Kumarhaneler, eğlence merkezleri, süper oteller, Ocean’s Eleven, KA, CSI, Hangover… Bu birbirinden alakasız gibi duran kelimelerin veya isimlerin ortak noktası olan yerden yazıyorum sizlere; Las Vegas’tan. Dünyanın en ilginç yerlerinden birisi, tezatlıklar şehri olduğuna kuşku duymadığım Las Vegas…
‘What happens in Vegas, stys in Vegas’ mottosu ile meşhur olan şehir. ‘Las Vegas’ta ne olursa orda kalır’ şeklinde çevirebileceğimiz ifade aslında bir anlamda ‘hangi günahı işlersen işle, ne yaşarsan yaşa; orda kalsın, başkasıyla paylaşma’ anlamı da taşır. Çünkü bir diğer lakabı da Sin City (günah şehri)’dir. Kumara ve benzeri şeylere karşı olanlardansanız, Las Vegas’a da hiç gitmedi iseniz aklınızda he öyle kalır, öyle bilinir burası. Ama aslında Las Vegas sadece kumardan, kumarhanelerden ibaret bir şehir değildir.
Amerika Birleşik Devletleri’nin batı tarafında, Nevada eyaletinde yer alır Las Vegas. Eyaletin küçük bir başkenti (Carson City) iki de önemli şehri vardır, birisi kuzey taraftaki Reno, diğeri de en güneyde Las Vegas. Yüzölçümü olarak 7. büyük eyalet olmasına karşı nüfus olarak 35. Sıradan gelen Nevada yaklaşık 3 milyon nüfusa sahiptir ve bu nüfusun üçte ikisi Las Vegas’ta yaşar. İki şehir arasında araba ile gitmek istediğinizde, çöllerin içinden geçen, hiçbir cazip tarafı olmayan 8 saatlik bir yolu göze almanız gerekir. Buna karşılık Vegas’a daha yakın olan Los Angeles’a (California) araba ile 3,5 saatte gidebilirsiniz. Bu yakınlık iki şehrin arasında Cuma akşamları Vegas’a Pazar akşamları da tam tersine doğru tıklım tıklım dolu ama hızlı akan bir otoban trafiğine sebep olur.
Las Vegas’ın ünlü kumarhaneleri, büyük çoğunluğu ana cadde üzerine sıralanmış dev otellerin içinde yer alır. Her biri sanat eseri, mimarlık şaheseri gibi duran ünlü otellerin yılın her anı dolu olabilmesi ve işleyen çarkın dönmeye devam etmesi için dünyanın ilgisini çekecek ne varsa yapılmaya çalışılır. En ünlü ve gösterişli şovlar, Broadway’e rakip olacak müzikaller, ünlü Talk Show ustalarının özel gösterileri, meşhur şarkıcıların konserleri hep bu şehirdedir. Dünyanın en büyük fuarları, kongre ve toplantıları yine bu şehirde yapılır.
Hiç kuşkusuz otellerin içindeki alışveriş merkezleri şehri cazip hale getiren sebeplerden birisidir. Dünyanın hemen her markasını bulabileceğiniz çarşılar kendilerine ve içinde bulundukları otele uygun bir mimari tarzda inşa edilmişlerdir. En meşhurlarından ve benim de favorim olan Venetian (Venedik) Otelinde adeta küçük bir Venedik inşa edilmiş, çarşının ortasındaki kanalda gondola binmekten tarihi San Marko meydanında gezinmeye kadar Venedik’e ait özellikler ustalıkla yerleştirilmiş. ‘Las Vegas’a gidince ne yapmak lazım?’ Diye soran dostlarıma tavsiyem de bu sebeple ‘Otelleri dolaş’ olur. Tabi klasik otel tanımı açısından cevabıma şaşıranlara izah etmek de yine bana düşer.
Vakit durumunuza göre gezmeniz tavsiye edilen otel sayısı değişir. Büyüklükleri yönüyle dolaşması yorucu da olan otellerden en meşhurları, aynı zamanda benim de tavsiye ederken izlediğim sıraya göre Venetian’dan sonra Bellagio (ünlü Ocean’s Eleven filminin çekildiği yer), Ceasar’s Palace (Roma’yı andıran çarşısı ile) ve Hollywood Planet (eski Alaaddin Oteli, üç ayrı şehre benzetilerek yapılmış çarşısı ile) gelir. Eyfel kulesi ile Paris, köprüleri ve gökdelenleri ile New York, ünlü korsan gösterisi ile meşhur Treasur Island, aslanların bulunduğu özel bölümü ile MGM, ismine uygun yapısı ile Piramit ve ismini sayamadığım onlarcası…
Hepsi gezmeniz, yorulmanız, soluk almak için durunca para harcamanız, bol bol alışveriş yapmanız, gezerken zevk almanız, değerli ve pahalı sanat eserleri görebilmeniz, kapalı mekânda yağmur yağışını görmeniz, kayıkla gezebilmeniz, roller coaster’a binmeniz, dolaştıkça dolaşmanız ve sonunda dayanamayıp kumar oynamanız için yapılmış mekânlar… Kazandığınızı da orada bırakmanız, başka yere gitmeden her ihtiyacınızı görebilmeniz için kurulan, çölün ortasında yalancı bir cennet adeta. Gezmesi hem güzel hem de riskli bir şehir burası. Otel odaları genelde odada en az vakit geçirmenize göre ayarlanmıştır. Mesela; ABD de en küçük otelde bile standart olarak bulunan kahve makinesi bulunmaz Vegas otellerinin çoğunda. Sebep basit ve mantıklıdır: Kahve içeceksen aşağı in, kumar makineleri arasında bulunan kahvecide iç. Bu arada otele ilk girişte hediye olarak verilen fişleri kullanarak biraz kumara takıl. Takıl ki o kadar atılan olta boşa gitmesin.
Dedim ya ilginç bir yer burası. Ama kumarı sevmeyen ve oynamayan birisi olmama rağmen seviyorum da burayı. Sevmemi gerektiren birçok sebep var. Onlar da bir başka yazının konusu…
Bütün Dünyayı Tek Bir Şehirde Dolaşmak | Yazı ve Fotoğraflar: Kemal Cem
Bu yazı 2012 yılının Mart ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 61. sayısından alınmıştır.