Yazı: Kerem Değer – Fotoğraflar: Hakan Özhan
Bir İstanbullunun, adı anıldığında ya tostundan yada orada yazlıkları olan komşularından dolayı bildiği bir yazlık mekandır Ayvalık.
Böyle tanınmak onun makus talihidir sanki.Adını antik çağda bir tür yabani ayva anlamına gelen Kidonia’dan aldığını, ilkçağda Misya, Hitit, Frig,Lidya, Ortaçağda Roma ve Yunan, 15.yy’dan itibaren de Türk egemenliğine girdiğini, yer yer Helenistik ve Roma devrine ait çanak ve çömleklerin hala görülebildiğini, her bir karesinin tarihle örülü olduğunu, her bir sokağında sanki antik çağdan günümüze kadar meydana gelmiş olayları canlı olarak izleyebileceğinizi söylesem yeterince merak ettirmiş olur muyum bilmem ama ilgileniyorsanız buyrun efendim bu ay Ayvalığa gidiyoruz…Ege Bölgesi’nde, Balıkesir’e bağlı bir ilçe olan Ayvalık; kuzeydoğusuna Burhaniye’yi, güneydoğusuna İzmir’i, kuzey ve batısına da Ege Denizi’ni almaktadır.
Meşhur Ali Bey Adası (Cunda Adası) da ilçe sınırları içerisindedir.Ayvalık, alçak tepelik alanlardan oluşur.Madra Dağının uzantıları ilçenin güneydoğusuna kadar uzanır ve denize doğru da gittikçe alçalır. Bu kesimler küçük tepelikler halindedir. İlçenin ovaları daha çok kıyı kesiminde olup,güney ve güneybatıda düz, kuzeyde ise daha karmaşıktır. İlçeden geçen en önemli su kaynağı da Ege Denizi’ne güneyde dökülen Madra Çayı’dır.
Ayvalık’ın yüzölçümü 266 km2 olup,toplam nüfusu 58.738’dir.İrili ufaklı 22 adadan oluşan, temiz suyu, yeşil zeytinliklerle dolu kıyıları,tarihi ve arkeolojik değerleri barındıran yapısı ile birlikte şirin bir tatil merkezidir. 100 km’den fazla sahil şeridi kendisine özgü bir kıyı iklimini de getirmiş beraberinde. Genel olarak lodos ve poyraz rüzgarları arasında kalan beldenin yazın kavurucu sıcaklarda imdadına meltem ve imbat rüzgarları yetişiyor.İlçenin ekonomisi, tarım ve turizme dayanmaktadır. İlçe ekonomisinde önceliği zeytin üretimi ve bununla ilgili sanayi kolları almaktadır. Ayvalık’ın büyük bir bölümü zeytinliklerle kaplıdır.Ayrıca çamfıstığı, mandalina, bağcılık önemlidir. Bağyüzü Köyü’nde yetiştirilen Kozak üzümü oldukça ünlüdür. Son yıllarda turfanda sebzecilik ve Kozakçam balı üretimi yoğunluk kazanmıştır.Balıkçılık ve balık restoranları da ilçenin önemli bir gelir kaynağıdır.
Tarihine aslında girişde kısaca değindim ancak birkaç bilgi daha aktarmadan geçemeyeceğim. MÖ.330-30 arasında Büyük İskender’in girmiş, MÖ.30-MS.395 yılları arasında Romalılar, daha sonra da Bizanslılar buraya egemen olmuşlardır. Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk devirlerinde buradaki doğal limanlardan yararlanılmış,XV.yüzyılda Osmanlılar egemen olmuş ve buradaki Rum halkı ile Anadolu’dan getirilen Türk toplulukları birlikte yaşamıştır.XIX. yüzyılda en parlak dönemini yaşayan kentte Neoklasik mimarlığın en ender örneklerinden bir doku oluşturulmuştur.Bu doku içerisinde yer yer yükselen görkemli kiliseler günümüzde cami olarak işlevlerini sürdürmektedirler. Ayrıca eski Ayvalık evlerinin kapıları, alınlıkları, kapı tokmakları,pencereleri, tahta ve taş işçiliği ile bütünleşmiş hali tarihten günümüze bir sergidir adeta.Ayvalık’ın cadde ve sokaklarındaki dar yapı, evlerin bitişik nizamda oluşu kentin sürekliliğini ortaya koymakla birlikte bir süre korsanların da barınağı olarak kullanıldığını düşündürmektedir.Ayvalık, gezginlere oldukça cömert davranır.
Gezilecek, görülecek, fotoğraf çekilecek o kadar çok yeri vardır ki başlıcalarından bahsetmek isterim.Alibey (Cunda) Adası: Ayvalık’ı açık denize karşı kapayan bu adaya bir köprü ile karayolundan geçmek mümkündür.İlçe merkezine 8 km uzaklıktadır.Yazları Ayvalık’tan Alibey Adası’na her saat motor seferleri de yapılmaktadır.Adada çok sayıda kilise ve manastır vardır. Kiliselerin en büyüğü Taksiyarhis Kilisesi’dir. Kilisenin büyük çanı Bergama Müzesindedir. Adanın yüksek kesimlerinden boğazların, adaların,içiçe girmiş koyların güzelikleri seyre değer. Ada merkezinde sıralanmış balıkçı lokantalarında, meşhur Papalina,deniz mahsulleri , mezeleri ve zeytinyağlı ot yemekleri ile akşam sofralarının zevki doyumsuzdur. Ayrıca adanın çevresi de doğal bir plaj hüviyeti taşımaktadır.Şeytan Sofrası: Çamlık Orman Kampının yukarısındadır. Eski bir lav birikintisi olan tepe yuvarlak bir sofraya benzer.Demir kafes içinde şeytana ait olduğu söylenen kocaman bir ayak izi vardır.Çam ormanlarla kaplı Ayvalık adalarına hakim yüksek bir tepe olan Şeytan Sofrasından özellikle güneşin batışı izlenmeye değer. Manzara eşliğinde dinlenmek ve güzel bir yemek için lokanta da bulunmaktadır. Taksiyarhis Kilisesi : 1873 yılında inşa edilen kilise; akmayan, işlemeli sarımsak taşlarıyla dikkati çeken Aşağı Çeşme sırasındadır. Bulunduğu yer,Hıristiyanlar ile Müslümanların birlikte yaşadığı kentin ilk mahallesidir. Çevresindeki sokak dokusu ve neo-klasik özellik taşıyan sivil mimari dokusu tipik evleriyle bir bütünlük içindedir. Kilise,mimari özellikleri, içteki mermer işçiliği dini konuları içeren tavan süslemeleri,İsa’nın doğumundan ölümüne kadar anlatılan resimleri , balık derisi üzerine yapılmış azize portreleri ile kentin halen bozulmamış en dikkate değer eseridir.Aya Nikola Kilisesi: Alibey Adası’ndadır. Tevrat ve İncil’den alınan dini konuların işlendiği fresklerle süslenmiştir.Ayışığı Manastırı: Ayışığı Manastırı diye Türkçeleştirilen Patriça’daki (Alibey Adasının kuzeye doğru uzantısı) Manastıra Birinci ve İkinci Köyü geçtikten sonra ulaşılır. Büyük ölçüde kendine özgü yapısı ve özelliklerini koruyabilmiştir. Leka Manastırı: Dalyan Boğazının körfeze girerken sol yakadaki zeytin ağaçlarının arasından görünen boğaza hakim manastırdır. Geleneksel manastır yapısının korunmuş olması, yapımında keşişlerin çalışmış olmasındandır.Saatli Camii: İlçe merkezinde İsmet Paşa Mahallesinde yerli Rumlar tarafından kilise olarak yapılmış, 1928’den sonra camiye dönüştürülmüştür.
Altınova: Ayvalık ilçesinin şirin bir bucağı olan Altınova, temiz sahillere sahiptir. İlçe merkezine 13 km. olan belde, piknik ve gezi yerleri ile orman içinde dinlenmeye olanak sağlamaktadır. Duba Mevkii (Belediye Plajı): Alibey Adası yolu üzerindedir. Sarımsaklı Plajları: İlçe merkezine 8 km uzaklıktadır. 7 km uzunluğunda 100 m. eninde bir kumsala sahip plaj;birçok konaklama tesisine, kafeteryaya özellikle deniz mahsulleri satan restoranlara ve gazinolara sahiptir. Devamındaki Şahinkaya (Badavut) plajı ince ve temiz kuma sahiptir.Ali Çetinkaya(Armutçuk): İlçenin kuzey kıyısında temiz, ince kumu ile halka açık bir plajdır.Güvercin Adası: Hıristiyanlarca Tanrının kutsadığı yerlerden olduğuna inanılan Pateriça Körfezinde bulunan Güvercin adası ve ada içindeki Manastır,ortaçağdan günümüze kadar gelebilen yapı olarak büyük ilgi görmektedir.Çamlık: Şehrin hemen kenarında şehre hakim bir tepedir. Çamlarla kaplı tepede kır gazinoları mevcuttur.Ada, sualtı meraklılarını da unutmadığı gibi tarihi ve kültürel zenginliklerinin yanısıra özellikle dalış tutkunlarına sunduğu su altı zenginlikleri ve adaların çevresi ile vazgeçilmez bir tatil merkezi haline çoktan gelmiştir. Evet, bunlar Ayvalık’ın klasik ve bilinen yerleri. Daha ne kaldığını düşünüyorsanız, gezip gördüğünüzde aslında fazla da bi’şey anlatmadığımı göreceksiniz.Bayan okurlarımızı da düşünerek Ayvalık’a gitmişken neler alınabilir hakkında küçük tüyolar da verelim;Ayvalık’ın zeytini ve zeytinyağı ile ünlü olduğunu artık duymayanınız yoktur. Özellikle zaytinyağının en hası Ayvalık’tan çıkar diye ciddi söylentiler bile vardır. Alış-verişinize de zaten buradan başlayacaksınız. Eşinize, dostunuza zeytinyağı almadan dönerseniz muhtemelen hafif sitemli cümlelere maruz kalacaksınızdır benden söylemesi.Ayrıca Ayvalık, otlarıyla da hakedilmiş bir üne sahiptir. Hindiba, turp otu, arapsaçı, istifno ve özellikle rakida alınabilecek otlardan bazılarıdır. Kordon boyundaki tezgahlar sevdiklerinize hediye alabilmeniz için bardaklar, tablolar ve türlü hediyelik eşyalarla süslüdür.Ve son olarak anlata anlata bitiremediğimiz güzel ülkemizin bu güzel beldesine nasıl giderizden bahsedelim ki, gezginler için kolaylık sağlamış olalım.Ayvalık’a gitmek için karayolu ve havayolu ulaşımını kullanabilirsiniz.Karayolu İle;İstanbul – Ayvalık ; İstanbul – Tekirdağ – Çanakkale ve Ayvalık veya Balıkesir – Edremit – Burhaniye – Gömeç ve Ayvalık güzergahları isteğe bağlı olarak kullanılabilir. Yine araya girmem gerekiyor ki, ilk güzergah olan Tekirdağ ve Çanakkale güzergahı yol yapısı ve manzara bolluğu anlamında en iyisidir.Hele ki yanınıza denizi alarak yolculuk yapmaktan hoşlanıyorsanız bu yol tam size göre olacaktır. Gezginlerin yol boyunca sık sık acıkacaklarını da düşünürsek Tekirdağ’da yenilecek orjinal Tekirdağ Köfte’si eminim yolculuğu daha bir keyifli kılacaktır.. Köfteyle birlikte kolaylaşan bu ilk güzergahımız toplam 488 km’dir..İzmir – Ayvalık ; İzmir – Menemen – Dikili ve Ayvalık güzergahı 156 km olup, günübirliğine bile gidilipdönülebilecek bir mesafededir. Ankara – Ayvalık ; Ankara – Eskişehir – Bursa – Balıkesir ve Ayvalık şeklinde 675 km’lik biraz uzunca bir güzergaha sahiptir. Havayolu İle;İstanbul – İzmir arası uçak ve İzmir – Ayvalık arası karayolu aktarmalı tercih edilebilir veya İstanbul – Edremit seferleri ile THY’yi tercih edebilirsiniz. Son bilgilere gore İstanbul –Edremit arası seferler Salı ve Cuma günleri 14.10 da kalkan uçakla gerçekleşirken 15.00’da Edremit’e iniyorsunuz. Edremit – Ayvalık arası ise sadece ve sadece 40 km. mesafede. Ankara’dan Edremit’e ise İstanbul bağlantılı uçuşlar mevcut.. Efendim, Eylül’de nereye gidilir, nasıl gidilir, ne yenir ne içilir, gidilince neler olur, neler görülür ve neler öğrenilire cevaplar aradık tarihi Ayvalık sokaklarında. Önümüzdeki ay tekrar aynı soruyu soracağız ve beraber cevap(lar) arayacağız. Bizi dinleyip zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.Şimdiden yolunuz açık, güneşiniz bol olsun. Rüzgarınız püfür püfür esip en sıkıldığınız anlarda içinizi-dışınızıferahlatsın. Ve bu işlerin en unutulmazı, büyüklerimizden kalan en anlamlı fiillerden biri ise; arkanızdan bir maşrapacık dahi olsa su dökeniniz olsundileklerimle Uğurlar Olsun Efendim..