Gezgin Dergi

KUALA LUMPUR

Yeryüzünün en renkli ışık bahçeleri

Yazı: Nurya Çakır Fotoğraflar: Halit Ömer Camcı

” İlginç bir şekilde ülke gündemine düşen Malezya’yı daha yakından tanıyabilmek için yollara düştük. Karşılaştığımız şey paylaşmaktan mutlu olan farklı kültürlerde sıcak yüzlü insanlar oldu.

Yola çıktığımda genel geçer bilgilerle dolu zihnimde üç beş katalogdan kalan görüntü kırıntıları vardı. Güzel bir ülke işte o kadar diyordum. İstanbul’dan Singapur hava yolu ile Dubai ve Singapur üzerinden Kuala Lumpura vardığımda uçağa bindiğim zamanın üzerinden tam 17 saat geçmişti. Dünyanın en büyük ikiz kuleleri Petronas’ın hemen yanında bir otele yerleşip biraz dinlendikten sonra gözümü açıp şehre baktığımda gördüğüm manzara dünyada eşine az rastlanır bir güzellikteydi: dünyanın en güzel ışık bahçesi işte gözlerimin önündeydi.

2007 malezya turizm yılı için yapılan dünyanın en büyük dönme dolaplarından biri

Selamet Datang… Malezyaya Hoşgeldiniz.

Hava alanında beni karşılayan rehberimden, otel resepsiyonunda görevlilere kadar herkesin güler yüzle telaffuz ettiği ilk cümle buydu: selamet datang. Hoşgeldiniz. Selamet kelimesi Arapça’dan Türkçe’mize de giren selamet (mutluluk) kelmesi ile aynı anlama geliyor. Halkın Malayca konuştuğu ülkede kullanılan dil içinde 500’e yakın kelime Türkçede kullandığımız kelimelerle ortak. Yani hiç Malayca bilmediğiniz halde konuşmalara kulak kesildiğinizde, konuşmanın içeriği ile ilgili bir kanaate ulaşabilirsiniz. Ortak kelimeler yüzyıllar önce İslamiyeti Malezya’ya getiren Arap tüccarların kullandıkları bazı kelimelerle beraber, daha sonraki süreç içersinde belli sebeplerle bu topraklara gelmiş Türk askerlerinin halkın diline kazandırdığı kelimelerden oluşuyor.

Petronas Kuleleri hatıra fotoğrafı çektirmek isteyenlerin uğrak yeri

Gökyüzüne yaklaşma yarışında şimdilik ikinciler Başkent Kuala Lumpur, renklerin, doğal güzelliğin ve görkemin şehri. Tayvan Taipei’de yer alan Taipei101 binasının rekoru elinden aldığı güne kadar dünyanın en büyük yapısı Kuala Lumpur’daki Petronas kuleleri idi. En uzun yapı ününü kaybetse de henüz en uzun ikiz kule ünvanını kimseye kaptırmış değil. Toplam 452 metrelik bu ikiz kule, şehrin ruhunu oluşturan bir başyapıt gibi. Henüz 150 yaşında olan Kuala Lumpur şehrini dünyaya tanıtan kuleler, insan zekasının nerelere varacağının küçük bir işareti. Hiç kuşkusuz bir mühendislik harikası. Kuleleri en güzel, 421 m yükseklikteki Menara Kuala Lumpur’den (Manera Kuala Lumpur TV kulesi) görebilirsiniz. Menara KL, bir tepenin üzerinde bulunduğundan, Petronas Kuleleri’nin de üstünden yükselir. Böylelikle buradan 2 devasa kuleye yukardan bir bakış sağlanıyor. Kuleler bünyesinde, birçok alış veriş merkezi, doğal bilimler müzesi “Petrosains” , bir senfoni orkestrası, bir sanat galerisi ve birçok büro barındırıyor. Kulelerden her biri 76 asansöre sahip, bunların 29 tanesi her seferinde 26 kişi taşıyan çift katlı asansörler. İnşaat için 37.000 ton çelik kullanılan yapıda 32.000 de pencere yer alıyor. Yani anlayacağınız dünyaya 32.000 ayrı pencereden bakabiliyorlar Petronas sakinleri. Bu çeşitlilik ve bu göğe yaklaşma hissi Malay ırkının da karakterini yansıtan bir ipucu gibi. Vizyon sahibi ve iddiaları var.

Henüz 50 yaşında genç bir ülke olan Malezya’nın vizyonunu başkent Kuala Lumpur’daki birçok yapıdan, parkbahçeden, insanların sevecen ve sıcak duruşlarından anlayabilirsiniz. Bir yıl görülen bir güzel: ‘eye on malaysia’ Gökyüzü mü dediniz. Malezyalılar gökyüzüyle barışıktırlar çünkü: çünkü dünyanın en büyük ikiz kulelerini onlar yaptırmışlardır. Çünkü dünyanın en büyük dönme dolaplarından ilk sıralarda yer alanı Kuala Lumpur’da dönüp durmaktadır. Her gün binlerce ziyaretçisi ile birlikte. Sadece 2007 yılı tanıtım kampanyası için yapılan ve 2008 yılında kaldırılacak olan dönme dolap bir yıl kadar kısa sürecek olan ömrüne rağmen şimdiden başkentin sembolü haline geldi bile. O Malezya’nın gözü, belkide göz bebeği. Tam arkasında biraz uzakta duran Petronas kuleleri ile bir bütünü tamamlıyorlar.

Dünyanın en büyük ikiz kuleleri olma ünvanını ellerinde bulunduran Petronas Kuleleri, bütün ihtişamıyla ziyaretçilerini bekliyor

Yeryüzünde Cennetten Bahçeler ya da Kelebek Etkisi

Kuala Lumpur’un görülmesi gereken en önemli adresleri arasında Kuş Parkı, Kelebek ve Orkide Bahçesi yer alıyor. Kelebek bahçesinde yeryüzünün en narin en alımlı en naif yaratıkları kelebeklerin bir ressamın elinden çıkmış hissi uyandıran kanatlarının desenleri gezenleri büyülüyor. Yüzlerce tür kelebeği bu bahçede görmek mümkün. Kelebeklerle beraber büyük bir havuzda etkileyici güzellikte yüzen Japon balıklarını da.

Kelebek parkında balıklar

Kelebekler o kadar güzel ki Malay’ların kumaş boyama sanatı olan Batik’lerin çoğunda onlardan aldıkları ilhamın izlerini görebiliyorsunuz. Kelebekler sizde ‘kelebek etkisi’ yapıyor. Aklınızdan çıkmayan güzellikleri dönüş yolculuğunuzda gözlerinizi kapattığınız anlarda aklınıza geliyor.

Kelebek parkı

Kuş parkı en az kelebek bahçesi kadar ilginizi çekecektir hiç şüphesiz. İnsanoğlunun uçma arzusunu yere inmiş kuşlarla teselli edebileceği bir yer kuş parkı. ‘Bakın onlar insanlar arasında yürüyorlar, en azından bu parkta eşitiz’ diyebilirsiniz. Çünkü doğal ortamlarında asla o kadar yakınında duramayacağınız nadide kuşlar Kuala Lumpur Kuş Parkı’ında küçük bir gölde, ağaçların dallarında yada ayaklarınız arasında dolaşıyor olacaklar. Sanat harikası kanatlarını eğer nazlı değillerse o gün sizler için açan tavus kuşlarına hayranlığınız kat be kat artacak. Pelikanlar, sülünler, filamingolar, kartallar, papağanlar, deve kuşları, başlıklı güvercinler, guguk kuşu, çoban aldatan, ardıç kuşu, Mynah ve Merbok türü ve rengârenk tüyleriyle tavus, trogon, broadbills, pittas, altın aurioles balıkçıllar, tukan ve güneş kuşları.. İsmini ve kendini ne belgesellerde ne de ülkemizde herhangi bir hayvanat bahçesinde görebildiğimiz envai çeşit kuşa dokunma mesafesinde yaklaşabilmek size tarifsiz bir mutluluk verecek. Her iki eşsiz parktan çıkıp yönünüzü gayri iradi bir bahçeye, renklerden bir okyanusa, orkide bahçesine çevireceksiniz…

İşte burada film şeritten kopmuş olacak.

Orkide Bahçesi

Sadece bir tür çiçek için dizayn edilmiş büyük bir parkı her ülkede görmeniz mümkün değil. Malezya bu alanda özel bir gayret içine girmiş ve ülkesinin iklim şartlarına çok uygun ve ticari değeri çok yüksek olan Orkideler için büyük bir bahçe (park) yapmış. Orkideler narin, cazip güzellikte, egzotik görünüşlü çiçekleri ile bütün dünyada en kıymetli çiçeklerin başında yer alıyor. Bu çiçeklerin uzun ömürlü ve dayanıklı olması kesme çiçek olarak (ticari) değerini de artırmakta. Orkide genelde tropik bölgelerle birlikte güney kutbu gibi sert iklimler hariç bütün iklimlere uyum sağlayan bir çiçek türü.

Dünyanın farklı noktalarında toplamda 20.000’den fazla çeşide sahip. Ama Malezya kadar birçok türü birarada barındıran ve dünyanın orkide ihtiyacına cevap veren bir başka ülke yok. Kuala Lumpur Orkide Bahçesi bünyesinde Dendrobium, Miltonia, Dendrobium, Odontoglossum, Vanda, Phalaenopsis gibi ünlü orkide türlerinin de içinde bulunduğu yüzlerce türe ev sahipliği yapmaktadır. Orkide bahçesinde yüzlerce cins orkide ile birlikte birçok renkte japon gülleri gibi tropikal çiçekler de görebilirsiniz.

Alışverişin Cazibesi

Kuala Lumpur’un gözde ziyaret yerlerinin başında büyük alışveriş merkezleri de mutena yerini alıyor. Özellikle elektronik ve hediyelik eşya olarak ekonomik anlamda çok uygun ürünler alabileceğiniz mağazaları büyük bir keyifle dolaşabilirsiniz. Az-biraz ‘kültür insanıyım, birkaç büyük albüm kitap alayım,’ derseniz tam yerine geldiniz demektir. Kitap fiyatlarındaki vergilerin ve kağıt fiyatlarının düşüklüğünün sonucu olarak Türkiye’de 300-500 $’a alabileceğiniz prestij kitapları Kuala Lumpur’da 100 $ civarında fiyatlara bulabilirsiniz. Aynı oran bilgisayar, fotoğraf makinası gibi ürünler için de geçerli. Büyük alışveriş mağazalarının ücretsiz yüz bakım ve uzak doğu masajları hizmetinden de isitfade edebilirsiniz. Masaj demişken Kuala Lumpur’daki masaj salonlarından bahsetmemek olmaz.

Kuala Lumpurda birçok saygın masaj salonunda başta spa masajı olmak üzere el ve ayaklara yapılan refleksoloji masajına kadar çok alternatifli masajlar yaptırabilirsiniz. Yolculuk ve iş yorgunluğunuzu üzerinizden atabileceğiniz en güzel tedavi metodlarından biri kesinlikle bu masajlar.

Yeni Tadlara Hazır mısınız?

Malezyada ve uzak asya ülkelerinde yemek tarzları Türkiyeye hiç benzemiyor. Yemek mevzusunda yeni tadlara açık değilseniz işiniz iş. Çünkü Malezya’da tamamen farklı bir ağız tadı var. Bol baharatlı ve bol deniz ürünü tüketilen bir yemek alışkanlığı var.

Ülke nüfusundaki renkliliği Malezya mutfağında da görmeniz mümkün oluyor. Okyanusla çevrili bir ülkenin başkenti olan Kuala Lumpur’da birçok balık türüyle birlikte istiridye, istakoz, yengeç, midye gibi deniz ürünleri de mutfaklarda ikram edilen yiyeceklerin başında geliyor. Bizim alabalık tesislerimiz gibi canlı istiridye, istakoz lokantaları her yerde boy gösteriyor. Balık yada deniz ürünü yemek istemem diyenlere suşi başta olmak üzere birçok çorba ve yemek türü ikram ediliyor. Eğer bu tadlara alışamazsanız her yerde Mc Donald’s ve Kentucky FC bulabilir ve patates kızartması yiyebilirsiniz.

Yemeklere alışamayabilirsiniz ama Kuala Lumpur’un meyvelerine diyecek bir söz bulamayacaksınız. Türkçeleştirdiğimizde Ejderha meyvesi anlamına gelen Dragon fruit, Kuala Lumpur’da yiyebileceğiniz en ilginç meyvelerden biri. Tadı pek şekerli ve lezzetli olmasa da rengi ve şekli çok güzel. Turuncu ve (sütlü kahve) beyaz(ı) renklerde olabiliyorlar.

Bir diğer meyve rambutan. Püskülü bir kapsülün içinde biraz kaygan bir iç meyveden oluşan, lezzetli bir meyve. Hindistan cevizi özellikle tam olgunlaşmadığı zamanlarda ağacından kutusu ile kopardığınız bir meyve suyu gibi. Çok besleyici ve tadına alıştığınızda ısrarla içmek isteyeceğiniz bir meyve. Kuala Lumpur’da bizim bir kebap ismimizle aynı adı taşıyan biraz da ilginç bir meyve var: Buryan. Buryan’ın özelliği otellere ve uçaklara sokamamanız. Yani buryan yiyecekseniz pazarda aldığınız yerde kesip yemeniz. Buryan insanı rahatsız eden bir kokuya sahip. Bu koku yedikten sonra da ağızda rahatsız edici bir rayihaya dönüşüyor. Bu kokuya sizin katlanmanız yeterli değil, çünkü meyveyi yedikten sonra etrafa yayılan bir rayihası oluyor. Yemek büyük bir cesaret gerçekten. Ama tadı güzel (diyorlardoğrusu ben cesaret edemedim).

En Büyük Ayakta BUDA

Uzak doğu ülkelerinde bir en büyük, en uzun, en geniş yarışı vardır ki sormayın. Kendi aralarında bir yarışa dönen bu tavır en büyük bina, en hızlı tren, en geniş bahçe şeklinde sürüp gidiyor.

Bu mesele bazen dini argümanlar arasında da yaşanıyor. Örneğin Tayland Bankok’ta en büyük yatan buda heykeli bulunuyor. Kuala Lumpur’da da dünyanın en büyük ayakta buda heykeli yer alıyor.

Selangor eyaletinin Batu Caves bölgesinde yer alan bu heykel hemen arkasında yer alan büyük bir dağın içindeki kireç taşı mağarasını hemenarkasına alıyor. Senenin belli günlerinde Budist halkın gelip kendilerini Buda’ya adadıkları festivaller yapılıyor. Mağaraya girmek 272 basamaklı dev bir merdivenden yukarı çıkmakla mümkün oluyor.

Merdivenlerde oranın kedisi sayabileceğimiz maymunlar, elinizde ne varsa size selam verip almak üzere üzerinize atlamaya çalışıyor. Biraz dikkatsizseniz çantanızı aşırmaları işten bile olmuyor. Mağaranın içine çıktığınızda derin bir soluk almanız gerekiyor. Çünkü merdiven gerçekten yoruyor. Mağara girişinde iguana ve yılanlarla fotoğraf çektirebiliyorsunuz. Gerek maymunlar, gerek yılanlar ve iguanalar ve gerekse tropikal iklimde yaşayan diğer yaban hayvanlar ülkede ciddi bir koruma altında yaşıyorlar. Onlara zarar vermemek üzere düzenlemeler yapılıyor.

Palmiye Sadece Bir Ağaç Değil

Bol yağışlı ikliminden dolayı Malezya, ormanı bol bir memleket. Malezya’da nereye bakarsanız bakın palmiye ağacı ve uçsuz bucaksız palmiye bahçeleri görürsünüz. Dünyanın palmiye yağı üretiminin yüzde 60’ının buradan karşılandığını düşünürsek, bu tropikal bitkinin Malezya ekonomisindeki yeri anlaşılır. Palmiyenin buradaki adı ‘altın meyve’. Malezya yılda 10 milyon tona yakın ham palmiye yağı üretiyor. Bunu iç piyasada tükettiği gibi önemli bir kısmını da Pakistan, Singapur ve Çin’e ihraç ediyor. Bizdeki ayçiçek ve zeytinyağının yerini burada palmiye yağı almış durumda.

Malezya mâden bakımından da çok zengindir. Kalay üretiminde dünyâ birincisidir. Dünyâ kalay üretiminin % 70’ini Malezya karşılar. Kalay daha çok yarımada bölgesinden çıkarılır. Demir, boksit, petrol, manganez, altın, tungsten ve titan diğer önemli mâdenleridir.

Merdeka

Merdeka, Malayca’da bağımsızlık demek. Bundan tam elli yıl önce bir İngiliz sömürgesi iken büyük bir kararlılık ve mücadele ile bağımsızlıklarını kazanan Malezyalı’lar her senenin 31 Ağustos’unu (bizden bir gün sonra) bağımsızlık ve kurtuluş günü olarak kutluyorlar.

Geçmişine, dünyaya ve geleceğe ümitle bakan Malezyalılar, kendi kimliklerini korumak adına taşıdıkları bayraklarını ‘merdeka’ akşamında yeni nesillere emniyetle veriyorlar. Büyük bir coşkuyla kutladıkları bağımsızlık günü ve gecesine dünya medyasından ve bürokrasisinden binlerce misafir de katılıyor. Dünya ile barış içinde yaşamanın formülünü bulmuşlar.

Malezyaya Niçin Gidilir? 

Ülkenin cazip yönleri arasında renkli festivaller, nefes kesen gökdelenler, sempatik kültür varlıkları, büyüleyici adalar ve kumsallar, etkileyici flora ve faunaya sahip bir milyon yıllık yağmur ormanları sayılabilir. Doğal güzelliğin içinde dinlenebilir, dost canlısı sıcak insanlarla tanışabilir, en güzel otellerde konaklayabilir, şaşırtıcı zenginlikte alışveriş seçeneklerinden yararlanabilir ve lezzetli yemeklerinden yiyebilirsiniz.

Özet itibariyle Malezya, orda, biraz uzakmış gibi duran ama aslında çok yakın olan mesafede size kendi sırlarını, gizemli dünyasının kapılarını açmayı bekliyor. Malezyadan dönerken aklınızda kalacak en güzel görüntü, doğal güzelliği, etkileyici binaları değil, güler yüzlü insanları olacak.

Nasıl Gidilir: Malezya ve Singapur hava yolları ile Dubai üzerinden Singapur’a, yada direk Kuala Lumpur’a uçuş yapmanız mümkün.

Ne Yenir: Malay mutfağından, çin, hint ve Tayland mutfağına kadar geniş bir mutfak sizi beklemekte. Bol baharattan ve deniz ürünlerinden hoşlanmıyorsanız biraz zorlanabilirsiniz.

Kuala Lumpur’da Görülecek Yerler: Çin Mahallesi, Masjid Jamek Camii, Ulusal Cami, Dataran Merdeka (Özgürlük Meydanı), Ulusal Tarih Müzesi, Adliye Sarayı, Putrajaya bölgesi, St. Mary Katedrali, Petronas Kuleleri, Eye on Malaysia, Milli Sanat Galerisi,  Milli Planataryum, Milli Bilim Merkezi, Malezya Orman Araştırmaları Müzesi, İslam Sanatları Müzesi vs..

Dil: Kuala Lumpur’da halk Malayca (Bahasa) ve İngilizce konuşmaktadır.

Para Birimi: Malezyada günlük ticaret için Ringgit kullanılır. Hava alanı, oteller ve şehrin göbeğindeki alışveriş merkezlerinde döviz bozdurabilirsiniz.

Etnik Yapı: Kalabalık etnik kitle nüfusun % 49’unu oluşturan Malaylardır. Malezya’daki Malayların tamamı Müslümandır. İkinci büyük etnik unsur % 35 orana sahip olan Çinlilerdir. Çinlilerin içinde az sayıda Müslüman vardır. Çoğunluğu Budist, bir kısmı Hıristiyandır. % 10 oranında da Hindistanlı vardır. Hindistanlıların da az bir kısmı Müslüman, çoğunluğu Hindudur.

Aklınızda Bulunsun: Yılın her mevsimi sıcak olan Malezyada yanınızda götüreceğiniz en önemli şey iyi bir yağmurluk olmalı. Kışın en yoğun günlerinde dahi yaz yaşayabileceğiniz Malezya’ya giderken hava ve iklim şartlarını gözönünde bulundurmaya dikkat edin.

Ülke İçi Ulaşım: Kuala Lumpur’da taksilerle ve sky trenlerle ulaşım yapabilirsiniz. Eğer taksi kullanacaksanız dikkat etmeniz gereken en önemli şey taksimetre çalıştırmak.

Malezya’da Sizi Neler Bekler? Malay kültürü, Çin kültürü, Hint kültürü ve diğer yerel kültürler. Farklı ırk ve dinlerden sıcak kanlı ve güleryüzlü insanlar. Dünyanın en eski yağmur ormanları. Yerel el yapımı eşyalar ve çağdaş moda alışverişleri. Geleneksel ve modern mimariye sahip yapılar. Uygun fiyata nefis yemekler. Zamanın durduğu kumsallar. Dünyanın en iyi dalış merkezlerinde denizaltının keşfi.

KUALA LUMPUR – Bu yazı 2007 yılının Ekim ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 9. sayısından alınmıştır.

Exit mobile version