Cuma , 22 Kasım 2024

Plaka 04 / Ağrı

Yazı: Aysema Berk  Fotoğraf: Özgür Kılıç

“Aman ağrı yaman ağrı
Başı hep dumanlı karlı”

Türkiye’yi en tepeden izleyen muktedir kent, Ağrı… Paleolitik Çağ’da başlayan serüveni Mezopotamya denilen kültürel yönden zengin bölgesi ile süren ilişkileri ile devam etmiş, ilk çağın en önemli devletlerinden Hititler egemenliğinden sonra Urartu, Pers, Makedon, Roma ve Bizans gibi dönemlerinin en büyük devletlerinin hâkimiyet alanında yer almıştır. Hatta bir dönem Arap egemenliğine de giren Ağrı ili, daha sonra Büyük Selçuklu imparatorluğu tarafından Arapların elinden alınmıştır. Moğollar, Karakoyunlu, Akkoyunlular, Safevi devletlerinden sonra Osmanlı İmparatorluğu’nu eline geçmiştir. Ruslarla yapılan Kars anlaşmasıyla da türküye Cumhuriyeti’nin toprakları içine dâhil olmuştur.

Anadolu gibi dünyanın en önemli topraklarından beslenen ve onun sahip olduğu kültürel çeşitliği içinde barındıran bir ‘Ağrı’… Türkiye’nin doğuya açılan kapısı olan uzak kent. Ağrı deyince akla gelen, Türkiye’nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı ( Ararat ) ‘dır. Yaşar Kemal gibi büyük bir usta kaleme konuk olan ve efsanesi yazılan Ağrı Dağı ayrıca büyük ve küçük bacı efsanesiyle, doğu mitolojisinde geçen ve Zaloğlu Rüstem’in duasıyla tılsıma dönüşen devleriyle bugün ağrının en önemli alanı. Tarih de Büyük tufanın son bulduğu noktadır. Nuh kavmini sular altında kalmaktan kurtaran mistik bir bölge.

Ağrı deyince akla gelecek diğer önemli yer, Türkistan, Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin özellikleri taşıyan, 1784’te tamamlanan İshak Paşa Sarayı’dır. Saraydan öte bir külliyedir. İstanbul Topkapı Sarayı’ndan sonra son devirde yapılmış sarayların en ünlüsüdür. Mimarı meçhul olan saray, bugün Ağrı’ya yolu düşenlerin ilk adım atacakları yerdir.

Anzavur tepe, Girik tepe, Diyadin’de Meya (köyü), Eski Beyazıt ve Toprakkale, Ağrı İli’nin en eski uygarlık yerleridir. Buralar Urartulardan XX. yüzyıla kadar çeşitli uygarlıklardan izler taşımaktadır. Ancak korunmadıkları için özel yapılan kaybolmaktadır Dağcılık, kış sporları gibi önemli sportif aktivitelerinin de yapıldığı bir bölgedir. Yaz ve kış çıkışları olmak üzere yılda iki defa çıkış yapılır. Yaz çıkışları Temmuz, Ağustos ve Eylül, kış çıkışları ise Ocak ve Şubat aylarında olmaktadır. Aynı zamanda kayak sporuna uygun parkurları bulunan efsanevi dağı ile de doğunun turizm merkezleri arasına girmiştir. Şubat aylarında olmaktadır.

Tufan sebebiyle 4 kutsal kitap da adı bahsi geçen, kutsanılmış bir bölge olan Ağrı ili, Bayezid Eski Camisiyle, Üçkilise’siyle, gölleri ve kaplıcaları sayesinde, Doğu Anadolu topraklarının da gelişimine katkıda bulunmaktadır.gezgingin_dergi_plaka_04_agri_dogubeyazit

Ağrı güneşi ilk aydınlattığı, insanlarında güneşin doğuşunu hepimizden önce gördükleri aydınlık bir kent.. Ve sizlerde Türkiye’ye bir zirvenin eteklerinden bakmak ve güneşi tüm Türkiye’den önce siz görmek istiyorsanız, efsanelerle çevrili bu kültür ilini mutlaka gezip görmelisiniz.

Plaka 04 / Ağrı  – Bu yazı 2007 yılının Ekim ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 9. sayısından alınmıştır.

Yazar : GEZGİN YAZAR

Türkiye'nin Gezi, Seyahat ve Fotoğraf Dergisi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir