Gezgin Dergi

Nameste Delhi

Gece gündüz Hindistan hayalleri kurarak geçirdiğim iki yılın ardından, 2014 Temmuz’unda bir aylığına Hindistan’a gitme şansını elde ettim. Asıl olarak Hintçe öğrenmek amacıyla yaptığım bu ziyaret sırasında, kaldığım şehir olan Delhi’nin her köşesini derinlemesine keşfetme olanağını da yakaladım. Bu yazımda, kelimenin tam anlamıyla tadı damağımda kalan bu deneyimi sizlerle paylaşmak, Delhi’nin sayısız güzelliklerinden bazılarını sizlere tanıtmak istiyorum. Hindistan’ı bir daha ki tatil mekanınız olarak belirlemeniz, geziniz sırasında bu rehberi yanınızda taşımanız umuduyla…

Yazı : Ilgın Nas Fotoğraflar : Halit Ömer Camcı

Hindistan’ın üçüncü en büyük şehri olan Delhi, ülkenin başkenti ve politik merkezidir. Şehir, aslında Eski Delhi ve Yeni Delhi olmak üzere iki bölümden meydana gelir. Hindistan’da Müslümanların hüküm sürdüğü 12 ve 19. yüzyıllarda devletin merkezliğini yapmış olan Eski Delhi’de bu dönemlere ait pek çok cami, medrese, kale ve anıtsal yapı bulunur. 1911 yılında İngilizler tarafından inşa edilen Yeni Delhi ise daha modern bir karaktere sahiptir.

Eski Delhi 

Moğol İmparatoru Şah Cihan tarafından 17. yüzyılda “Şahcihanabad” adıyla kurulmuş olan şehir, bugünkü Eski Delhi’nin temelini oluşturur. Tarihi yapısı büyük oranda korunmuş olan bu bölgede görülmesi gereken mekanlardan bazıları Kızıl Kale, Cuma Camisi, Jain Tapınağı ve Sih Tapınağı’dır. Eski Delhi’ye ulaşmak için metroyu kullanmak ve Chandni Chowk istasyonunda inmek en uygun yöntem olacaktır. Daha sonra yürüyerek ya da bisikletli bir rikşa adı verilen üç tekerlekli bir yolcu bisikleti ile adı geçen yerlere kolaylıkla ulaşılabilir.

Cuma Camisi 

Eski Delhi’nin dar sokaklarının üzerinde yükselen Cuma Camisi (Jama Mascid), Hindistan’ın en büyük camilerinden birisidir. 1650-1656 yılları arasında inşa edilen ve İmparator Şah Cihan’ın son mimari eseri olarak kabul edilen bu cami, Moğol mimari tarzını en iyi şekilde temsil eden eserlerdendir. Kırmızı kumtaşı ile inşa edilmiş olan caminin en göze çarpan özellikleri siyah ve beyaz mermerden yapılmış olan üç görkemli kubbe ve giriş kapısını çerçeveleyen iki devasa minaredir. Caminin Doğu, Kuzey ve Güney olmak üzere üç tane kemerli giriş kapısı vardır. 35 yüksek kumtaşı basamak ile ulaşılan bu kapılar, 25000 kişiyi barındırabilecek büyüklükteki devasa avluya açılır. Namaz saatlerinde turistlerin camiye girmesi yasaktır.

Kızıl Kale

Kızıl Kale

Kızıl Kale, (Red Fort, Lal Qila) İmparator Şah Cihan’ın Moğol başkentini Agra’dan, Şahcihanabad’a taşımaya karar vermesi üzerine 1638-1648 yılları arasında inşa edilmiştir. İsmini yapımında kullanılan kırmızı kum taşından alan kale, Moğol görkemini temsil eder niteliktedir.

Kaleye giriş, batı duvarının ortasındaki üç katlı Lahor Kapısı (Lahori Gate)’ndan sağlanır. Girişte karşımıza küçük bir kapalı market (Chatta Chowk) çıkar, onun ilerisinde artık Savaş Anıtları Müzesi (War Memorial Museum) olarak kullanılan Nöbethane (Naubat Khana) bulunur. Nöbethane’nin doğusuna doğru devamb eden yolun sonunda, kırmızı kumtaşından yapılmış Diwan-i-Aam (Halktan Ziyaretçiler Salonu)’a yer alır. Bu bina zamanında Moğol İmparatorlarının mücevherlerle döşeli mermer tahtlarında oturarak halkın şikayetlerini dinledikleri mekandır. Diwan-i-Aam’ın ilerisinde yer alan beyaz mermerden yapılmış göz alıcı Diwan-i-Khas (Özel Ziyaretçiler Salonu) ise, İmparatorların arkadaşlarını ve yakınlarını ağırlamak için kullanılmıştır. Moğolların meşhur Tavuskuşu Taht’ı (Peacock Throne) 1738 yılında Nadir Şah tarafından İran’a kaçırılana kadar bu binada korunmuştur.

Saydıklarımız, oldukça geniş bir alanı çevreleyen Kızıl Kale’nin içindeki onlarca eserden yalnızca birkaçıdır. Kaleyi 1857 yılında işgal eden ve bölgeyi bir askeri merkez haline getiren İngiliz ordusu, çeşitli askeri yapılar inşa etmek için bazı tarihi binaları yok etmiştir. 15 Ağustos 1947’de Hindistan’ın bağımsızlığının sembolü haline gelen Kızıl Kale, günümüzde UNESCO tarafından bir dünya mirası sayılmaktadır.

Digambar Jain Tapınağı 

Digambar Jain Tapınağı, Kızıl Kale’nin karşısında, Netaji Subhash Marg ile Chandni Chowk sokaklarının kesiştiği noktada yer alır. 16. yüzyılda kırmızı kumtaşından inşa edilmiş olan yapı, Delhi’deki en eski Jain tapınağıdır. Hindistan’da iki bin yıldan uzun süredir varlığını sürdüren Jainizm inancı, özellikle şiddetten uzak durma ilkesini vurgulayarak, ruhun yeniden doğuş döngüsünden bağımsızlığa ulaşması için öz denetim ve çilecilik yolunun takip edilmesi gerektiğini öğütler. Bu dinin en yüksek ideali olan ahimsa’ya (her varlığa sevgi ve şefkat gösterecek dereceye yükselmek) ulaşmak isteyen inananlar; katı vejetaryen kurallara, çilecilik temeline ve her koşulda şiddete karşı durmaya dayalı bir yaşam felsefesi takip ederler. Sevgi ve merhametin dini olarak bilinen Jainizm’in bu güzel tapınağı, ana caddenin gürültü ve hareketinden yorulan kişileri, mermer sütunları, resimli tavanları, yaldızlarla süslü duvarları arasında misafir etmeye her daim hazırdır.

Gurudwara Sisganj Sih Tapınağı 

Hindistan nüfusunun yüzde ikisi tarafından takip edilen Sih dininin ibadet mekanı, gurudwara olarak adlandırılan tapınaklardır. Anlatıldığına göre Moğol İmparatoru Alemgir (Aurangzeb), Müslüman olmayı reddeden dokuzuncu Sih gurusu Guru Tegh Bahadur’u 1675 yılında idam ettirmiştir. Bundan yaklaşık yüz yıl sonra Guru Tegh Bahadur’un takipçilerinden Baba Baghel Singh, Guru’nun başının kesildiği noktada Gurudwara Sisganj’ın yapımını başlatmıştır. Günümüzde aktif bir ibadethane olarak kullanılan Gurudwara’ya giriş ücretsiz ve serbesttir. Sih dininde temizliğe büyük önem verildiği için her köşesi ışıl ışıl parlayan bu tapınağa girmeden önce ayakkabılarınızı çıkarmanız, el ve ayaklarınızı yıkamanız ve başınızı örtmeniz beklenir. Çıkışta Guru’nun size uzatacağı turuncu çiçeği iki elinizle kabul etmeyi, bir kutu içerisinde size verilecek tatlıyı almayı, ve tapınağa bir miktar bağış yapmayı unutmayın.

Merkezi Delhi 

Merkezi Delhi, yalnızca şehrin değil ülkenin de politik merkezidir. Bölgede politik önemi çok yüksek olan Rashtrapati Bhavan ve Sansad Bhavan’ın yanı sıra Hindistan Kapısı, Ulusal Müze, Gandhi Smriti, Jantar Mantar gibi müzeler, galeriler, anıtlar, tarihi eserler ve bahçeler yer alır. Merkezi Delhi’ye ulaşmanın en kolay yolu metroyu kullanarak Central Secretariat istasyonunda inmektir. Adı geçen mekanların birçoğu, metro istasyonun çıktığı Rajpath yolunun üzerinde ya da iki ucundadır. İsteyen etrafta fazlasıyla bulunan rikşa’ları kullanarak, isteyen de yürüyerek gezisini sürdürebilir.

Rashtrapati Bhavan 

Hindistan Cumhurbaşkanı’nın resmi ikametgahı olan ve Yeni Delhi’nin merkezinde bulunan Rashtrapati Bhavan, 1931 yılında Hindstan’daki İngiliz yönetiminin kalıcılığını temsilen inşa edilmiştir. Yapımı 17 yıl süren 340 odalı bu mansiyon, Moğol ve klasik Avrupa mimarisinden izler taşır. Binanın en göze çarpan özelliği, çok uzun mesafelerden bile ayırt edilebilen devasa kubbesidir. Binanın içerisinde önemli seremonilerin yapıldığı Durbar Hall’ın yanı sıra bir de Mutfak Müzesi bulunur, batısında ise barındırdığı bin bir gül çeşidi ile ün salmış Moğol Bahçeleri yer alır. Rashtrapati Bhavan’a giriş, ülkedeki terör karşıtı önlemler kapsamında engellenmiştir.

Sansad Bhavan 

Sansad Bhavan, Hint Milli Meclisi’nin toplandığı mekandır. Kubbeli merkezi bir salon ve üç yarım daire biçimli yapıdan meydana gelen daire şeklindeki kompleks, Halk Meclisi (Lok Sabha), Eyaletler Meclisi (Rajya Sabha) ve meclis kütüphanesine ev sahipliği yapmaktadır. Sansad Bhavan, demokratik Hindistan’ın tarihinde çok önemli bir yere sahiptir; zira 14 Ağustos 1947 gece yarısında güç transferi merkezi salonda gerçekleşmiş, Hindistan’ın ilk anayasası bu binalarda kaleme alınmıştır. Binaya turistik ziyaret ancak resmi izin ile yapılabilmektedir.

Hindistan Kapısı 

Delhi’nin sembollerinden biri haline gelen Hindistan Kapısı (India Gate), 1931 yılında Birinci Dünya Savaşı ve Üçüncü Afgan Savaşı sırasında şehit olan İngiliz ve Hintli askerlerin anısına yapılmıştır. Anıtın kemerinin altında bulunan Ölümsüz Savaşçının Ateşi (Amar Jawan Jyoti), 1971 Hint-Pakistan Savaşı’nda hayatını kaybeden askerlere gösterilen saygının bir işareti olarak sürekli yanar. Hindistan Kapısı’nın ve Rajpath’ın etrafını saran uçsuz bucaksız çimenlik ve ağaçlık alan; dinlenmek, akşam yürüyüşleri yapmak, ya da arkadaşlarla zaman geçirmek için idealdir.

Ulusal Müze 

Hindistan’daki en büyük müze olan Ulusal Müze (National Museum), Hint tarihinin farklı dönemlerine ışık tutan 200,000 civarında heykel, tablo, sikke, kumaş, silah, zırh, yazıt ve antropolojik objeye ev sahipliği yapmaktadır.

İki katlı müzenin giriş katında Harappa Uygarlığı, Heykeller, Budist Sanat, Hint Minyatür Sanatı, Hint Yazı ve Sikkelerinin Gelişimi, Dekoratif Sanatlar ve Mücevherler galerileri bulunur. Birinci katta Orta Asya Sanatları, Yazıtlar, Tanjore ve Mysore’dan Tablolar ve Denizcilik Mirası bölümleri yer alırken son kat Hint Kumaşları, Hint Sikkeleri, Silah ve Zırhlar, Ahşap Oymalar ve Müzik Aletleri şeklinde ayrılmıştır.

Pazartesi günleri kapalı olan müzeye giriş turistler için 300 rupi (5 dolar, 12,5 lira)’dir. Girişte verilen “The Museum in 90 Minutes” (90 Dakikada Müze) broşürünü takip ederek hızlı bir gezi yapabilir, ya da sesli rehberinizi kullanarak neredeyse tüm eserler hakkında bilgi edinebilirsiniz. Tarih meraklılarının müzeyi detaylıca gezmek için bütün bir günü ayırması gerekebilir.

Gandhi Smriti 

Gandhi Smriti, Hindistan’ın kurucularından Mahatma Gandhi’nin anısı için hazırlanmış bir müzedir anıt evidir. Udyog Bhavan metro istasyonunda inerek ulaşabileceğiniz Tees January Marg’da bulunan bu bina, Gandhi’nin hayatının son 144 gününü geçirdiği ve suikasta uğradığı yerdir. 1971 yılında Hint Hükümeti tarafından alınan bina, 1973’te bir müzeye çevrilmiştir. Müzede Gandhiji’nin kaldığı odayı ve dua ettiği mekanı ziyaret etmek, kişisel eşyalarını görmek, nadir fotoğraflarına bakmak, özlü sözlerini okumak mümkündür. Büyük liderin evinden dua alanına giderken attığı son adımlar çimentodan ayak izleriyle, öldürüldüğü nokta “martyr’s column” ile işaretlenmiştir. Mahatma Gandhi’nin varlığının net olarak hissedildiği bu sade anıt evi, ziyaretçilerine yüklü bir duygusal deneyim yaşatır.

Tac Mahal

Güney Delhi 

Şık restoranların ve pahalı butiklerin binlerce yıllık kalıntılarla yan yana yer aldığı Güney Delhi’de, adeta geçmiş ve günümüz aynı anda yaşanabilir. Bu bölgede Mehrauli Arkeolojik Parkı, Qutb Minar, Eski Kale (Purana Qila), Hümayun’un Türbesi gibi dünyaca ünlü tarihi eserleri ziyaret etmek; Lotus Tapınağı, Kalkaji Tapınağı ve Nizamuddin Dergah gibi farklı dinlere ait merkezlerde ruhani deneyimler yaşamak; Lodi Bahçeleri, Ulusal Hayvanat Bahçesi gibi alanlarda doğanın tadını çıkarmak ve El Sanatları Müzesi (Crafts Museum), Hindistan Uluslararası Merkezi (India International Center) gibi alanlarda kültürel zenginlikleri keşfetmek mümkündür.

Nizamuddin Dergah 

Nizamuddin bölgesine Mathura Yolu tarafından girer girmez bu bölgenin Delhi’nin geri kalanından ciddi şekilde farklı olduğunu göreceksiniz. Neredeyse tamamen Müslümanlar tarafından iskan edilmiş bu bölgede Urduca yazılmış tabelalar bulmaya, tespih satan çocuklara rastlamaya, etraftan kebap kokuları almaya ve başlarında beyaz takkeleriyle gezen insanlar görmeye hazırlıklı olun. Her perşembe akşamı Nizamuddin Dergah’ta qawwali akşamı düzenlenir. Yüzlerce insan akşam namazından sonra qawwali sanatçılarını dinlemek için Dergah’ın avlusunda toplanır. Nizamuddin’in ünlü qawwali sanatçıları, yerel çalgılar eşliğinde geleneksel sufi şarkılarını seslendirirler. Delhi ziyaretiniz sırasında en azından bir kere Dergah’a gidin, halkın arasına karışın, mermer zeminde bağdaş kurarak qawwali’yi dinleyin. Bu deneyimi bir kez yaşadıktan sonra her perşembe akşamınızı Dergah’ta geçirmek isteyeceksiniz.

Alışveriş 

17 milyondan fazla kişinin ikamet ettiği Delhi’de, bu kalabalık nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak için kurulmuş onlarca alışveriş mekanı vardır. Kimisi pazar, kimisi yer altı çarşısı, kimisi de kapalı alışveriş merkezi şeklinde düzenlenmiş olan bu merkezlerden bazıları aşağıda sıralanmıştır.

Chandni Chowk 

Kuzey Delhi’de yer alan Chandni Chowk, sokakta alışveriş yapmayı sevenlerin mutlaka uğraması gereken bir duraktır.

Karşınıza çıkan dilenci, satıcı ve kebapçı kalabalığından çekinmeyin; caddeden içeriye doğru akan insan trafiğine katılın, kıvrımlı daracık sokağın sonuna kadar yürüyün. Nizamuddin Dergah’a yaklaştıkça, kebap dükkanlarının yerlerini pembe çiçekler ve yeşil örtüler (chadur) satan tezgahlara bıraktığını göreceksiniz. İsterseniz Dergah’ta sunmak üzere bu hediyelerden alabilirsiniz. Ayrıca yolun kenarındaki insanların size ayakkabılarınızı çıkarmanızı söylediğini duyacaksınız: Onları dikkate almayın. Ayakkabılarınızı ancak Dergah’ın girişinde çıkarın; yoksa uzunca bir yolu çıplak ayakla yürümek zorunda kalabilirsiniz.

İlk olarak Amir Khusro’nun türbesini ziyaret edin. Qawwali’nin (sufi müziği) babası olarak tanınan Amir Khusro, Nizamuddin Evliya’nın bir öğrencisiydi. Buranın birkaç metre kuzeye ilerlediğinizde, ünlü Sufi Nizamuddin Evliya’nın anısına inşa edilmiş olan Nizamuddin Dergah’a ulaşacaksınız. Evliya’nın orijinal türbesi yok olduğu için Dergah’ın merkezine 15. yüzyılda yapılmış temsili bir türbe yerleştirilmiştir. Türbeye ilerleyen yıllarda ülkeyi yöneten hükümdarlar ar tarafından bakım, tadilat ve eklemeler yapılmıştır.

Ana yolda ve bu yoldan ayrılan daracık sokaklar üzerinde sattıkları ürünlere göre dizilmiş küçük dükkanlardan geleneksel kıyafetler, düğün malzemeleri, şallar, takılar, kitaplar, baharatlar gibi birçok ürün toptan fiyatına satın alınabilir.

Nai Sarak 

Chandni Chowk yolunu Chowri Bazaar’a bağlayan Nai Sarak boyunca okul kitapları ve kırtasiye malzemeleri satan onlarca küçük dükkan yer alır.

Daryaganj Kitap Pazarı 

Her pazar günü Eski Delhi’nin uzun caddelerinden birisi boyunca kurulan Daryaganj Kitap Pazarı’na Chandni Chowk metro istasyonundan bir rikşa’ya binerek kolayca ulaşabilirsiniz. Yalnızca ikinci el eşyaların satıldığı pazarda okul kitaplarından romanlara, dergilerden gazetelere birçok farklı türde eser bulabilirsiniz. Biraz sabırlı olmanız yeterli.

Sarojini Nagar ve Lajpat Nagar 

Güney Delhi’deki bu iki mahallede, ülkemizdeki kıyafet pazarlarının benzerlerine rastlayacaksınız. Hem Sarojini hem de Lajpat Nagar’da başta kıyafet olmak üzere takı, çanta, ayakkabı, ev aksesuarı gibi birçok ürün bulabilirsiniz. İki pazarda da fiyatların oldukça uygun olduğunu göreceksiniz; ancak yine de pazarlık etmekten çekinmeyin.

Saket 

Saket metro istasyonunda indikten sonra bir rikşa’ya binerek üç alışveriş merkezinden oluşan komplekse kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Delhi’nin bitmek bilmez kaosundan yorulduğunuzda bu alışveriş kompleksine sığınıp klimalı dükkanlarda serinleyebilir, lüks kafelerde kahvenizi yudumlayabilir, sinemada bir film izleyebilir, böylece birkaç saatliğine kendinizi evinizde hissedebilirsiniz.

Connaught Place 

Delhi’nin merkezi sayılan Connaught Place, her turistin mutlaka görmesi gereken yerler arasında. Birbirini çevreleyen üç halka şeklinde düzenlenmiş olan Connaught Place’teki dükkanlarda yiyecekten giyeceğe, takıdan kitaba her türlü şeyi bulmak mümkündür. Amerikan tarzı fast-food restoranları ile Hint tarzı sokak yemekleri satan tezgahların yan yana bulunduğu, batılı kıyafet dükkanlarının önünde geleneksel takılar satan kadınların oturduğu bu merkez, Hindistan’daki doğu-batı sentezini gözler önüne sermektedir.

Shankar Market 

Connaught Place’in hemen dışında bulunan Shankar Market, Delhi’deki en önemli giyim marketi olarak ün salmıştır. Elli yıldır varlığını sürdüren markette yüzlerce kumaş, onlarca da terzi dükkanı vardır. Bu dükkanlardan isteğinize göre kumaş satın alabilir, batılı ya da geleneksel tarzda kıyafetler diktirebilir, kıyafetlerinize işlemeler yaptırabilirsiniz.

Paharganj 

Metrodan New Delhi Railway Station’da inip caddeden karşıya geçtiğinizde kendinizi Paharganj’ın ana girişinde bulacaksınız. Bir kilometre kadar uzanan caddenin iki yanındaki dükkanlardan çok ucuz fiyata çeşitli kıyafetler, takılar, hediyelik eşyalar, ev aksesuarları, biblolar, kitaplar ve müzik CD’leri satın alabilirsiniz. Son olarak, Delhi geziniz sırasında her zaman tedbirli davranmaya dikkat edin, ancak yeni yerler keşfetmekten, yeni tatlar denemekten, sizi meraklı gözlerle izleyen çocuklara gülümsemekten, sizinle sohbet etmek isteyen dükkan sahiplerine selam vermekten çekinmeyin. İçinde herkes için farklı deneyimler barındıran bu rengarenk ülkeyi özümsemenin tek yolunun, onu önyargılardan ve korkulardan arınmış bir şekilde tecrübe etmek olduğunu unutmayın.

Gitmeden Önce Mutlaka Okuyun 

Gitmeden Önce Mutlaka İzleyin 

Names’te Delhi – Bu yazı 2015 yılının Ağustos ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 102. sayısından alınmıştır.

Exit mobile version