Cumartesi , 2 Kasım 2024

Asyanın Kalbi KIRGIZİSTAN

İPEK YOLUNUN İZİNDE

Yazı ve Fotoğraflar: Attila Küntüz – Veysel T.

Türküsü olmayan millet tarihe kendini taşıyamaz. Şiiri, masalı olmayan millet unutulur gider. Destanı olmayan millet ise ne dünü hatırlar ne de yarına gidebilir. Manas destanının yaşandığı bu topraklar kutsal bir gizeme sahiptir..

gezgin_dergi_asyanin_kalbi_kirgizistan (6)

Ak kalpaklı yalçın keskin dağların Manas Ata’nın ak gönüllü yiğit çocuklarının memleketinden bir kaç satır bahsetmeye çalışacağım. Ak çiçeklerle bezenmiş gürbüz otlardan, yeşil halılar serilmiş yaylalarda, Kırgızların özgürce at koşturduğu bu güzel ülkeye gitmek çokta kolay değil. İstanbul’dan Başkent Bişkek’e uçakla hava ve rüzgar durumuna göre 4,5 – 5 saatte ancak varabiliyorsunuz. Bilet fiyatı da ortalama gidiş geliş 400 USD doları seviyesinde.

gezgin_dergi_asyanin_kalbi_kirgizistan (14)

Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla diğer cumhuriyetler gibi Kırgızistan da 31 Ağustos 1991 tarihinde bağımsızlığını kazandı. İlk olarak da Kırgızistan’ın Sovyetler Birliği döneminde Frunze yapılan başkentinin ismini gerçek adı olan Bişkek’e çevirdiler. Peki, bu Frunze neyin nesiydi ki? Bişkek’te doğmuş bir Rus sağlık memurunun oğlu olan Frunze kızıl ordu generaliydi. Hatta İstiklal Harbinde diğer kızıl ordu generali sonradan mareşal olan Voroşilov ile birlikte Anadolu ya gelmişler, Mustafa Kemal Atatürk ve Kuvayı Milliye ile Lenin in irtibatını sağlamışlar; Türkistanlıların gönderdiği yardımların 10 da birini silah desteği olarak Ankara’ya aktarmışlardı. Bu yüzden Atatürk yeni yapılan Taksim anıtına bu 2 kızıl ordu generalinin heykellerini de koydurmuştur. Hala Frunze anıtın içinden Taksim’de gelen geçene bakar!! Bolşevik Sovyetler taraftarı olmayan direnen Türkistanlılar için ise tam bir katliamcıdır. Hatta Türkü Türk’e kırdıracaksın sözü de ünlüdür; ve yapmıştır da.!

gezgin_dergi_asyanin_kalbi_kirgizistan (8)

Kırgızistan’da sadece insanlar değil her şey gülümsüyor. Dağlar, çiçekler, kuşlar, nehirler ve nal sesleri ve haykırışları tarihten gelen atlar..

gezgin_dergi_asyanin_kalbi_kirgizistan (4)

Kırgızistan’da 20 gün boyunca bölge bölge yayla yayla gezip buraların fotoğraflarını çekmek hissettiklerimi not almak ayrı bir zevkti.. Gelişmekte olan bu güzel ülke yaklaşık Türkiye’nin yüzde 25 kadar büyüklüğündedir. Efsanevi Tanrı Dağlarının (Çinliler Tianşan dağları diyor) en güzel kısımları başlarından kar eksilmeyen 3000 metreden fazla ortalama yüksekliklerle ülkenin %65’ten fazla kısmını kaplar. Tanrı dağlarının kolları olan doğudan batıya 3 hatta paralel giden Ala too lar (ala dağlar) ve bunların arasında dünyanın en büyük ikinci volkanik gölü Issık Köl 6236 km karedir ve 1609 metre rakımda bulunur. En derin yeri 702 metredir. Yapılacak yatırımlarla tam bir turizm cenneti olmaya adaydır. Burası Sovyetler Birliği döneminde Politbüro’nun tatil yeriydi ve lüks konaklama yerleri vardı. Başkalarına parti üyeleri dâhil yasak ve kapalı bölge olan bu gölde, nükleer denizaltıların torpil denemeleri yapılırmış.Hatta yasak olduğunu söylemek bile yasakmış(üst düzey yönetici ve Prof olan, eşime uzaktan akraba eski bir parti üyesi mukallit bir dostumuz anlatmıştı da epeyi gülmüştük.)

gezgin_dergi_asyanin_kalbi_kirgizistan (18)

Kırgızistan sadece dağların ve tabiatın değil, insanların da mana boyutunun hala bozulmadığı; insan ile tabiatın bir ve beraber olduğu dağları insan, insanları dağ kokan bir memleket..

gezgin_dergi_asyanin_kalbi_kirgizistan (13)

Narın ilinde 3016 metre yüksekteki Son Köl etkileyicidir. Kıvrım kıvrım dik toprak yollardan gelip 3346 metrelik Molla Aşu geçidini lastiği parçalanmış balonlu stepne ile geçip Haziran’da hava sıcaklığı 1-2 derecede göl kenarında hayvancılık yapan yaylacılara misafir olduk. Keçe boz üylerde (çadır) tezek yakan teneke sobada ısındık. Bizleri hiç tanımayan bu insanlar bir tek esselamu aleyküm ile bizleri yurtlarında konuk ettiler. Tanrı misafiri diye önümüze konan tandır ekmeği ile tereyağa (sarı may) kaymak banmak doyulmaz, unutulmaz tatlardı.

gezgin_dergi_asyanin_kalbi_kirgizistan (9)

Endemik bitkilerin bol olduğu göl kenarından kar atıştırmaya başlayınca korkuyla yayladan ağzımızda bin bir dualarla indik. Öyle lafla değil 70-80 km’den fazla toprak yolda dar vadilerde 1500-2000 metre aşağılara indik. Unutulmaz anlardı benim için.. Kırgızların ak gönüllü olmaları misafire önem vermeleri hele Türkiye’den geldiğimi duyunca özümüz bir diye gözlerinin içinin parlaması aklımdan çıkmıyor. Bana yapılan iltifatların bir nedeni de enişteleri olmamdı herhalde. Hanımımın-yoldaşımın Kırgız kökenli olması Kırgız Türkçesini konuşmasının bana kapılar açtırdığını da itiraf etmeliyim.

gezgin_dergi_asyanin_kalbi_kirgizistan (3)

Kırgızların herhangi bir dağında veya yaylasında karşılaşacağınız çadırları bizim lüks evlerimizden çok daha zengin ve bereketli. Hangi şartlarda giderseniz gidin yarım saat içinde önünüze adeta orduyu doyuracak bir yemek ortaya çıkarırlar. Bu onların maddi zenginlikleri ile izah edilemez. Gönlü olmayan insan neyi verebilir ki?

gezgin_dergi_asyanin_kalbi_kirgizistan (2)

En çok önem verdikleri şey saygı ve geleneklere dikkat etmektir. Ava çıkacak sarhoş silahlı atlıların aman dua deyip ellerini açıp dua etmelerini unutamam. Özellikle büyük şehirlerin dışında homo sovyet uüların az olduğu yerlerde (Sovyet ideolojisinde tüm halkların tek bir sosyalist topluma dönüşmesi amacı. Rusça konuşma ve Rus kültürünü yaşama şartıyla!!??) halk bir tür Batılı Rus takliti yabancılaşmış insanlara espri ile karışık “kirgiz” diyor (Rus şivesiyle). Kendilerine ize Kırgız (i harfi değil ı) diyorlar.

gezgin_dergi_asyanin_kalbi_kirgizistan (7)

Kırgızların hemen tamamı Müslüman. Ancak Kırgızistan’da az da olsa gerçek anlamda Marksistler ve Leninistler de var. Gayet ciddi ve yaşlı insanlar. Toplumun büyük kesimi onlara saygı duyuyorlar. Ben de bu kendilerince inanmış insanlara saygı duydum.

gezgin_dergi_asyanin_kalbi_kirgizistan (15)

Bölgede Çıtır gölü, Ala göl, Sarı Çelek gibi irili ufaklı iki bine yakın göl ve göletler bulunur. Bunların çoğunluğu deniz seviyesinden 2500 ila 4000 metre yükseklikte buzulların erimesinden oluşan küçük dağ gölleridir. Ülkenin en yüksek tepesi 7439 metre yüksekliği ile Cengiş Çokusu (zafer tepesi)’dur. Ancak Kazakistan-Kırgızistan sınırındaki (tırmanırken birçok dağcının öldüğü zorluk derecesi yüksek) 7010 metrelik Hantengri en meşhurudur. Piramide benzeyen bu dağ eski Türklerde kutsal sayılıyordu. Yanarım yanarım da elimde üçayakla buraya yakınına gidip fotoğraflayamadığıma yanarım. Haziran’da yaylada dağ yolunda hava bozdu. Yağmur sel boran bir anda ortalığı kapladı. Dolayısıyla geri dönmek zorunda kaldık. Kişi başı 200-300 dolara helikopterle belli bir yere kadar dağın üzerine gidilebildiği söylendi ama hava şartlarından dolayı cesaret edemedim ve başka bir zaman bekle beni Hantengri deyip yeni yaylalara doğru yola koyuldum.

gezgin_dergi_asyanin_kalbi_kirgizistan (17)

5,650.000 (2013 yılı) nüfusu olan Kırgızistan’da kişi başı milli gelir 2.248 dolardır. Rusya Federasyonu’nda ve Kazakistan’da bol miktarda gurbetçi çalışan vardır. Tarım, hayvancılık, madencilik başlıca gelir kaynağıdır. Ülkede 10 milyondan fazla koyun var. Ayrıca bol miktarda at bulunur. Hem yarış atları yetiştirilir hem binmek için hem de sütü ve eti için beslenir. At eti en pahalı ve kıymetli ettir. Düğünlerde ölümlerde mutlaka ikram edilir hatta at kesmeyeni kınarlar. İslam dinine göre at eti haram değildir. Savaşlarda gerekli olduğu için azalmasın diye mekruh denmiştir. Orta Asya’da yaylalarda kırsalda nerdeyse kişi başına 2-3 at düşüyor. Ama varsa yoksa kımız içmek benim vazgeçilmez favorim oldu. 20 gün boyunca yaylalarda belki 50 litre kımız içtim. Türkiye’ye döndükten sonra en az 10 ay birçok bedensel şikâyetimin olmadığımı gördüm. Kımız müthiş bir onarıcı şifa kaynağıdır. Boşuna değil Rusya Federasyonu’nda Urallar ’da Avrupalıların gittiği kımız kürü yapılan sanatoryumlar vardır.

gezgin_dergi_asyanin_kalbi_kirgizistan (12)

Dağları gördüğünüz zaman neden Tanrı dağlarının burada olduğunu anlıyorsunuz. Çünkü dağlara baktığınızda dağın ötesinde bir şey görüyor ve çok şey anlıyorsunuz..

gezgin_dergi_asyanin_kalbi_kirgizistan (19)

Kırgızistan’ın dağları insanların ve bu toprakların yüceliğini, Issık göl başta olmak üzere gölleri insanların derinliğini, buz gibi pınarları ve akarsuları ise insanların gönüllerinin zenginliğini gösteriyor..

Bu tıbbi turizm Kırgızistan’da da yaylalarda yeni yeni daha mütevazi şartlarda çadır konteynır barınaklar misali yapılmaktadır. İlerde daha modern şartlarda olacağından eminim. Henüz 100 yıl önce ticareti ayıp sayan Kırgızların, bugün Orta Asya’nın en büyük açık pazarını (dor doy) işletiyorlar olması ileriye dönük daha büyük işletmelere kapı açacaktır. Çünkü ülke hala ipek yolunun kavşak noktasıdır. Buraya doğal güzellik olarak Asya’nın İsviçre’si diyorlar. Ben bunu kabul etmiyorum. Bence İsviçre Avrupa’nın Kırgızistan’ı… Üstelik Kırgızistan el değmemiş ve bakir(İnşallah bizim gibi plansız yapılaşma ile o güzelim doğayı örselemezler).

gezgin_dergi_asyanin_kalbi_kirgizistan (5)

Kırgızistan’ın dağları insanların ve bu toprakların yüceliğini, Issık göl başta olmak üzere gölleri insanların derinliğini, buz gibi pınarları ve akarsuları ise insanların gönüllerinin zenginliğini gösteriyor..

gezgin_dergi_asyanin_kalbi_kirgizistan (16)

Elbette ki halkı % 99 okuma yazma oranına sahip bu ülke turizm hizmetleri ve servisleri konusunda organizasyonlar ile ilgili eğitimleri arttıkça ülkenin geliri de turisti de artacaktır. Komşuları kuzeyde Kazakistan batıda Özbekistan güneybatıda Tacikistan ve güneydoğuda Çin Halk Cumhuriyeti’dir.

gezgin_dergi_asyanin_kalbi_kirgizistan (10)

20 günde o kadar yayla gezdim ki araba ve uçak 2500-3000 km yol yaptım sanırım. Aklımda kalan bu güzel yaylaların bazıları şunlar: Bişkek yakınlarında Alarça Milli Parkı, Issık Köl tarafında tarihi saymalı taş alanı, Eriktü Yaylası, Karkıra Yaylası, Karakol tarafında Ceti Öğüz (yedi öküz), muhteşem Kök Cayık Yaylası, Narın tarafında delişmen atların oynaştığı Bosoga Yaylası, ipek yolunda Taşrabat Kervansarayı, serin ve engin Son köl, Oş şehri tarafında Alay kuu, Celal Abat’ta Aslan Bap, samsası ile meşhur (yemeğe doyulmayan etli poğaçalar) Nooukat’tan dağlardan inen suları çılgınca dans eden bazen de bembeyaz köpüklerle birlikte sema eden, birden hızlanıp semah dönen Karakoy (karakoyun) Yaylası..

Şairin dediği gibi güzellikler aklıma gönlüme mıh gibi çakıldı. Bu gezimde bize bilgi veren, yol gösteren yardımcı olan rehberlik eden aile dostlarımız tam bir Baatır ve Manas torunu olan Erlan Esenkanov, hep güler yüzlü Cırgal Yunusali Bey, Elmas Bey, Akın Bey, Alimcan Bey, Mars hocam, ünlü Türkolog ve dilci Prof. Dr Kadirali Konkobayev’i sevgi saygı ile anacağım..

gezgin_dergi_asyanin_kalbi_kirgizistan (1)

Tanrı Dağlarının eteklerinde insan, hayvan, zaman ve mekan bir bütün oluşturur.. Rüzgarın nefesi ile can bulan toprak, bulut bulut selama duran gökyüzü, bir insanın gönlü kadar geniş ve zengin dağlar, sahibinin omzundaki bir şahin insanın yüreğinin çadırında toplanmış bir ailedir.

Asyanın Kalbi KIRGIZİSTAN  –  Bu yazı 2015 yılının Mart ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 97. sayısından alınmıştır.

Yazar : GEZGİN YAZAR

Türkiye'nin Gezi, Seyahat ve Fotoğraf Dergisi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir