Yılların çizdiği kırışıklıkları görünce aklıma İsmet Özel’in ‘’mataramda tuzlu su’’ şiiri geldi
Kimin ülkesinden geçsem
Şakaklarımda dövmeler beni ele verecek
Cesur ve onurlu diyecekler…
Cesur ve onurluydu bu dünyanın yükünü çekerken yüzünde oluşan bu çizgiler onun onur madalyası gibiydi. Öyle vakur bir duruşu vardı ki onu görenler yüzündeki derin çizgileri çözmeye çalışırken kendilerini derin bir bilgeliğin içinde kaybolduklarını, epey bir zaman sonra anlıyorlardı.
Böyle sır dolu çizgilerin esrarını çözmeye çalışmaları beyhudeydi. Bu sır yaşanmadan anlaşılamayacağını onunla konuşunca anlıyorlardı. Arka planda kalan o gül yüzlü Nesimi’nin ‘güldür gül’ ilahisinde ki “Gül yüzlüleri” hatırlatıyor.
Gülden terazi yaparlar
Gülü gül ile tartarlar
Gül alırlar gül satarlar
Çarşı pazarı güldür gül…
Bu iki yüz, bizi çok derin düşüncelere daldırırken sırtımızdaki ağır yükün altında bizi de, farklı alemlere götürdüğünü görüyoruz.
İki “yüz”… – Bu yazı 2015 yılının Ağustos ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 102. sayısından alınmıştır.