Cumartesi , 20 Nisan 2024

Bursa’nın mücevheri KARACABEY HARASI

Yazı ve Fotoğraflar: Halit Ömer Camcı

Atlar manzarayı daha bir güzelleştirir – Alice Walker

Ülkemizin en nadide adreslerinden biri Bursa sınırları içinde bulunan Karacabey Harası. Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (TİGEM) bağlı bu ‘hara’ aynı zamanda büyük bir çiftlik arazisi. Büyükbaş hayvancılık, köpek çiftliği gibi alanlarının dışında en dikkat çeken tarafı paha biçilmez atlara da ev sahipliği yapması.

gezgindergi_karacabey_harasi21122

Karacabey yaklaşık 80.000 kişilik nüfusuyla Bursa’nın büyük ilçelerinden biri. İlçenin hem ülkemiz hem de dünya adına önemli bir adres olmasında hiç şüphesiz Karacabey Harası’nın büyük bir katkısı var. At tutkunları için burada yetiştirilen atlar kelimenin tam anlamıyla dünyayla yarışan, ilgilisinin dünyanın en uzak köşesinden tanıyıp bildiği değerli atların olduğu bir merkez.

gezgindergi_karacabey_harasi20

Kaynaklar, Hara’nın 14. yüzyılın başlarında Osmanlı Sultanı Orhan Gazi zamanında kurulduğundan bahsetmektedir. Çiftlikat-ı Hümayun adı ile anılan çiftlikte o dönemlerde ordunun binek atı, keçe, yapağı vb. hayvansal ürün ihtiyaçları karşılanmış ve hara bu görevini Cumhuriyet dönemine kadar sürdürmüş. 1926 yılında “Ziraat Vekâletine” devredilen İşletme, “Karacabey Harası” ismi ile 1983 yılına kadar Türkiye hayvancılığının ıslahı yönünde çok başarılı çalışmalara imza atmış. Hara, 1984 yılından bu yana ‘Karacabey Tarım İşletmesi Müdürlüğü’ adı altında faaliyetlerini sürdürüyor.

gezgindergi_karacabey_harasi08

Karacabey Hara’sı , Bursa-Balıkesir karayolunun 70. kilometresinde, Karacabey ve Mustafakemalpaşa ilçeleri arasında yer alıyor. Arazinin iklimi, Marmara ile Ege Denizinin etkisi altında, Akdeniz iklim tipine büyük benzerlik göstermekle birlikte kurak, nispi nem oranı düşük, fazla yağışı kış mevsiminde alan iklim tipine girmektedir. Yazlar genellikle kurak geçmekte ve bu kuraklık çoğu zaman  sonbaharın ilk günlerine sarkmaktadır.

gezgindergi_karacabey_harasi12

Arap Atlarının atası / Sa’ad ve Kuruş 

Ülkemizdeki Arap atlarının en bilindik hikayesi Sa’ad ve Kuruş’la başlıyor. Bugün ülkemizde bulunan Arap atlarının neredeyse tamamının dedesi olan bu iki at yüzlerce yıllık atçılık tarihimizin önemli karakterlerinden.

Kendileri Bursa Karacabey’li olsalar da bugün Eskişehir Mahmudiye ve Malatya Sultansuyu’nda bulunan Arap atlarının da dedeleri bu iki at.

gezgindergi_karacabey_harasi11

Osmanlı İmparatorluğu döneminde başlanılan safkan Arap atı yetiştiriciliğine, Cumhuriyet döneminde ilave edilen yeni kan hatları ile devam edilmiş. 1932 yılında Irak’tan getirtilen, safkan Arap aygırı Kuruş, Karacabey’de kaldığı süreç içinde 142 baş erkek ve dişi olmak üzere emsalsiz yavrular vermiş, bu yavrular diğer haralarda damızlık olarak çok faydalı olmuşlar. Yine bugünkü atçılığın temelini oluşturan Baba Sa’ad da Karacabey harasında aygır olarak kullanılmış.

gezgindergi_karacabey_harasi16

Süvarinin mezarı açık durur. / Arap atasözü 

Dünyada örneğine çok rastlamayacağınız bir önemli detay da Karacabey Harasında dikkatinizi çekecektir. Bir vefa örneği olarak Baba Kuruş ve Baba Sa’ad, ölümlerinden sonra Karacabey Tarım İşletmesinde adlarına bir anıt mezar yapılmış ve oraya gömülmüşlerdir.

gezgindergi_karacabey_harasi13

Ülkemizde bulunan Safkan Arap atlarının hemen hemen tamamının orijini TİGEM İşletmelerindeki Safkan Arap atlarına dayanmaktadır. Karacabey Tarım İşletmesinin Türk Atçılığına yetiştirerek kazandırdığı şampiyon Safkan Arap atları arasında, söz konusu camianın yakından tanıdığı Caş, 2 Servet, Çeliker, Gazel, Tulrab, Bodrum, Baharbahir, Tulyad, Berkoş, Göztepeli, Tuna, Tunca, Hisarhan, Özgün, Tulyar, Bilgin, Altaha ve Kafkaslı öne çıkanlar olarak gösterilebilir.

gezgindergi_karacabey_harasi07

At, doğu kültüründe evin bir ferdi batıda da bir süs eşyası gibi algılanmış çağlar boyunca. Geçmiş yüzyıllarda at sahipleri atlarının soy ağaçlarını, yedi göbek atasına kadar bilmekle yetinmez, yakın muhitteki atların şecereleri hakkında da bilgi sahibi olurlardı. Anadolu’da at yetiştiriciliği ve beğenilen atların üretilmesi hakkında 13. yüzyıldan itibaren kayıtların var olduğu bilinmektedir.

Atlı göçebe kültüründe erkeklere bir başarı göstermeden at ve ad verilmediği çok üstünde durulmuş bir konudur.

gezgindergi_karacabey_harasi09

Dede Korkut masallarına giren hikayelerden tutun Kaşgarlı Mahmud’un yazdığı Divânu Lügati’t-Türk’e kadar sözlü ve yazılı kültürümüzün ilk metinlerinde at, hayatımızın, ailemizin bir ‘bütünleyeni’ gibi anlatılır. Kaşgarlı Mahmut ‘At Türk’ün kanadıdır’ der. Sırf bu cümle bile hem şiirselliği hem de zihinlerde oluşturduğu görüntü ile atın hafızalarımızda ne denli özel bir yerde durduğunun açık bir ifadesidir.

gezgindergi_karacabey_harasi14

Karacabey’de At fotoğrafı çekeceklere tavsiyeler 

Atları fotoğraflamak oldukça zahmetli. haraflarda stüdyolar kurarak tek tek atların portrelereni çektiğimiz bir çalışma yaptık Karacabey’de. Atların profesyonel duruşları, her ayağının göründüğü çapraz bir açıdan çekilmeli ve başlar henüz yeni bir şey duymuş ve dikkat kesilmiş gibi havaya kalkmış ve kulaklar da öne çevrilmiş olmalıydı. tahmin edileceği üzere bu pozisyonda durmak için atları ikna etmek oldukça vakit istedi. tolmalda yüze yakın at portresi çektik.

gezgindergi_karacabey_harasi10

Hazretleri stüdyodan çıkarıp arazide koşturmak en keyifli zamanlardı. zannettiğimiz gibi atlar her zaman koşmuyorlar. haradan çıktıktan sonra on-onbeş dakika, bilemediniz yirmi dakika ekip olarak görkemli bir koşu yapıyorlar. koşmaları için, tehlikeli bir an, hasas bir durum, rahatsız edici bir gürültü gerekiyor. bu tarz bir fotoğraf çekerken araziyi daha önceden görmeniz, hangi açıda duracağınıza karar vermeniz ve mümkünse üs üste birkaç demene yapmanız iyi olacaktır.

gezgindergi_karacabey_harasi18

Çift makine kullanmanız ve birinde 70×200 2,8 bir tele objektif diğerinde de 24×70 2,8 bir geniş açı bulundurmanızda fayda var. atlarla bütün gününüzü geçirseniz de bu tarz hızlı ekip koşuları neredeyse 20-30 saniye sürebiliyor. bir bakmışsınız hepsi geçmiş elinizde işe yarar bir kare olamamış olabiliyor. ayrıca enstantene öncelikli çekmek bir zorunluluk. P ayarında çektiğinizde hızınız düşük olabilir.

gezgindergi_karacabey_harasi05

Manuel çekimlerde de ayar yaparken hareket kaçabilir. ileri seviye hızlı makineler kullanmanız kaliteli koşan at görüntüsü çekmeniz için bir kural. ben Nikon D800 kullandım. Şimdiden başarılar, gayretler, dilerim. Deklanşörünüz eskisin, milyon kare fotoğraf çekin. Çekmekten korkmayın.

gezgindergi_karacabey_harasi04

Görkemli ve zarif / Arap atı 

Arap atı uyumlu gövdesi ve küçük başı ile tanınır. Zarif burun delikleri geniştir, dudakları incedir. Kulakları küçük, sivri ve diktir. Arap aşiretler kulakların dik olması için tay doğduğunda diplerinden iç taraftan bağ geçirirler. Fakat bedeviler sesleri duyması için büyük kulaklı atları tercih ederler ve büyük kulaklı mükemmel Arap atı örnekleri de görülmüştür. Yürüyüş sırasında kuyruğunun kaldırır ve kuyruk kavis yapar. Arap atının kılları ince ve yumuşaktır, derisinin altından damarları görülür. Tırnakları küçük ve sağlamdır. Yüksekliği 132-148 cm olmakla birlikte beslenmeyle 155 cm’ye kadar çıktığı olur. (Yoldaşımız At, Kudret Emiroğlu – Ahmet Yüksel, YKY)

gezgindergi_karacabey_harasi01

Karacabey’e yolunuzu düşürün. orada güzel bir tabiat manzarası içinde koşan beyaz, kırmızı, siyah atlar göreceksiniz. Zaman üstü bir zeminde insana en yakın dost, yoldaş bir canlı ile tanışmanız hayatınıza büyük bir anlam katacaktır.

Biz yangında koşuyu kaybeden atlarız Biz koşu bittikten sonra da koşan atlarız..  Şahdamar / Sezai Karakoç

gezgindergi_karacabey_harasi03

Bursa’nın mücevheri KARACABEY HARASI – Bu yazı 2015 yılının Haziran ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 100. sayısından alınmıştır.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir