Gezgin Dergi
Yazı: Kemal Cem – Fotoğraf: Şefkat Çelebi
Geçen ay başladığımız uzun süreli uçak yolculuklarının daha rahat geçmesi için yaptığımız tavsiyelere devam ediyoruz. Tabi bu kadar tavsiyeyi dinlemek yerine normal ücretin 3-5 katı ücret vererek ‘bussiness class’ tan alacağınız bir biletle herşeyi rahat hale getirebilirsiniz. O zaman bu yazıyı da yatar (daha doğrusu yatak) pozisyona getirdiğiniz koltukta tebessüm ederek okuyabilir, monitörünüzden istediğiniz filmi izleyebilir, hosteslerden her istediğiniz an menüdeki tercih ettiğiniz çeşitleri getirmesini talep edebilirsiniz. Ben sizi daha fazla rahatsız etmeden tekrar arka taraftaki büyük çoğunluğun oturduğu ‘economy class’ tavsiyelerine geçeyim.
Koltuk ceplerinde hizmetinize sunulan bir kısım faydalı dökümanlar vardır. Hemen her havayolunun sahip olduğu ve en işe yarar sayfaları en az okunan bir magazin dergisi, resimlere bakınca almaya niyetlendiğiniz ama hemen altındaki fiyatları görünce diğer sayfaya geçtiğiniz ürünlerden oluşan bir alışveriş dergisi, bir tehlike anında aklına gelip de ona bakacak yolcu olurmuş gibi uçağın kapılarının yerini gösteren bir ‘information kart’ bu mühim evraklardandır.
Kuşkusuz o koltuk ceplerinde bulunup hiç kullanılmayacak gibi duran ama ihtiyaç anında en fonksiyonel eşya olan ‘kusma torba’larını da unutmamamız gerekir. Olur da bir rahatsızlık geçirirseniz bütün uçağın koridorunu berbat etmek yerine o torbaya içinizi dökmek, derdinizi onunla paylaşmak çok rahatlatıcı bir tesir yapmaktadır. Bunun ne kadar önemli olduğunu Atlanta’dan Milano’ya uçarken yaşadığım acı bir olaydan biliyorum. Yanlış anlamayın, kusan kişi ben değildim, yüzünü bile göremediğim bir genç kızdı. Benim rolüm üzerine kusulan kişi olmaktı. Torba yerine WC ye gitmeyi hedefleyen ve koridorda koşturan Amerikalı kızımız pistin sonuna geldiğinde yarışı tamamlayamadı ve kenarda oturan bendenize bu yazıda kullanılmak üzere gereken malzemeyi verdi. Allahtan ilk defa o yolculukta el çantasının içine bir yedek tişört koymuştum. O günden beri her yolculuğumda yanımdaki çantamın içine böyle yedek eşyalar koymaktayım, hararetle de tavsiye ederim.
Eşyadan söz açılmışken hemen bagaja vereceğiniz çantalarınıza geçelim. Kuzey Amerika’ya olan uçuşlarda çanta sayısının 2 yi geçmemesi gerekiyor. Daha önce çanta başına 32 kg olan limitler THY dışındaki şirketlerde 23 kg ya çekildi bir müddet önce. Bundan haberi olmadan chek-in yaptırmaya gidip herkesin gözü önünde eşya çıkarmak zorunda kalabilirsiniz.
Çanta olayının asıl püf noktası ise eşyalarınızın dağılım şeklidir. İki çantalık eşya ile en azından bir kaç hafta kalacak şekilde yola çıkıyorsanız giyim eşyalarınızı ve çamaşırlarınızı her iki çantaya da dağıtmanızı tavsiye ederim. Olur da çantanızın biri kaybolur ve hemen bulunmazsa hiç giyim eşyanız olmadan, sadece kitap vs lerle ortada kalmak seyahatinizin bundan sonraki gidişatı hakkında da tahminde bulunmanızı sağlar. Uzun uçak yolculuklarında ikram edilen yemeklerin durumu da ayrı bir bahis konusudur. Uçuştan bir gün öncesine kadar özel yemek siparişinde bulunabilir; vejeteryan (hayvani gıda omayan), koşer (yahudilik açısından uygun), müslüman , seafood (deniz ürünleri) vb gibi seçeneklerden birini tercih edebilirsiniz. Özel menü siparişleri uçakta ilk dağıtılan yemekler oluyor. Herkesten evvel, size özel servis yapılması özelikle de karnınız açsa hoş bir durum gibi gözükebilir. İçeceğinizi almak için diğer yolcuların servisini beklemeniz ise işin hoş olmayan tarafı.
‘Vejeteryan’ menüyü her tercih edişimde beğenmeyip pişman olduğumu itiraf etmeliyim. ‘Koşer’ menülerini tanıdığım yahudi dostlarımın bir çoğu beğenmiyor. Helal diyerek tercih edilen ‘müslüman’ menüsünde ise ekmeğin ‘pita bread’ dedikler arap ekmeği, yemeklerin de pakistan usulü bol baharatlı olması dışında bir fark yok, bunlar da pek tercih edilecek özellikler değil. Deniz ürünleri ile bir probleminiz yoksa ‘seafood’ menüsünü öneririm.
Özel istekte bulunmayanlar için genelde iki farklı seçenek sununlur; makarna veya bir et yemeği (tavuk, hindi veya dana eti). Makarna vejeteryandır ama sosu ile, salçası ile, yanına eklenen sebzelerle bayağı zengin bir görüntüdedir. Bu görüntüden korkan ve et konusunda hassasiyeti olan bazı yolcular vejeteryan olduğuna pek inanmazlar. Şunu da unutmayalım; hemen hiçbir havayolu yahudi ve müslüman yolculardan dolayı domuz ürünü barındıran yemek vermez.
Son tavsiyem ise kulaklıklarla ilgili. Devamlı uçuyorsanız ve hala bir ‘Noise Canseling’ kulaklığınız yoksa bir an evvel paraya kıyıp en kalitelilerinden birini almanızı tavsiye ederim. Dışarıdan gelen sesleri mümkün olduğunca azaltan bu kulaklıklar ile film izlemek veya müzik dinlemek gerçekten farklı oluyor.
Uzun Uçuş Tavsiyeleri-2 – Bu yazı 2008 yılının Şubat ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 13. sayısından alınmıştır.
