Cuma , 22 Kasım 2024

SİVRİHİSAR

Yazı ve Fotoğraflar : HALİT ÖMER CAMCI

Bakarsan tablo gezersen tarih! tarih!

Yukarıda tepede bir saat kulesi, Ulu bir camii, camii etrafında kümbet, kümbet çevresinde ağaçlar ve çay evleri, biraz ötede bir kilise, sağa sola serpiştirilmiş çeşmeler, camiler, az ilerde bir antik kent, ona yakın bir kuş sazlığı, arkada sırtını yasladığı yerde görkemli sıradağlar, gökyüzünde bulutlar, bir şehir ama
üstünde yayla havası, yemyeşil bir tabiat… Sivrihisar…

gezgindergi_sivrihisar44

Ülkemizin en güzel köşelerinden biri Sivrihisar. Eskişehir’in en büyük ilçesi. Nasreddin Hoca, Yunus Emre, Aziz Mahmut Hüdai, Hızır Bey gibi çok önemli isimlerin kiminin doğduğu, kiminin eğitim aldığı, kiminin vazife yaptığı kültürel bir merkez aynı zamanda. Ankara’ya 120 km, Eskişehir’e 90 km uzaklıkta. Yapılan restorasyon ve düzenlemelerle Safranbolu, Taraklı, Beyşehir gibi hem tarihi dokusunu korumuş, hem doğal güzelliklerine sahip çıkmış örnek bir merkez olma yolunda ilerliyor. 1289 tarihinde Osmanlı hâkimiyeti altına giren şehirde beylikler ve Selçuklu mimarisi özelliği taşıyan tarihi eserler, birer cazibe merkezi ve davetkâr bir ev sahibi olarak ziyaretçilerini beklemekte.

gezgindergi_sivrihisar84

Ulu Camii 

Türkiye’de ve dünyada görebileceğiniz en özel ulu camilerden birine ev sahipliği yapıyor Sivrihisar. 950 ağaç gövdesinden bir çatı ve yine 67 görkemli ağaç gövdesinden sütuna sahip bu camide, Cuma namazı kılmak nasip oldu bize. Çıkışta ilçenin 70 yıldan fazla dönemine şahitlik eden İbrahim Amca usulca yaklaştı yanımıza ve sordu; ‘bu caminin sırlarını biliyor musunuz?’ Ve sorunun akabinde başladı anlatmaya: ‘Ulu Camii, Selçuklu usulü dikey dikdörtgen bir yapıya sahip ve minaresi ile ilçenin siluetini belirleyen merkez bir camii. Şehrin tam kalbinde duruyor. Duvarlarında Pesinius antik kentinden getirilme desenli taşlar, binanın hafızasında şehrin de geçmişini barındırıyor.

Ulu Camiin içinde cuma namazı
Ulu Camiin içinde cuma namazı

1275 yılında Mevlana’nın müritlerinden Eminiddin Mikail tarafından yaptırılan yapı, Anadolu’nun en büyük ahşap direkli camilerinden. Çeşitli geometrik şekillerin ahenkli birleşiminden oluşan minberi ise sanat şaheseri olarak tanımlanıyor. Fatih Sultan Mehmet dönemi kadılarından, İstanbul’un ilk Kadısı Hızır Bey bu camiyi 1440 yılında onarmış. 950 ağaç gövdesi, Kur’an’da ismi zikredilen ve çok uzun bir zaman hayat sürdüğü rivayet edilen Hz. Nuh’un yaşını; 67 ağaç sütun da, 63 yıl yaşayan Peygamber Efendimizin yaşınadört halifenin hilafetini temsilen 4 rakamının eklenerek İslam tarihinin bu büyük isimlerini sembolize ettiği rivayet ediliyor.’

gezgindergi_sivrihisar62
Ulu cami

Saat kulesi 

Ülkemizde ve Osmanlı coğrafyasında onlarca şehirde karşılaşacağınız saat kuleleri içerisinde belki de en görkemlilerinden birini Sivrihisar’da görebilirsiniz. 1899 yılında dönemin kaymakamı Mahmut Bey ve Belediye Reisi Yüzügüllü Hacı Mehmet Efendi tarafından yaptırıldığı belirtilen saat kulesinin önde ve yanlarda yer alan kadranlarında Arap rakamları ile günün saatleri yer alıyor. Bir çanağı andıran dağ dizilişi önünde kule, yücelik duygusu ile ilçenin siluetini tamamlıyor ve coğrafyaya kimliğini veriyor.

Saat Kulesi
Saat Kulesi

Farklı tarihlerdeki bakımlar ve restorasyonlarla hala çalışır durumda olan saat, saat başı çan sesi ile zamanı da haber vermeye devam ediyor ve ilçenin sembolü olarak yüz küsur yıllık görevini ifa ediyor.

Saat Kulesi
Saat Kulesi

Surp Yerrortutyun Ermeni Kilisesi 

İlçeye bir fotoğraf gibi baktığınızda fotoğrafın sol köşesine denk gelen yerde görkemli bir yapı ile karşılaşıyorsunuz. Ermenice yazılmış kitabesindeki bilgiler incelendiğinde, ‘Sivrihisar’ın imanlı cemaatinin gayretleri ile mimar Mintes Panoyat tarafından 1881’de inşa edildiği’ anlaşılan kilisenin adının da Surp Yerrortutyun olduğu bilgisine pek rahatlıkla ulaşabiliyorsunuz. Son yıllarda restore edilen kilise, aydınlık bir iç mekâna sahip. Evliya Çelebi cümlelerinden bir ifade ile ‘görülmeye değer, ibretlik’ bir mekân.

Surp Yerrortutyun Ermeni Kilisesi
Surp Yerrortutyun Ermeni Kilisesi

İki tarafında çan kuleleri bulunan kilisenin giriş kapısının üstünde dünya figürünün üzerinde iki aziz ve hemen altta bulunan kitabenin kenarlarında da iki kanatlı melek imgesi göze çarpıyor. Kızıl kesme taştan yapıldığı için Kızıl Kilise diye de anılan yapı, belli belirsiz fresklerle bezeli. Kilisenin arka kısmında vaftiz odası, güney kısmında ise papaz odası bulunuyor.

Surp Yerrortutyun Ermeni Kilisesi ve Şehrin Genel Görüntüsü
Surp Yerrortutyun Ermeni Kilisesi ve Şehrin Genel Görüntüsü

Sivrihisar şehir merkezindeki tarihi birikimle birlikte şehir merkezine beş on km’lik uzaklıkta görkemli doğa manzaraları ile karşılaşıyorsunuz. Pastel bir resmin içinde dolaşır gibi hissettiğiniz manzaralardan Sivrihisar nasibini fazlasıyla almış.

Surp Yerrortutyun Ermeni Kilisesi
Surp Yerrortutyun Ermeni Kilisesi

Alemşah Kümbet ve Mescidi 

Selçuklularda iki katlı inşa edilmiş alt katında mezar, üst katında mescit bulunan yapılara Kümbet adı veriliyor. Sivrihisar’da mimari olarak iyi bir kümbet örneğini Ulu caminin hemen arkasında görebilirsiniz. Üstü koni biçimli bir külahla örtülmüş, kırmızı tuğlalardan yapılma Alemşah Kümbet ve mescidi, çam ve söğüt ağaçlarından müteşekkil bir parkın içerisinde, yüzyılların ağır havası ile yerli yerinde duruyor. Geçen yüzyıllarda kümbetin etrafında bir medrese binasının olduğu da kaynaklarda tespit edilmiş. Ulu Camii, medrese, kümbet gibi mimari yapıların bir arada olduğu bir külliyeden bugün sakin birkaç yapı kalabilmiş.

Alemşah Kümbeti
Alemşah Kümbeti

Anadolu’daki İlk Bakanlar Kurulu / Zaimağa Konağı  

Sivrihisar’ın milli mücadele için de büyük bir merkez olma özelliği bulunuyor. 1922 yılı Mart ayında Mustafa Kemal’in başkanlığında Ankara dışında ilk Bakanlar Kurulu Sivrihisar Zaimağa Konağı’nda toplanmış. Şehrin merkezinde yer alan konak, yenileme çalışmalarından sonra bu toplantı gününün hatıraları ile yeniden tasarlanıp butik bir şehir müzesine dönüştürülmüş. Müzenin arka bahçesindeki heybetli ağaçların arasından, aynı zamanda geçmiş yüz yılın çocuk cıvıltılarını, mutlu bir ailenin seslerini, az dikkat kesilseniz duyacak gibi oluyorsunuz.

Zaim Ağa Konağı
Zaim Ağa Konağı

Nasreddin Hoca’nın Doğduğu Şehir Sivrihisar

Şehirle bütünleşmiş ve ilçenin medar-ı iftiharı olan Nasreddin Hoca’nın da doğum yeri. Türk halk mizahının büyük filozofu Nasreddin Hoca’nın, 1208’de Sivrihisar’ın Hortu Köyü’nde doğduğu biliniyor. Bugün ‘Nasreddin Hoca Köyü’ olarak ismi değiştirilen köyde, Hoca’nın evi olduğu düşünülen sembolik köy evi restore edilerek müzeleştirilmiş. Hortu Köyü Sivrihisar’a 26 kilometre uzaklıkta. Günümüzde kabrinin bulunduğu Akşehir ile Sivrihisar,Nasreddin Hoca’nın memleketi olma konusunda yarışır durumdalar. Bu konuda en güzel izahı Arif Nihat Asya yapmış: ‘Bir beşik kalmış Sivrihisar’da. Akşehir’de bir mezar. Sayesinde akraba olmuşlar Akşehir’le Sivrihisar.’

Nasreddin Hocayı temsilen yapılmış bir heykel
Nasreddin Hocayı temsilen yapılmış bir heykel

Sivrihisar’ın Ünlüleri 

Nasreddin hoca gibi bir ‘ünlü’nün doğduğu memleket olan Sivrihisar, başkaca birçok tanınmış tarihi şahsa da ev sahipliği yapmış. Bunlardan ilk akla gelen, döneminin ‘kadı’sı iken yaşadığı ibretli bir olayın ardından Bursa’lı büyük din âlimi Üftade Hazretlerine bağlanan Aziz Mahmud Hüdai’dir. Çocukluğu Sivrihisar’da geçen Aziz Mahmud Hüdai’nin ilçede adına bir cami de bulunuyor.

Hızır Çelebi
Hızır Çelebi

Sivrihisar’ın bir diğer ünlüsü de Fatih Sultan Mehmed dönemi kadılarından ve İstanbul’un bugünkü tabir ile ilk belediye başkanı olan Hızır Bey. Sivrihisar’a otobandan giriş yaptığınızda bir heykeli ile karşılaştığınız Hızır Bey’in adına bir mescid bulunuyor. Nasreddin Hocanın torunlarından olan Hızır Bey, döneminde büyük bir ilim ve kültür beldesi olan Sivrihisar’da yetişmiş mümtaz şahsiyetlerden biri. Her ne kadar kabri bu gün Sivrihisar sınırları dışında olsa da, edebiyat ve tasavvuf tarihimizin en değerli isimlerinden Yunus Emre de Sivrihisar’la ismi anılacak büyüklerden.

Nasreddin Hocayı temsilen yapılmış bir heykel
Nasreddin Hocayı temsilen yapılmış bir heykel

Kibele’nin Büyük Tapınağı / Pesinius Antik Kenti 

Sivrihisar ilçe merkezinden 13 km güneye ilerlediğinizde yaşanmışlık izleri ile dolu köy evlerinin dar yollarından ilerleyerek bir antik kente ulaşıyorsunuz. Geçmişi M.Ö 3500’lere dayanan bu ilk çağ kentinin en önemli özelliği, Hıristiyanlığın yayılışına kadar, dini inanışın temeli olan ve yeryüzündeki bütün varlıkların doğurucusu olarak bilinen ana tanrıça Kibele’nin büyük tapınağına ev sahipliği yapması. İlk kazı çalışmaları 1967 yılında Belçika’dan Gent Üniversitesi tarafından başlatılıp yarım bırakılmış.

Pessinius Harabelerinde gün yüzüne çıkmayı bekleyen görüntülerden bir tanesi
Pessinius Harabelerinde gün yüzüne çıkmayı bekleyen görüntülerden bir tanesi

Antik kent binyılların terk edilmişliğinin üzerine kazı çalışmalarında da aynı kadere mahkûm edilmiş. Mabet, tiyatro, çarşı, nekropol, mermer su kanalları ve bir kısım bina temelleri ortaya çıkarılmış. Eti ve Frig uygarlıklarının yanı sıra Roma, Bizans ve Anadolu Selçuklu gibi önemli uygarlıklara da ev sahipliği yapan Sivrihisar’da, bu dönemlere ait kalıntıların mevcudiyeti de tespit edilmiş.

Pessinius Antik Kenti binyıllar öncesinin hayatları hakkında gizemli cümleleri sessizce söylemeye devam ediyor.
Pessinius Antik Kenti binyıllar öncesi hakkında gizemli cümleleri sessizce söylemeye devam ediyor.

Kuş Cenneti 

Sivrihisar sadece tarihten ibaret değil. Şehirden 20-30 km uzaklaşıp Sakarya nehrinin sulaklarına yaklaştığınızda sizidünyada nadir görülebilecek bir kuş  cenneti sazlığı karşılıyor. Kuşların büyülü görüntüsüne kanıp koşarak sazlığa ardığınızda balçıktan bir bataklık yolunuzu kesiyor ve daha ötesine gitmenize izin vermiyor. Fotoğrafla aranız iyiyse ve bu büyüleyici kuşları yakından görmek istiyorsanız, yetenekli tele objektiflere ihtiyacınız var. Flamingo, Leylek, İbibik gibi farklı onlarca tür kuş, göç zamanlarında sazlıkta dinlenen türlerden sadece birkaçı. Balık avcılığına meraklı iseniz sazlığın yakınlarındaki sulak alanları değerlendirebilirsiniz.

Kuş cenneti
Kuş cenneti

Akbaş çoban köpeği 

Dünyaca ünlü ve ABD’de ‘en iyi çoban köpeği’ unvanını alan Akbaş’lar Sivrihisar’ın bir başka değeri. Himayesinde gördüğü inek, koyun gibi hayvanlara ve birlikte yaşadığı insanlara karşı çok korumacı bir yaradılışa sahip Akbaş’lar kurt, çakal, ayı gibi hayvanlara karşı çok saldırgan bir köpek türü. Bu durum çobanlar ve böyle muhitlerde yaşayanlar için tercih sebebi. İlçe girişinde beyaz heykelden çoban, koyun ve Akbaş köpeği heykeli sizi ‘Sivrihisar’a hoş geldiniz’ diyerek ilk karşılayanlar arasında.

gezgindergi_sivrihisar86
Nasreddin Hocanın bir hemşehrisi

Yürüyüş Parkurları 

Sivrihisar’a, şehrin girişinden (güneyden) baktığınızda büyük, sivri dağ çıkıntılarının hisarı andırdığı ve çevreyi kuşattığı büyük bir çanak görürsünüz. Sırtını dayadığı bu dağ farklı bölgelerinde hisar kalıntılarını barındırmaktadır. Amatör dağcılar ve trekking düşkünleri için etkileyici bir parkura da sahip. Gün içinde uzun bir yürüyüş tecrübesinden sonra, ulu camii yakınlarında restoranlarda yemek yiyip akşam serinliğinde Ulu Camii etrafında kümelenen çay evlerinden enfes çaylar içebilirsiniz.

gezgindergi_sivrihisar141

Mütebessim Dost 

Yukarda tepede bir saat kulesi, Ulu bir camii, camii etrafında kümbet, kümbet çevresinde ağaçlar ve çayevleri, biraz ötede bir kilise, sağa sola serpiştirilmiş çeşmeler, camiler, az ilerde bir antik kent, ona yakın bir kuş sazlığı, arkada sırtını yasladığı yerde görkemli sıradağlar, gökyüzünde bulutlar, bir şehir ama üstünde yayla havası, yemyeşil bir tabiat… Suluboya bir tabloyu anlatır gibi özetlediğim yer, Sivrihisar. Tanıdığınızda hep uğramak isteyeceğiniz, kapısını çalıp bir çayını kahvesini içeceğiniz özel bir dost. Tanışmak için çok bekletmeyin. Orda, yakında, mütebessim bekliyor.

gezgindergi_sivrihisar14

SİVRİHİSAR – Bu yazı 2015 yılının Temmuz ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 101. sayısından alınmıştır.

Yazar : GEZGİN YAZAR

Türkiye'nin Gezi, Seyahat ve Fotoğraf Dergisi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir