Gezgin Dergi
Yazı: Ayşe Saliha Bayrak Fotoğraflar: Hamza Burak C.
Bursa’nın bu şirin ilçesi, huzurlu bir hafta sonu için, gidilebilecek yerler listesine kesinlikle eklenmesi gereken bir yer. Hele de mevsim yazsa. İznik Gölü’nün kenarında bir ağaç bulup gölgelenir, muhteşem manzara eşliğinde ferahlarsınız. Gölde yüzen çocukları seyreder, mutluluklarına ortak olabilirsiniz. Sevdiklerinizle piknik yapar, bir kayık kiralayıp göle açılırsınız. Yahut, sazlıklardaki muhteşem manzarayı fotoğraflayabilirsiniz.
Roma, Bizans, Selçuklu ve bir dönem de Osmanlıya başkentlik yapmış olan İznik’in sokakları buram buram tarih kokuyor. Zamanında şehri çevreleyen surların bir kısmı, halâ dimdik ayakta duruyor. Hıristiyanlık için büyük önem taşıyan Birincil Konsülün yapıldığı İznik Ayasofya’sı, Orhan Gazi’nin camiye cevirdiği haliyle ziyarete ve ibadete açık. Hıristiyanlar açısından önemli olaylara ev sahipliği yapan ilçede; antik tiyatro, manastır ve birçok kilise bulunmakta. Ayrıca, Eşrefoğlu Rûmi, Davud-u Kayseri ve Ebul Fadıl İznik’te yaşamış ve eserler vermiş.
Cami ve medrese inşâsına İznik’ten başlayan Osmanlı’nın ilk eseri Hacı Özbek Camii. Çinilerle bezenmiş minaresi ile Yeşil Cami, Mahmut Çelebi Camii, Orhan Bey Camii ve Hamamı görülmesi gereken tarihi yerler arasında. Ayrıca Osmanlı Dönemi’ne ait birçok han ve hamam da mevcut.
İznik’te iyi bir planlama ile tüm bu tarihi mekanları bir günde gezmek mümkün. Tabi zamana yayarak gezmek ve doğanın tadını çıkarmak isteyenler için konaklayacak yerlerde var.
Gelelim dünyaca ünlü çinilere. Çinilere tarihi mekanları gezerken rastlayabileceğiniz gibi, birçok atölye ve satış yerine giderek de görebilirsiniz.
Ne yiyebiliriz, dediğimizde karşımıza; tatlı su balıklarından, çeşitli sebze ve et yemeklerine uzanan bir yelpaze çıkıyor. Ama yaz sıcağında, gölün kenarında kesilip yenilen karpuzun yeri apayrı.
Bu yazı 2012 yılının Temmuz ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 65. sayısından alınmıştır.
