden önce çay bahçeleri içerisinden geçen, üzerindeki kemer köprülerle süslü Fırtına Deresi, tüm dünya raftçılarının umdukları heyecanı yaşayabildikleri bir parkur. Antalya’daki Köprülü Kanyon’da 10 çağlayan varken, Fırtına Deresi 150’den fazla çağlayan ve 23 kilometrelik ideal bir parkura sahip. Bu da katılımcıların rafting yaparken aldığı zevki doruğa çıkarıyor.

Flora ve faunanın zenginliği, yeşille mavinin her tonu, Fırtına Vadisi’ni, dünyada koruma altına alınan ilk 200 vadi içine sokuyor. 2004 Yılında Fırtına Vadisi’nde yapılan Türkiye Rafting Şampiyonası nedeniyle, bölge, rafting sporu için de cazibe merkezine dönüştü. Özellikle bölgede rafting yapan yabancılar Fırtına’daki heyecanı, adrenalini tarif etmekte zorlandıklarını ifade ediyorlar. Türkiye’nin Çoruh’tan sonraki en iyi ikinci parkur seçilmesi ise; önümüzdeki yıllarda Fırtına Vadisi’nin akarsu sporlarınındaha da önemli bir merkezi olacağının göstergesi.

Parkur ve zorluk çeşitliliği kusursuz… Rize – Ardeşen kara yolundan, güneye çıkan karayolu takip edilerek 22. km. de Çamlıhemşin ilçesine ulaşılır. Çamlıhemşin’in yaklaşık 1 km. güneyinden parkura başlanılabilir. 5.kilometrede iri kayalara dikkat edilmeli. 7. km, 8. Km ve 9. kilometrede tehlike arz eden geçişler olduğu için suyun iyi incelenmesi gerek. 12. kilometrede batı yönünde kalan yamaçtaki Duygulu Şelalesi, maceraya ayrı bir güzellik katıyor. Parkuru, Fırtına Deresi’nin Karadeniz’e dökülmeden önce uygun bir yerinde bitirmek mümkün. Yaklaşık 23 km. süren parkur boyunca derenin yatağı çok taşlık olup, suyun debisine göre 3, 4, 5 zorluk derecesinde yerler var. Aşırı yağmurlarda dikkat edilmeli.

Bölgede rafting için üç ayrı parkur bulunuyor;

1) Çamlıhemşin – Ardeşen Parkuru:Bu Parkurda tehlikeli iki adet rapit bulunmakta ve raftçıların bu bölgelerden geçişleri tavsiye edilmiyor. Parkur uzunluğu 20 km.

2) Dikkaya- Timisfat Köprüsü: Rafting Şampiyonası’nda nehir inişinin yapıldığı yer. Zorluk derecesi yüksek olan bu bölgede çeşitli rapitler raftçıların ilgisini çekiyor. 5 km uzunluğu olan parkur profesyonellerin tercihi. Suların düşük olduğu dönemlerde acemi raftçılar da rafting yapabiliyor.

3) Pelegivat Köprüsü – Fırtına Köprüsü: Bu parkurun uzunluğu 6 km olup ilk defa rafting yapacaklar için doğru bir başlangıç noktası.

Fırtına Vadisi’nde her dönem rafting yapılabilse de en doğru zaman Mayıs- Haziran ve Temmuz ayları. Ağustos aylarında karların erimesi ile su seviyesi ciddi oranda düşüyor. Ancak yörenin sürekli yağış alması, Fırtına Deresi’ni yılın herhangi bir ayında rafting için uygun hale getiriyor.

Rafting; yeni dünyanın akarsularında doğdu…

Rafting, raft adı verilen botlarla yapılır.Bu botlar, Amerika’da, önceleri (1900’ların başında) akarsularda güvenli olarak yük taşımakta kullanılıyormuş. Raft, her türlü akarsuda hareket edebilecek yapısı ve yapıldığı sağlam malzeme nedeniyle akarsu taşımacılığında tercih edilmiş. II. Dünya savaşı sırasında çıkartma amaçlı olarak kullanılan botlar diğer ülkelerin de dikkatini çekiyor ve yaygın olarak kullanılmaya başlanıyor. Spor amaçlı kullanım da yine Amerika’da başlıyor. Keşif amaçlı akarsu yolculukları ve çeşitli etkinlikler yapmak üzere kurulan bir kulüp 1973 yılında “Sobek Expedition” adını alarak dünyanın çeşitli ülkelerinde keşifler yapmaya başlıyor. Çoruh’u da 1982’de ilk bu ekip geçiyor.Gruplar; bot (raft) büyüklüğüne göreBoyu 3.6 m. ile 4.8 m. arasında, dolansuyu kendiliğinden boşaltan, modern,sağlam ve şişirilebilir botlar kullanılıyor.Botlar bölümler halinde ve batmaz özellikte. Suyun sığ olduğu zamanlarda, küçük dalgaların içinde daha fazla hareket ve heyecan sağlayan daha küçük botlar da kullanılabiliyor. Botların büyüklüğüne göre sporcu sayısı,rehberin yanında, 2’den 8’e kadar çıkabiliyor.

Nehirler; zorluk derecelerini belirliyor.Zorluk derecelerini nehrin akış hızı,kayaların çokluğu gibi etkenler belirliyor.Akarsu, yatağı içinden geçerken çeşitli doğal engelleri geçmek zorunda. Suyun yolunu kesen bu engeller genel akışın hızını ve yönünü etkiliyor, suda türbülanslar, dalgalar ve akışta ani süratlenmeler oluşturuyor. Akarsu sporlarında, bu tür beyaz ve köpüklü görüntüler sergileyen bölgelere “Rapid” (Şarlak) adı veriliyor.

Hızlı akan nehirlerde kontrolü sağlamak zor olduğu için, nehirler akış hızlarına göre, yani zorluk derecelerine göre 1’den 6’ya kadar numaralandırılıyor. 1. Derece, küçük, kolay geçişler için uygun iken 6. Derece, geçişi uzman raftçılar için bile zor yada imkansız olan nehirleri ifade ediyor. 45 dakikalık eğitim başlangıç için yeterli… Rafting, herhangi bir beceri ve fiziksel kondisyon gerektirmediğinden dileyen herkes bu sporu yapabilir. İlk iki derece için yüzme bilmek bile gerekmeyebilir ancak hakiki, adrenalin isteyen bir rafting yapabilmek için iyi yüzmek şart. Bir de sizi yönlendirecek ve bilgilendirecek bir rehber… Yani rafting yapabilmeniz için bir kursa gitmenize gerek yok. Bütün güvenlik önlemleri, 45 dakika süren kısa bir eğitimle size öğretiliyor ve gerekli malzemeler sizin için temin  ediliyor. Giyinip kuşandıktan sonra, tecrübenize göre bir bota yerleştirilip suya bırakılıyorsunuz. Botunuzda yer alan rehber ve yardımcısı sürekli olarak telkinde bulunuyor ve herhangi bir zorlukla karşılaştığınızda ne yapmanız gerektiği konusunda yardımcı oluyor. Sanılanın aksine, gerekli malzemeleriniz olduğu ve gerekli güvenlik önlemleri alındığı sürece rafting tehlikeli bir spor değil. Can yeleği, kask, ayakkabı, rescue rop (kurtarma ipi) ve flip rop (devrilen botu çevirmek için kullanılan ip) rafting yapabilmek için mutlaka olması gereken malzemeler.

Profesyonel raftingçilerin tercihi Türkiye

Türkiye her bölgesinde rafting için elverişli nehirler barındırıyor. Fırtına Deresi’nden başka, özellikle Çoruh Nehri, Manavgat Çayı, Melen, Köprüçay, Dim Çayı, Alara Çayı ve Dalaman Çayı bunların en çok bilinenleri. Son birkaç yıldır rafting için elverişli hale getirilen bu nehirlerde dört mevsim rafting yapabilmek mümkün. Bu özelliğiyle pek çok yabancı turist ve profesyonel yalnızca rafting için buraya
geliyorlar.

Türkiye’de rafting’in tanınmasıyla birlikte bir “Kano ve Rafting Federasyonu” da kuruldu. Bunun yanı sıra hafta içi, hafta sonu, günübirlik ya da konaklamalı rafting turları düzenleyen turizm şirketleri çoğaldı. Bu kuruluşlar, uzman rehberler eşliğinde rafting turları düzenliyorlar. Her türlü malzeme ve rehber onlar tarafından sağlanıyor.

Baharın coşkusuna kapılmak; Fırtına Deresi’nde Rafting – Bu yazı 2007 yılının Temmuz ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 6. sayısından alınmıştır.

Exit mobile version