Gezgin Dergi

Seyyah Dediğin ‘Tip’ inden Anlaşılır!

Uçaktı, haritaydı, yol bulmaktı, yönünü bilmekti derken bir modern zaman seyyahının kaleminden ufak tefek tavsiyeler okumaya devam ediyorsunuz. Seyahat edenlerin en çok dikkat edecekleri bir noktaya geldi sıra. Nerede kalacağız? Kasaya da , kafaya da uygun, dinlenmek isterken yormayan, uyumak isterken kızdırmayan, çay-kahve içecek iken bozmayan, hem temiz hem nezih, hem konforlu hem hesaplı bir yerde nasıl kalınabilinir püf noktalarına değineceğiz.

Barınma ile ilgili seçenekler doğal olarak ulaşım seçeneklerine göre çok daha fazla oluyor. Küçüğünden büyüğüne, ucuzundan pahalısına, konforsuzundan lüksüne, köşede kalmışından en meşhuruna, yıldız olmayanından yedi yıldızlısına kadar çok farklı kategorilerde ele alabileceğimiz  mekanlar ve imkanlar var. İşte tam bu noktaya gelmişken öncelikle ne tip bir yolcusunuz ona bakmamız gerekiyor.

“Otellerden girdik, iş bizim tipimize mi geldi?” diye düşünmeyiniz. Bu ‘tip’; sizin yolcu tipinizdir. Özellikle gelişmiş ülkelerde bu tiplere çok dikkat edilir, otelleri bile ona göre açarlar. Bu derginin okuyucularının geniş bir profile yayıldığını düşünenlerdenim. Düşünmekle iktifa ediyorum çünkü varsa bile yapılmış bir araştırma,  haberim yok. Öğrencilerden de okuyucusu var, iş adamlarından da. Düşük gelirli de alıyor, en zengin kategorisindekiler de. Bu sebepten derginin ve tabiki bu köşenin de her ‘tip’ten okuyucusu var.

Uçak vb yolculuklarda first-bussiness class uygulaması dışında ciddi bir farkılık olmaz. Fiyatlar ve şartlar bellidir. Ya biraz araştırır, sizin için en uygun olanını seçersiniz, veya sekreterinize, acentanızı arayarak isteklerinize en uygun zamandaki uçağa (hiç fiyatına dikkat etmeden) bilet aldırırsınız. Konaklamaya gelince belli alışkanlıklar öne çıkar. Hemen hemen aynı imkanları sağladığı halde birisinin sırf daha fazla prestiji var diye, belli çevrelerin her zaman seçtiği mekanlar olması dolayısı ile seçilen oteller, resortlar vardır. Acentanız veya sekreteriniz bunu bilir ve gerektiğinde hemen buralardan rezervasyonunuzu yaptırır. İşte hem bu kategoriden biri iseniz ve hem de hala sabırla yazımı okumaya devam diyorsanız teşekkür edip yazının devamındaki bilgilerin sizin için sadece genel kültür bilgisi olabileceğini söylemek isterim. Yok öyle değil de “sayın seyyah hayırdır, 2009 da ne kadar çok hayal kurmaya başladınız” modunda yazının bu noktasına geldi iseniz bundan sonraki bilgiler işinize yarayabilir. ABD gibi hemen her köşe başında belli standartlara sahip, temiz ve güzel otellere sahip bir ülkede yolcu iseniz işiniz kolaydır. Daha önce hiç planlamamış bile olsanız, ancak yolculuk şartlarınızdan dolayı konaklamaya karar verdi iseniz, yakınlarda bir yerlerde  bir otel bulmanız mümkündür. Özellikle otoban çıkışlarında, şehirlere yakın mekanlarda bolca bulunan otellerin hemen hepsi belirli markalara sahip yerlerdir. Gece geç saatte varıp sabah ta yola devam etme durumunda iseniz çok fazla seçici de olmanıza gerek yoktur. Otel konusunda dikkat edilecek noktalar rezervasyon aşamasında başlar. Yukarıda bahsedildiği gibi daha önceden planlamadığınız bir şekilde kalmaya karar verirseniz iki farklı riske girersiniz. İlki otelin ücreti ile alakalıdır. Ulaşımda olduğu gibi konaklamada da önceden yapılan rezervasyonlar her zaman daha ucuzdur. Bununla birlikte özellikle 3 yıldız ve aşağısındaki otellerde bu fark korkulacak kadar fazla olmaz.  İkinci risk ise yer bulamamaktır. Ben de bir  kaç kez aynı riski yaşadım. Bir gece Miami civarında bir yerde kalmamız gerektiğinde 50 millik bir çevredeki binlerce otel arasında en ufak bir boş yer bulamamış, biraz uzakça bir semtte ancak gece 2 civarında, rezervasyon yapılmış ama check-in yapılmamış bir oda bulunca kalabilmiştik. Böyle bir sıkıntı ile yer ararken size söylenen ücrete tabi olmak zorunda kalmak işin ayrı bir handikapıdır. Normalde gecesi 79-89 USD den kalınacak bir odaya, böyle durumlarda otel görevlisinin insafına da bağlı olarak 99 USD ile 139 USD arasında bir ücret ödersiniz. Bu sebeple özellikle batı ülkelerinde önceden planlama ve elden geldiğince bu plana uygun hareket etmek çok önemlidir. Bunu yapabildiğiniz takdirde hem rahat edersiniz hem de bütün insanları iyi olarak görür, kötülük düşünmezsiniz. Ama bir de düşmeye yani son anda yapılmış bir plan değişikline maruz kalın. Bir anda o iyi insanlar yerine bu durumu kollayan ve bir yandan tebessüm ederken bir yandan da sizi soyup soğana çeviren insanlar (aslında başka kelime girecektim, derginin editörüne takılmıyayım diye atladım) olarak görmeye başlarsınız. Rezervasyon aşamasında her zamanki gibi internet imdadımıza yetişir. Hemen bütün seyahat sitelerinin (expedia, orbitz, travelocity, kayak, cheaptickets, priceline vb) ‘hotels’ kısmı da vardır ve rezervasyon yapabilirsiniz. Havayolu şirketlerinin kendilerine ait sitelerde de bilet aldıktan sonra karşılaşacağınız; gideceğiniz yerde otel ihtiyacınızı soran bir sorudan sonra açılan, otel rezervasyonu sayfaları da vardır. Özellikle kendileri ile anlaşmalı olan, kalındığı takdirde mil de kazandıran otellere bu sayfalarda yer verirler. Yine bütün otel markalarının kendi web sitelerinden rezervasyon yapabileceğiniz gibi sadece bu alanı seçmiş ve epey yaygınca da kullanılan ‘hotels.com’ gibi siteleri de kullanabilirsiniz. Bolca seyahate çıkan, internet kullanımına merakı da olan, kendi biletini kendi almaktan, kendi otelini kendi ayırtmaktan hoşlanan, kesesine de rahatına da dikkat eden bir ‘tip’ iseniz, kısaca bana benziyorsanız kısa zamanda işin uzmanı kesilir, internet sayesinde en uygun şartlarda bütün işlerinizi halledebilirsiniz.

Seyyah Dediğin ‘Tip’ inden Anlaşılır! | Yazı: Kemal Cem

Bu yazı, Gezgin dergisinin 2009 yılının Ocak sayısında yayımlanmıştır.

Exit mobile version