Pazar , 3 Kasım 2024

20 yıllık Hikaye…

20 yıllık hikaye… “Türk okullarının hikâyelerini ‘kutsal bir emanet’ gibi saklıyoruz”

Dünyanın dört bir yanına Türkçeyi ve Türk kültürünü götüren fedakâr isimlerin hayatı gelecek nesiller için belgesel oluyor. Mehtap TV’de yayınlanan Yeşeren Ümitler belgeseli, hayatını bir bavula sığdırıp bilmedikleri ülkelere yelken açan eğitim sevdalılarının gerçek hikâyelerini kendi ağızlarından aktarıyor. Belgeseli çeken 5 kişilik ekip ise gittikleri okulların ve ilk gidenlerin hikâyeleri için şu ifadeyi kullanıyor: “İnsanlık, vefa, diyalog ve sevgi adına yazılan bir destanın muhteşem hikâyesini ekrana yansıtıyoruz. Çektiğimiz görüntüler ve hikâyeleri gelecek nesiller için emanet gibi saklıyoruz.” Ekip kendi duygularını ise şöyle aktarıyor: “Ağlayarak dinliyoruz, ağlayarak çekim yapıyoruz, ağlayarak montajlıyoruz. Bu fedakarlıkları savundukları değerler adına yapıyorlar. İşte bu yüzden bulundukları yeri ve insanları çok seviyorlar. Onlar Türkiye hasretini bizimle gideriyor. Biz de bu hareketin insanlık ve dünya için ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz.”

Anlatılan hikâyeleri birebir görme imkanları olduğunu söyleyen yönetmen Emine Ulu, ilk gidişin Azerbaycan’a olduğu için ilk belgeseli de orada çektiklerini anlatıyor. Bosna, Kırgızistan, Tacikistan, Kazakistan, Senegal ve Nijerya’yla birinci sezonu kapatan ekip ikinci sezonda Irak, Romanya ve Kenya hikâyelerini aktaracak.

Ekip önce belirledikleri ülkeye ilk gidenlerin listesini çıkarıyor. Ardından eğitimciler, işadamları, gönüllü giden bayanlara kadar hareketin bir ülkede nasıl başladığı anlatılıyor. Bir iki hafta kaldıkları ülkede 50-100 arası kişiyle röportaj yaptıklarını ifade eden Ulu, “Neden gitmişler? İlk gidildiğinde ülke nasıldı? Nasıl başladılar? Neler yaptılar? Şu an ne durumdalar? Binbir zorluğa rağmen neden kalmışlar? Bu insanlar nasıl köprü oldular? Bu sorular etrafında çekimler yapıyoruz. İlk gidenlerin birçoğu ayrılmış, başka ülkelere gitmiş. Onları uzun uğraşlarla tekrar buluyoruz. Çünkü bir ülkenin hikâyesi bir insanda kilitlenebiliyor.” diyor.

Ulu, öğretmenler için “Sanki onları özel karşılayıcılar var. Bir plan var, yazılmış, oyuncular da gitmiş. Bir tarihî fırsatı değerlendirmişler.” diyor ve ekliyor: “Yapılan fedakârlıklar insanlığın zirvesi neredeyse. Her ülkede okullara girince cennet bahçesi gibi. Gidip o coğrafyayı görmeden yaşadıkları anlaşılmıyor. Gittikleri yeri çok sevmişler. Kırgızistan, Narın diye iki dağın arasında küçücük bir yer. Öğretmenler buraya neredeyse âşık. Tayini çıkanlar ‘bizi göndermeyin’ diye ağlıyor. Aldıkları para ise söylenemeyecek kadar az.”

dönmemek üzere gittiler..

Yapımcı ve metin yazarı Veysel Karani Gümüşdereli ise gönüllülerin yaptığı fedakârlıkları savundukları değerler adına yaptıklarını, bu yüzden de bulundukları yeri ve insanları çok sevdiklerini belirtiyor. “Onlar Türkiye hasretini bizimle gideriyor. Biz de bu hareketin insanlık ve dünya için ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz.” diyen Gümüşdereli, aklında kalan bazı hikâyeleri şöyle anlatıyor: “Romanya’yı Tunaboyu şehidi Ali Aytekin’le başlatıyoruz. Nijerya’ya ilk giden Muammer-Şule Burtaçgiray çiftinin kızı Türkiye’ye gelince ilk gördüğü siyahiye sarılmış. Halit Esendir’e Kırım’da Kur’an hediye ettiği teyze, kızı Ayşe’yi vermek istiyor. Irak’a ilk gidenlerden Muammer Türk sınırdan geçmek isterken, görevli ‘Burada 80 örgüt var, ne işiniz olur burada?’ diyor. Karşısındakiler ısrarcı olunca, ‘Geçin, her yere bir deli lazım.’ diyor. Muammer Türk, ‘Bazen öğrenciler evlattan tatlı geliyor.’ diyor. Afganistan Kandahar’da Abdülkadir Aktı hocanın eşi Züleyha Hanım çocuğuyla birlikte doğalgazdan zehirleniyor. Çocukları ölüyor. Züleyha Hanım günlerce komada kalıyor. Kendine geldiğinde bir Afgan ağlıyor, ‘Döneceksiniz diye korkuyorum’ diyor. Züleyha Hanım’ın cevabı ise, ‘Asıl yaşadıklarımızdan dolayı eşimde dönme isteği uyanır diye ben korkuyorum.’ oluyor. Bu düşünce nedeniyle birçok kabir de oralarda kalmış.”

Irak Savaşı’nda Salih Saçkan yeni bebeği olduğu halde müdürüne “Ne olur geri dönmeyelim.” diyor ve dönmüyorlar. Kerkük’te 3 bekâr bayan bayram tatili için okuldan ayrılırken talebeler bahçeye doluşuyor, gitmelerini engelliyor, “Ya dönmezseniz?” diyorlar.

Nijerya’da kıyafetlerine yapışan alyuvarlardan dolayı ailecek kurtlanmışlar. Gülerek anlatıyorlar.

Röportajları muhafaza ettiklerini söyleyen Veysel Karani Gümüşdereli programla ilgili şu detayları veriyor: “Gelecek nesillere aktaracağız. Bu hikâyeler bize emanet. Geleceğe yatırım olacak. Bugüne kadar kişisel arşiv fotoğrafları topluyoruz. Bir-iki ay öncesinden haber veriyoruz. Başka bir ekip gitse bizim yaptığımız işi bir-iki ayda yapar ama biz gitmeden öğretmenler bütün metaryalleri bir araya getiriyor. Her şeyi bizim için hazırlıyorlar bize sadece çekim yapmak kalıyor.”

Daha önce Diyaloğun Meyvesi, Abide Şahsiyetler gibi programlara imza atan Yeşeren Ümitler ekibinin yapımcı ve metin yazarı Veysel Karani Gümüşdereli, yönetmen Emine Ulu, Yardımcı Yönetmen Emine Albayrak ve görüntü yönetmeni Sait Küçükşahin. Belgesel, pazar sabahları 11.00’de, tekrarı ise perşembe günleri akşam 21.30’da Mehtap TV’de yayınlanıyor. Belgesellerin bütün bölümleri TV’den izlenebiliyor.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir