Yazı ve Fotoğraflar: Tacettin Sağlar / Yarasa Balıkları
Dünya dalış literatüründe en iyi ilk on ada arasına girmeye hak kazanan Sipadan ile ilgili bilgileri bu sayıda sizlerle paylaşacağız. Daha sonraki sayılarda aynı yörede olup da değişik canlılara ev sahipliği yapan Kapalai ve Lankayan adalarını da hep birlikte gezip yöre hakkında bilgi vermeye devam edeceğiz.
Sipadan adası haritalarda görünmeyen, eskiden Malezya’ya bağlı ünlü bir dalış adasıdır. Lokasyon olarak, Kuzey tarafı Sabah ülkesine ait olan, Borneo adası’nın Kuzey Doğu’sunda bulunan çok küçük bir adadır. Bölge genel olarak Indo Pasifik olarak adlandırılmaktadır, Hint Okyanusu ile Büyük okyanusun birleştiği bölgede Celebes ve Sulu denizlerinin üzerinde bulunan binlerce adadan bir tanesi olan Sipadan, anakaraya olan yakınlığı sebebi ile diğer adalara göre en şanslı olanıdır.
Sipadan adasının oluşumu ile ilgili varsayımlardan bir tanesi de, eski çağlarda, okyanus tabanında faaliyetini sürdüren bir yanardağın, milyonlarca yıl içerisinde lav birikintileri ile yükselerek bu günkü ada şeklini almış olmasıdır. Adanın Doğu tarafında ki okyanus derinliği 700 metre olarak belirtilmektedir.
Sipadan adası her ne kadar Malezya’ya bağlı gibi görünse de aslında bu ada üzerinde Endonezya ve Filipinler gibi komşu ada ülkeleri de hak iddia etmektedirler. Büyük rant getiren ve bağlı olduğu ülkenin turizm potansiyelini doğrudan etkileyen bu dalış adası, üç ülke arasında paylaşılamadığı için açılan uluslararası mahkeme tarafından 2005 Ocak ayından itibaren turistik konaklamaya kapatılmıştır. Ada da bulunan üç adet dalış kulübü ne ait tesisler şimdilik çürümeye terk edilmiş durumdadır. Tabii ki mahkemenin vereceği karar doğrultusunda ait olacağı devlet tarafından yeniden işletmeye açılması beklenmektedir. Aslında, çok küçük bir ada konumunda olan Sipadan ve üzerinde yaşanan turizm ve dalış trafiği, adayı olumsuz yönde oldukça yormuştu. Coğrafi konumu açısından on iki ay mutedil iklime sahip olması da maksimum adet de ziyaretçi ve dalgıcı bu adaya çekmektedir. Dalış yerlerinin tekneli olarak günde üç defa ziyaret edilmesi ve ada önünde ki “drop off” dan sayısız dalışlar yapılıyor olması, uzun vade de ada civarındaki canlı ve mercan popülasyonu’nu olumsuz etkilemektedir. Bunun dışında ada etrafındaki kumsal, Hawksbill cinsi deniz kaplumbağalarının ortak yumurtlama ve üreme yerleridir. Takdir edersiniz ki sükunet ve el değmemiş bir ortam bu canlının en doğal hakkıdır, esasen yumurtadan çıktıktan sonra yaşama şansı yüzde bir olan kaplumbağa yavrularının meskun mahallerde şansları yok denecek kadar azalmaktadır. Ada da bulunan dalış okulu yetkilileri, gösteri amaçlı olarak, yumurtadan yeni çıkmış yavruları, dalgıçlar arasında pay edip, denize salınmasına müsaade ediyorlardı. Oysa ki kıyıya çok yakın olarak konuşlanmış av bekleyen, aç akya sürüleri tarafından tüm yavru kaplumbağalar telef edilmekte idiler. Şimdilerde bu adanın nadasa çekilmiş olması en azından kaplumbağaların doğal üreme şansını yeniden elde etmelerine yardımcı olmuştur. Sipadan’a tekne ile onbeş dakika mesafede bulunan Kapalai ve Mobul adalarında konaklayan dalgıçlar, günübirlik Sipadan çevresindeki dalış noktalarına tekneli olarak gelip dalışlarını yapmaktadırlar. Bu hak mahkemece kısıtlanmamıştır.
Sarı Kurbağa Balığı
Malezya’nın baş kenti olan Kuala Lumpur, çok modern bir kent olup uzak doğuda Singapur ve Hong Kong’dan sonra gelmektedir. Adalar ülkesi olan Malezya’nın bir bölümünün bulunduğu Borneo adası turistik açıdan geçekten görülmeye değer yerlere sahiptir. Ekvator ikliminin hüküm sürdüğü yörede, tropikal yağışlar nedeni ile çok değerli yağmur ormanları oluşmuştur. Sepilok yerleşim bölgesinde bulunan doğal milli park’ta Orangutan maymunları ve her cins orkide yetiştirilmektedir. Sepilok Millipark’ında doğa ile yakın olmak isteyenler için konaklama imkanları da mevcuttur. Türkiye’den bu uzak diyarlara dalış turu düzenleyen şirketler arasında Exit Turizm, Biber Turizm, Kop Turizm ve Karat Turizm’i sayabiliriz. Adaya düzenlenen dalış turu fiyatları; yol, konaklama ve dalış paketi olarak verildiğinden, her türlü masrafı içermektedir. Sipadan adasının en ciddi dalış kulüplerinin web adresleri; www.sipadan-resort.com ve www.jaring.my/bdivers Bu sitelerden daha detaylı bilgi edinmek mümkündür. Bir veya iki haftalık turlar belirli zamanlarda yapılmakta olup tarihleri duyurulmaktadır. Makro ve geniş açı çeken fotoğrafçılar için bulunmaz imkanlar sunan Sipadan, şahsen üç defa gitmeme rağmen ilerde her zaman gideceğim ve tavsiye edeceğim mükemmel bir dalış lokasyonudur. En keyifli dalışların sizlerin olması dileklerimle.
Mavi Kurdela Müreni
Ulaşım Sipadan’a gitmek için oldukça uzun ve yorucu bir seyahati göze almak gerekmektedir. Malezya havayollarının Kuala Lumpur aktarmalı uçağı ile 4.5 saat sonra Dubai’ye varılıyor, orada verilen kısa bir moladan sonra yedi saat süren ikinci bir uçuşla Kuala Lumpur’a geliniyor. Buradan domestik uçaklarla 2.5 saatlik bir uçuşla, Borneo adasında bulunan Kota Kinabalu havalimanına varılıyor. Güneyde bulunan Tawau’ya gidebilmek için de 45 dakikalık son bir uçak yolculuğu daha yapılıyor. Tawau’ya gelen yolcular, turizm acentesi yetkilileri tarafından karşılanıp, iki saat sürecek araba yolculuğundan sonra Semporna sahil kentine götürülüyor. Nihayet uzun ve yorucu yolculuk sona ermek üzere olduğundan, yolcular 45 dakika sürecek son tekne ulaşımı ile Sipadan adasına varmış oluyorlar. Malezya hava yolları Kuala Lumpura kadar 30 Kg. bagaja müsaade etmelerine rağmen devam eden sonraki dahili uçuşlarda bazen 20 Kg’ın üstü için ekstra bagaj ücreti talep ediyorlar. Bu ülke Türk vatandaşlarına vize uygulamıyor, ancak ülke girişinde form doldurmanız gerekiyor.
İklim Ekvatora yakınlığı nedeni ile tropikal iklim koşullarının hüküm sürdüğü Sipadan ve civarı nemli bir havaya sahiptir. Hava sıcaklıklarında, kış ve yaz aylarında büyük değişiklikler olmamaktadır. Gündüzleri 35 dereceye ulaşan sıcaklık gece olunca 28 dereceye düşmektedir. Ana karada bulunan yağmur ormanları yağış sezonunda ağır muson yağışlarına sebep olmaktadır. Bu yağışlar dağlardan denize taşıdıkları çamurlu sular nedeni ile kıyı sahil şeridini bir süre bulandırmaktadır. Sipadan adası bu tür deniz kirlenmesinden etkilenmemektedir. Açık deniz ve okyanus kıyılarında ay çekimi neticesi oluşan med-cezir hareketleri, ada etrafındaki suların, aynı gün içerisinde, bir metreye yakın yükselip alçalmasına yol açmaktadır. Bu doğal gel git hareketleri, dalınan yerlerde akıntıya neden olmaktadır. Dolunay zamanı, gel git hareketlerinin en yoğun yaşandığı döneme denk gelmektedir. Deniz suyu sıcaklıkları mevsimine göre 26 ile 29 dereceler arasında değişmektedir. Dalış elbiseleri, dış etkenlerden korunma amaçlı olarak ince olanları seçilmelidir, ortam sıcaklığı üşüme olasılığını ortadan kaldırmaktadır.
Deniz Kaplumbağası
Konaklama Sipadan adası, çevresi 20 dakika gibi kısa bir sürede dolaşılabilecek bir ada olduğundan, fazlaca bir yerleşim alanına sahip değildir. Adanın orta tarafları çok sık yağmur ormanı ağaçları ile kaplı olduğundan inşaat yapabilmek söz konusu olamaz. Adada bulunan Borneo Divers ve Palau Sipadan Resort dalış kulüpleri devletin belirlediği adet ve tipte ahşap bungalovlar inşa edip turistlerin ikametine sunmuşlardır. Her iki kulüpte konaklayan turist sayısı 60 kişiyi geçmemektedir. Bungalovlar biraz eski tip olduklarından fazla konforlu sayılmazlar. Sıcaktan korunmak için sadece tavan vantilatörü mevcuttur. Restoran, tüm müşterilere yetecek büyüklükte olup, uzak Doğu mutfağı yemekleri verilmektedir. Deniz ürünleri , sebze ve haşlanmış pirinç ana yemekleri oluşturmaktadır. Yemek salonunun ön ve üst katında bulunan balkon, yemek sonrası sohbet ve video seyretme amaçlı olarak kullanılmaktadır.
Dalış Sipadan adasında dalmak bir ayrıcalıktır. Uzun bir yolculuktan sonra suyun altında gördükleriniz bir anda tüm yorgunluğunuzu size unutturacak niteliktedir. Yeterli yüzey zamanı oluştuğu anda dilediğiniz kadar dalabilirsiniz. Her hangi bir kısıtlama yok, ancak fiziksel güç sınırlaması söz konusu olduğundan günde en fazla beş dalış yapılabiliyor. Sabah kahvaltı sonrası teknelere binilip ada civarında bulunan değişik dalış noktalarına hareket ediliyor. 2 ayrı yere dalınıp öğlen yemeği için tekrar adaya dönülüyor. Saat 3 civarında da günün son tekne dalışı için tekrar denize çıkılıyor. Malzeme taşınmasında personel çok yardımcı oluyor. Tekne dalışları bittiğinde, isteyen buddy’si ile birlikte adanın önünde bulunan house reef’de dalışlarına devam edebiliyor. Bu dalışlar istenirse akşam yemeğinden sonra da sürdürülebilir. House reef, derinliği 700 metreye inen dik bir duvar biçimindedir, akıntının durumuna göre bu duvarın sağına veya soluna dalınıyor. Duvar boyunca oluşan kovuklarda gece olunca kambur kafalı papağan balıkları ve kaplumbağalara rast geliyorsunuz. Aynı yerde, giriş kapısı suyun 20 metre altında olan “turtle cave” mağarası bulunuyor. Fakat bu mağarada 1997 yılında iki dalgıç yollarını şaşırarak boğulduklarından, dalıcıların mağaraya girmeleri yasaklanmış durumdadır. Tekne ile gidilen ada civarındaki en önemli dalış noktaları; Barracuda Point, Mid-reef, Coral Gardens, Turtle Cavern, Staghorn Crest, Turtle Patch, Whitetip Avenue olarak sıralanabilir. Her dalışta kaplumbağa ve köpekbalığı görme şansınız vardır. Bazen kalabalık akya ve barakuda sürüleri de size eşlik edebilir. Kambur Kafalı Papağan Balıkları’nın sürü halinde, mercanları kırıp iç bölmelerini yeme sahneleri çok ilginç olmaktadır. Krokodil balıkları ile iskorpit balıkları kamuflaj tekniklerini kullanıp gözden uzak kalmaya çalışıyorlar. “House reef” duvarında, ghost pipe fish, leaf scorpion fish, harlequin shrimp, mimic octopus, decorator crab, gobby ve nudy branch gibi daha bir çok küçük canlı görebilmek mümkündür. Dalış rehberleri çok tecrübeli olduklarından, görülmesi imkansız olan tüm deniz dibi yaratıklarını kolayca bulup fotoğrafçılara ve diğer dalıcılara göstermektedirler. Derinlerde bulunan Gorgon yelpaze mercanları ve küp formunda ki sünger mecanları gerçekten görülmeye değer niteliktedir. Mavi Bantlı Goby Balığı
Fotoğrafçılar İçin Bu adaya gelenlerin yüzde doksanı kesinlikle fotoğraf çekmek için bu kadar yolu göze almaktadır. Adanın dalış noktaları, geniş açı çekimlerin yanı sıra makro çekimler içinde olanak sağladığı için, yola çıkmadan önce 16 mm fish eye objektif ve makro çekimlerde kullanılacak 60 ve 105 mm lenslerinde alınması doğru bir karar olacaktır. Varsa ara ölçülerdeki objektiflerinde mesela (20mm, 24mm ve 35mm) yanınızda bulunması ve yeri geldiğinde kullanılması yararlı olur kanısındayım. Makro fotoğraf çekmenin temel kuralı, objenin alan derinliği etkisi altında kalıp bir bölümünün bulanık çıkmasını önlemek için, objenin kameraya paralel olmasına dikkat edilmelidir. Fotoğrafı çekilen bir balık ise ve sadece bir bölümü çekilecekse , göz bölümünün net çıkmasını sağlamalısınız. Flaşlarınızı TTL sisteme ayarlarsanız her zaman garantili sonuç alamazsınız, bunun sebebi objenin büyüklüğüne ve arka planın ışığı yansıtmasına veya emmesine bağlıdır. Geniş açı fotoğraf çekimlerinde ise sudaki planktonların flaş ışığını yansıtarak film üzerinde kar efekti yapması istenmeyen bir durumdur. Bundan kurtulmanın en basit iki yolu, flaşınızı, tutucu kolların yardımı ile mümkün olduğu kadar kamaradan uzakta tutmalısınız ki plankton yansımaları objektifi ıskalasın. Bir diğer yol da, yoğun planktonlu ortamlarda ambiyans ışığı yeterli ise ışık kaynağı kullanmaksızın fotoğraf çekilmesidir. Bu tip çekimlerde renklerin fotoğrafta belirgin olması pek beklenemez fakat en azından beyaz noktacıkların oluşmadığı bir fotoğraf çekmiş olursunuz. Flaş olmadan çekilen fotoğraflar genellikle batık fotoğrafları veya güneş ışığına karşı çekilen balık sürüsü ve siluet fotoğraflarıdır. Bu tür çekimlerde ortam ışığı ölçülmeli ve diyafram taraması yapılmalıdır.
Bu yazı, Gezgin dergisinin 2009 yılının Ocak sayısında yayımlanmıştır.