Gezgin Dergi
Yazı: Behçet Çavuş – Fotoğraf: Oğuz Metehan Kurt
Trafik plaka hakkını başka hiçbir şehre terketmeyecek ilimiz Adana’nın bildik bilmedik birçok güzelliği vardır. Türkiye’nin büyük romancılarından Yaşar Kemal Adanalı’dır. İnsanlarının gözüpekliği, kahramanca duruşları dillere destandır. Beyaz altın diye isimlendirilen pamuk, Adana’nın vazgeçilmez tarım ürünü, kıymetli bir geçim kaynağı, neredeyse sembolü, hatta valilik logosudur.
Şehri ziyaret edenlerin uğrayacağı ilk adreslerden biri M.Ö. 9. yy. Da Asurlular tarafından yapılan Anavarza kalesidir.Kalede Romalılardan kalma iki su kemeri, tiyatro, saray, tapınak, hamam kalıntıları, kaya mezarları, frenkslerle süslenmiş mezarlarkilise ve sarnıç bulunmaktadır. Diğer önemli (ünlü) adreslerden biri de Misis (Yakapınar) Ören Yeridir. Misis antik kenti, Ceyhan Nehri kenarında, tarihi İpek Yolu üzerinde kurulmuş, Adana’dan sonra gelen ikinci bir geçit durumundadır.
M.S. 4. yüzyıla ait bir bazilikanın mozaik taban döşemeleri, dokuz gözlü bir taş köprü, akropoldeki surlar, sukemerleri ve hamam kalıntıları ile Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalan Havraniye Kervansarayı ve tek kubbeli mescit Misis’te bugün ayakta kalmış olan eserlerden bazılarıdır. Çukurova Akdeniz bölgesinin en önemli ovalarından.
Seyhan nehri üzerinde alımlı duruşu ile rahmetli Sakıp Sabancı’nın yaptırdığı Sabancı Camii belkide Akdeniz Bölgesinin modern dönemde yapılmış en ünlü yapısıdır.Süleymaniye ve Selimiye gibi büyük camilerimizi hatırlatan eser Adana’nın yeni silüetini oluşturmaktadır. Adana’nın anılmadan geçilmeyecek bir diğer ünlüsü de şehrin ismi ile birlikte söylenen kebabıdır.
Plaka 01 / Adana – Bu yazı 2007 yılının Temmuz ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 6. sayısından alınmıştır.
