Batı Karadeniz bölgesinde Düzce iline bağlı Akçakoca. Roma ve Bizans dönemlerindeki adı ile Diapolis.
Yazı ve Fotoğraflar: Niyazi Uğur Genca
İstanbul, Ankara, Bursa, Kocaeli gibi metropollere 2 – 3 saat mesafede olması, ulaşım kolaylığı ve Karadeniz’ in yeşil bitki örtüsünü yansıtması nedeniyle özellikle yaz aylarında tercih edilen karadeniz ilçesi.
Yılın geri kalan zamanında huzur arayanlar için de Akçakoca eşsiz bir seçim. 35 km’lik uzunluğundaki geniş kumsalı, temiz denizi, mavi bayraklı plajları, deniz ve ormanın oluşturduğu doğal güzellikleri, tarihi evleri, tarihi hamamı, ceneviz kalesi, şelaleleri ve mağaraları ile Akçakoca sizi bekliyor.
Akçakoca tarih boyunca, Track ve Frickler’den Lidya’lılara, Roma, Bizans ve Ceneviz’den Osmanlılara kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmış. 1934’e kadar Akçaşehir olarak anılan ilçe isim değişikliği yapılarak bölgenin Fatihi Akçakoca Bey’in adını alarak Akçakoca olmuş.
Akçakoca ulaşım çok kolay. Eğer aracınız ile gitmek isterseniz, D100 otoyolundan Düzce ili turnikelerinde çıkış yaparak Akçakoca yoluna giriş yapabilirsiniz. Otobüs kullanmak isterseniz de Düzce’ye giden farklı otobüs şirketlerini kullanabilirsiniz. Düzce otogarın’dan her 20 dakika’da bir ilçeye minbüsler kalkmakta. Yaklaşık 40 km.lik yolu yeşillikler içinde katederek Akçakoca’ya ulaşabilirsiniz.
Burada sizi ilk karşılayan ilginç mimarisi ve heybetli görüntüsü ile Merkez camisi oluyor. Merkez Camii Selçuklu mimarisinde kullanılan sekizgen köşelerin üzerine oturtulmuş Türk otağ çadırından esinlenerek inşa edilmiş. Caminin iç mekanı vitray camlarla süslenirken, kubbe kaplamalarında 32 ton bakır levha kullanılmış.
Camii’nin hemen arkasından Akçakoca limanına ulaşabilirsiniz. Kumsalın kıyısına set çekilerek iskeleye dönüştürülen bu alanda limana giriş çıkış yapan balıkçı teknelerini, ağlarını onaran balıkçıları görebilirsiniz. Özellikle balıkçı barınakları ilginiz çekebilir.
İskele çevresinde bir çok balık restorantları var. Karadenizden çıkan taze balıkları ve yöresel lezzetleri tatmak için buradaki restoranlara uğramadan geçmeyin.
Akçakoca gezilebilecek bir çok yer var. Bunlardan birkaçı şöyle;
Ceneviz Kalesi: Şehir merkezine 3 km. uzaklıkta. Kale, Cenevizliler tarafından ticaret gemilerine yol göstermek amacıyla yapılmış. Eşsiz panaroması, piknik ve mesire alanları, mavi bayraklı plajı ile ünlü bir yer. Kalenin içinde bir tane su sarnıcı bulunmakta. Bir rivayete göre bu sarnıcın zindan olarak kullanıldığı yönünde ama günümüzde dilek kuyusu olarak eğlence amaçlı kullanılmakta.
Aktaş Şelalesi: Şehir merkezine 9 km. uzaklıkta. Sadece 7 km yi araçla gidebiliyorsunuz. Şelaleye ulaşmak için 2 km lik bir yolu yürümeniz gerekiyor.
Fakıllı Mağarası: Şehir merkezine 8 km. uzaklıkta. 3 metrelik bir giriş tünelinden sonra inanılmaz görüntülerin olduğu sarkıt ve dikitler’in bulunduğu galerilere ulaşılmakta. Mağara havasının astım hastalığına iyi geldiği söylenmekte.
Cumayanı: Şehir merkezine 3 km. uzaklıkta. Selçuklulardan kalma bir hamam kalıntısı, camisi ve Evliya Ahmet Dede Türbesi bulunmaktadır. Asırlık çınar ağaçları ve yanı başındaki akar suyuyla Piknik alanı olarak düzenlenmiş.
Mehmet Arif Köşkü : Özel bir mimariye sahip Osmaniye mahallesinde bulunan 100 yıllık tarihi yapıdır. Akçakoca’nın kültür örf ve âdetini yansıtmaktadır.
Mahalle Evleri: Özel bir mimariye sahip kimileri restore edilmiş, kimileri ise orijinal yapısıyla Akçakoca’nın merkezinde bulunan bu evler görülmeye değer özelliktedirler.
Diğer gezilebilecek yerler ise şöyle; Çayağzı Camii, Sarı Yayla Şelalesi, Kurugöl Kanyon ve Şelalesi, Melen Çayı ve Plajı, Karaburun Plajı.
Sonbaharın son günlerinde biraz huzur bulmak biraz da karadeniz havasını solumak isterseniz Akçakoca tam size göre.
Bu yazı 2012 yılının Kasım ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 69. sayısından alınmıştır.