Perşembe , 5 Aralık 2024

Not Defteri Bir Kez Daha Açılırken…

Dünyanın bir ucundan kıymetli Gezgin Dergisi okurlarına merhaba diyorum. Sayın yayın yönetmenimizin ısrarlı baskıları sonucu, tekrardan klavye başına geçtim ve sizlerle sohbet etmeye, daha doğrusu not defterimden alıntılar yapmaya yeniden başladım. Derginin müdavimleri bir aralar böyle kaliteli bir dergide yazma bahtiyarlığını yaşadığımı hatırlarlar. Gerçek bir ‘Gezgin’ dünyayı dolaşır, ben ise işlerim sebebi ile önceliği Amerika olmak üzere belli ülkelerden dışarı pek çıkamıyordum. O yüzden dolaştığım mekanları anlatmak yerine, seyahat edenlere tavsiyelerde bulunmayı tercih etmiştim.

Çok basit bir sebeple; tavsiyelerim bitince, yazmayı da bıraktım. Rivayete göre bir kaç okuyucu sayın yayın yönetmenimize ‘ya ne yazdığını pek anlamazdık ama iyi adama benziyordu’ gibi sözler etmiş. O da sanırım olayı yanlış anlayıp bana ‘okuyucu seni istiyor’ gibisinden cümleler kurmaya başladı. Cümleler ricaya, ricalar ısrara dönüştü. Ve sonunda  ‘Okuyucu isteyince iş değişir’, ‘yazı gelmiyorsa dergi çıkmıyor’ dediler. ‘Tamam’ demeye fırsat bile kalmadan, bir anda kendimizi yeniden bu güzel dergide bulduk. Sizlerle beraber olmak, ayda bir bile olsa yazı yoluyla muhabbet etmek güzel. Yine yolculuk tavsiyelerinde bulunacağım ama bu sefer o kadarla sınırlı kalmamaya kararlıyım. Başka konulara da değinecek; gezdiğim, gördüğüm, önemli görüp defterime not aldığım her şeyi paylaşmaya çalışacağım.  Bütün bu açıklamaları da  ‘haberiniz olsun’ anlamında yazıyorum.

gezgindergi-gezginingunlugu-notdefteri (2)

Bu yazıyıAmerika Birleşik Devletleri’nin Los Angeles şehrinden yazıyorum. Mart ayının sonlarındayız. Birçok yerde havalar hala çok soğuk. Ama buranın iklimi her zaman olduğu gibi çok güzel. Tam bir bahar havası var dışarıda. Türk Hava Yolları’nın yeni başlayan İstanbul-Los Angeles seferleri ile artık haftada dört gün non-stop uçuşla Türkiye’den Amerika’nın en batısına gelmek mümkün olabiliyor.

Sizlere daha önce uzun uçuş tavsiyeleri başlıklı yazılar yazdığımı hatırlarsınız. İstanbul-Los Angeles hattı tam bir uzun uçuş örneği. 14,5 saat boyunca devamlı uçakta olmak, canınız sıkıldığında hava almak için dışarıya çıkamamak, pencereyi açamamak, koşamamak, bizim gibi açık havada sabah akşam spor yapan bir toplum için kolay olmasa gerek. Sigara alışkanlığı olanlar için ise tam bir imtihan sebebi.  Buna karşılık yolculuklarını önceden ortalama 20 saatte tamamlayabilen Los Angeles ve çevresindeki vatandaşlarımızın bu durumdan dolayı çok mutlu olduğunu da ifade edeyim.

Los Angeles, namı diğer ‘melekler şehri’ ; Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nin ikinci büyük şehri. 50 eyaletten oluşan ABD’nin nüfus bakımından en kalabalık eyaleti olan California’da bulunan Los Angeles çevresi ile beraber yaklaşık 18 milyon nüfusa sahip. California’da da yaklaşık 38 milyon kişi yaşıyor. San Francisco, San Diego, Sacramento eyaletin hemen hepimizin ismini bildiği diğer büyük şehirleri.

gezgindergi-gezginingunlugu-notdefteri (1)

Burada bulunduğum zamanlarda bazen ‘Allah bu eyalete ne varsa vermiş’ diye düşündüğüm oluyor. Tabii güzellikleri, milli parkları, sahilleri yanında petrol gibi önemli bir madene de sahip. Deniz üstünde, karada birçok yerde petrol kuyularına rastlıyorsunuz.

Pasifikten gelen soğuk hava, Arizona ve Nevada’dan gelen kuru çöl havası ile karışınca sıcak ama terletmeyen, deniz kenarında olmanıza rağmen rutubeti olmayan bir hava meydana getiriyor. Özellikle de eyaletin güney tarafındaki Los Angeles ve San Diego’da bu durum daha çok hissediliyor. Bir yandan turizm cenneti olan eyalet aynı zamanda Amerika’nın en büyük limanlarına da sahip. Los Angeles’taki Long Beach, Amerika’nın en büyük, dünyanın ikinci büyük limanı ve ülkenin Çin ve diğer Pasifik ülkelerine açılan kapısı konumunda.

Eyaletin kuzeyinde, San Fransisko tarafında meşhur Silikon Vadisi var. Bilgisayar dünyası ile alakalı ismini duyduğunuz hemen her şirket bu bölgede. Apple, Google, Yahoo, Facebook, Linkedin, Youtube, İntel, Symantec, HP, McAfee, Western Digital diye bir kaç ünlü markayı saymam yeterli olacaktır sanırım.Hollywood zaten dünya çapında bir sektör. Bütün büyük stüdyolar Los Angeles ve çevresinde. En büyük hâsılat getiren filmlerin birçoğu burada çekiliyor. Oscar, Golden Globe ve benzeri birçok ödül töreni burada yapılıyor.

İşte bütün bu saydıklarıma rağmen eyaletin en büyük gelir kaynağının ‘ziraat’ yani tarım ürünleri olduğunu da ekleyeyim hemen. Ülkenin sebze-meyve ihtiyacının önemli bir kısmı California’dan karşılanıyor. Ramazanlarda yüksek fiyatla belli yerlerde satılan iri hurmaların yetiştiği yer de California. Bilenler benden sanki hacdan dönüyor muşum gibi ‘hurma’ istiyorlar. İşte böyle büyük bir ekonomiye sahip olan California tek başına bir ülke olsa idi dünyanın 7. büyük ekonomisi olacaktı. Uzak coğrafyalar hakkında şimdilik bu bilgilerle kifayet edelim. Önümüzdeki ay yeni tecrübelerle burada olacağım.

Not Defteri Bir Kez Daha Açılırken… | Yazı: Kemal Cem Fotoğraf: Halit Ömer Camcı

Bu yazı 2011 yılının Nisan ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 50. sayısından alınmıştır.

Yazar : KEMAL CEM

Gezginin Günlüğü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir