Cumartesi , 2 Kasım 2024

Nereye Gidilir / Oylat

Her derde deva Havaların soğuduğu bu günlerde, her daim tedbiri elden bırakmadan olağan güzelliğiyle yaşantımıza devam etmek gerek. Özellikle bu günler kaplıcalara gitmek için uygun bir vakit olabilir.            

Yazı: Murat Kalay Fotoğraflar: Ertuğrul Erbaş

Oylat kaplıcaları şifalı sularıyla birçok hastalığa deva oluyor. Romatizma, felç, sinir hastalıkları, böbrek, stres, cilt hastalıkları, selülit gibi rahatsızlıklara iyi geldiği herkes tarafından kabul görüyor. Uludağ eteklerine kurulu şifa merkezi, yerli ve yabancı turistler tarafından rağbet görüyor. Hem güzel bir tatil yapmak, hem de yorgun düşmüş vücudunuzu biraz dinlendirmek istiyorsanız, Oylat’ ı aklınızın bir köşesine not etmekte fayda var.

Şifa kaynağının tarihçesi şöyle: Bizans İmparatorluğu zamanında bölgenin tekfurunun kızı amansız bir hastalığa yakalanır. Dönemin hekimleri kızın hastalığına bir çare bulamazlar. Ne yapacağını bilemeyen hekimler, çareyi kızı babasından uzaklaştırmakta bulurlar. Kızdan umudu kesen hekimler, kızı bu yere getirip ‘öl yat’ , ‘yat öl’ derler. Kız iyileşir, eski sıhhatine kavuşur ve babasına geri döner. Bölgenin adı o günden sonra ‘Öl yat’ kalır. Zaman içerisinde adı değişerek Oylat olur. Yakın civarlarda bir kısım halk tarafından hala Ölyat olarak bilinir. Bursa – Eskişehir karayolu üzerinde, İnegöl’e 27 km. mesafedeki Termal Kaplıca, iki tarafı yeşil vadilerle çevrili bir yamaç üzerine kurulmuştur. Uludağ’ın kar suları ve civardaki kaynaklarla beslenen deresi orman içerisinde güzel bir şelale oluşturur. Çok nefis alabalıklar bulunmakta derede bilginize sunulur. Deniz seviyesinden yaklaşık 840 metre yükseklikte bulunur.

Otlat Kaplıcaları’ na giderken yolunuz üzerinde Oylat Mağarası levhasını göreceksiniz. Sağ ayrılan bu yoldan yaklaşık 100 metre gibi kısa bir mesafede bulunuyor. Birbirine bağlı iki kattan oluşan mağaranın toplam uzunluğu 665 metre. Gelişimini tamamlamış fosil bir mağara. Gezmeniz 1-2 saat gibi bir sürenizi alacaktır. Gidişte gezmekte fayda var. Çünkü kaplıcanın sıcak suyu kemiklerinize kadar işleyince yorgunluk basıyor. Bir de tabi dağ havasının verdiği yorgunluk var ki dönüşte gezmeniz zor olabilir. Yine eklemekte fayda var, mağara soğuk, uygun giyinmek lazım. Oylat ziyaretçilerinin gördüğüm kadarıyla büyük bir kısmı bayanlardan oluşuyor. Ya bayanlar daha çok hastalanıyor ya da bayanlar sağlığına daha çok dikkat ediyor.

Ben diğer şıkkı; bayanların Oylat’ a gereken önemi daha çok verdiğini varsayıyorum. Bu arada kaplıcanın bir diğer önemli özelliği, suyunun içilebilir olması. Otellerin arka kısmında yöredeki halk tarafından pazar kuruluyor. Kendi yetiştirdikleri ve ürettikleri doğal ürünler bulunuyor. Fiyatlarda gayet uygun. Turşu çeşitleri, kavrulmuş kuruyemişler, bal, pekmez… Kısacası ne arasanız var. Canınız bir şey çekmeye görsün, ikram etmeden bırakmıyorlar. Çok misafirperverler. Esnafın tamamı köylü kadınlar. Çok neşeliler, sırf muhabbet etmek için insanın alış veriş yapası geliyor. Bir tezgâhın önünden geçerken gözlerim kabuklu bademlere takılıyor. Temiz yüzlü bir bayan bizlere ikram ediyor. Bunu fırsat bilip onu soru yağmuruna tutuyorum. Herkesin olduğu gibi bu bayanında farklı bir hayat hikâyesi var. Hediye hanım eşini kaybetmiş, buradan kazandığı parayla çocuğunu okutan bir bayan. Hayata o kadar sıkı sarılmış ki, onu görünce tüm kederlerini unutuyor insan. Birkaç parça şey alıp ayrılıyoruz. Hemen her tezgâhtan bir sürü ikram aldık. Hepsine buradan teşekkür ediyorum. Oylat’ın güzellikleri saymakla bitmez güzeli seven güzel dostlarım. Hepinize bol sıhhatli günler dilerim.

Oylat Kaplıcalarının Bilinen Faydaları:

Sinir ağrıları, Sinir intihapları, Sinir uyuşukluğu, Kireçlenme, Böbrek rahatsızlıkları, Kadın hastalıkları, Çocuk felci, Beyin yorgunluğu, Tansiyon hatalıkları, Kırık yerlerin katılaşarak deforme olduğu rahatsızlıklar, Bacak ana sinir intihabı, Cilt hastalıkları, Deri bağ dokunun iltihabı

Nereye Gidilir / Oylat yazısı 2011 yılının Ocak ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 47. sayısından alınmıştır.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir