Çarşamba , 17 Nisan 2024

Borges’in Gözbebeği Buenos Aires

Şairlerin esinlendiği, Evita’nın methiyeler düzdüğü, Amerika kıtasının Paris’i olarak anılan, yeni kıtanın gözdesi Buenos Aires sadece seyyahların değil, her insanın hayatında en az bir kez derin bir soluk almak için uğraması ve içindeki ritme kendini bırakması gereken bir şehir.

Yazı ve Fotoğraflar: Serkan Doğan 

gezgindergi-dunya-buenos-aires-2

Türkiye’den vize istemeyen Arjantin’in ‘güzel havalar’ anlamına gelen ve sakinlerinin “Baires” diye kısalttıkları Buenos Aires şehri, yani başkenti, 15 milyon nüfusa sahip. Buna 200.000 civarı Yahudi ve (çoğu Türkiye’den giden) 100.000 civarı Ermeni azınlık dâhil. Aynı zamanda, Sao Paulo’dan sonra, bütün bir Güney Amerika’nın ikinci büyük şehri. Ayrıca, ekvatorun güneyindeki en geniş şehir olarak da biliniyor.

Buenos Aires’i İstanbul’a çok benzettim. Araç trafiğine kapalı Florida Caddesi bizim Taksim’deki İstiklal Caddesinin bir benzeri. Caddenin ortalarındaki Galeries Pasifico ise İstiklal Caddemizdeki malum alışveriş merkeziyle benzeşiyor, tabii etkileyici freskleri ile daha estetik ve ferah olanı. Dünyanın en geniş caddesi olan 9 Temmuz Caddesi, daha doğrusu bulvarı, şehri baştanbaşa kesiyor ve ortasından yeni yapılan metrobüs geçiyor (6 gidiş yönü, 6 geliş yönü ve 4 tane de metrobüs için ayrılan şeritlerle birlikte toplam 16 şeritli muazzam bir bulvar).

gezgindergi-dunya-buenos-aires-3

Buenos Aires ‘in Gözde Mekanları

Buenos Aires halkı zaten dünyanın en büyük üç şeyi bizde diyorlar: Dünyanın en geniş caddesi, dünyanın en büyük futbolcusu ve dünyanın en iddialı dansı… Şehrin kuruluşunun 400. yılı anısına yapılan ve 1936’da inşa edilen 67,5 metre yüksekliğiyle meşhur Obelisk (dikilitaş) yapıtı da yine bu cadde üzerinde yer alıyor. Obelisk üzerindeki tabelada anlamlı bir söz yazılı: “El silencio es salud” (yani, Sessizlik Sağlıktır). Ulusal Kongre Binası, halen halkın yarısının sevdiği ve yarısının da nefret ettiği Eva Peron’un halkı selamladığı bina ve yine Evita’nın 1996 yılında yapımı tamamlanan heykeli, Eva Peron’un La Recoleta bölgesindeki anıt mezarı, keza aynı bölgedeki Güzel Sanatlar Müzesi ve Ulusal Dekoratif Sanatlar Müzesi, 1976-1982 yılları arasında 30.000 kayıp verilen devrimin simgesi meşhur Mayıs Meydanı, Mayıs Caddesi, devasa tiyatro binası Theatro Colon, ortasında büyük bir çelik çiçek yapıtının bulunduğu Floralis Generica, ördekleri ve ağaçlık alanları ile 3 Şubat Parkı, Arjantin’e bağımsızlığını kazandıran kişinin adını taşıyan San Martin Parkı (bizim Gezi Parkının yeni haline benziyor), Buenos Aires Hayvanat Bahçesi, devasa Japon bahçesi Jardin Japones, Plata nehri kıyısında yer alan, gökdelen manzaralı yeni modern limanı Puerto Madero, limandaki fantastik Puente de la Mujer Köprüsü, Florida Caddesi üzerindeki Pasifico alışveriş merkezi ve daha büyükçe Alto Palermo Alışveriş Merkezi mevcut.

Ayrıca Palermo mahallesi, sadece Pazar günleri kurulan ve üzerinde neredeyse her türlü ürünü, eğlenceyi ve dans gösterisini barındıran (bizim Beyoğlu’nun karşılığı) antikacılar ve kafeler cenneti San Telmo pazarı ve Maradona’nın da doğum yeri ve bir tango merkezi olan La Boca ve Caminito Sokağı, cumhurbaşkanlığı konutu Casa Rosada (pembe saray) ve belki Santa Suzanna adındaki at çiftliği bir şehir turunda görülecek yerlerden sayılabilir.

gezgindergi-dunya-buenos-aires-4

Cafe Tortoni

Bir sanat ve kültür şehri olan Buenos Aires’te, Mayo Caddesi üzerinde, başta Borges ve meşhur şair Garcia Lorca, tango efsanesi Carlos Gardel ve fizikçi dahi Albert Einstein dâhil olmak üzere dönemin birçok entelektüelinin ve 20 nci yüzyıl bohemlerinin uğrak yeri olan Cafe Tortoni’yi ziyaret ettim. Bahsedilen ünlülerin tarihi fotoğrafları ve bazı heykellerini de barındıran, oldukça geniş ve bir o kadar da esrarlı havasıyla kafe, keyifli ve gizemli bir geçmişin izlerini taşıyor. “Fin de siècle” tarzında, 1858 senesinde inşa edilmiş olan mekân, otoriteler tarafından dünyanın en güzel on kafesi arasında gösteriliyor.

gezgindergi-dunya-buenos-aires-5

Buenos Aires adeta büyük bir bahçe, hem karnaval hem huzur alanı. İnsanın kalbinin, en azından bir kısmının, kaldığı ve ruhunun yerleştiğini hissettiği bir kent. Gelenlerin genelde bir ev sahibi olmayı arzuladıkları ve planladıkları veya hayatlarının bir bölümünü geçirmek istedikleri bir yer.

gezgindergi-dunya-buenos-aires-6

Borges bu şehir için şöyle diyor; “Bu şehrin geçmişim, geleceğim ve şimdim olduğuna inandım. Avrupa’da harcadığım seneler sadece birer yanılsamaymış. Her zaman Buenos Aires’teydim ve hep Buenos Aires’te olacağım…”. İstanbul’u seviyorsanız, Buenos Aires’i çok seveceksiniz…

Bu yazı 2014 yılının Haziran ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 88. sayısından alınmıştır.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir