Cuma , 4 Ekim 2024

Evliya Çelebi’nin Kayıp Dicle-Fırat Haritası Bulundu

2011 yılının UNESCO tarafından Evliya Çelebi Yılı olarak ilan edilmesinden sonra ülkemizde çeşitli, etkinlikler, paneller, konferanslar yapıldı. Yüzyıllardır ihmal edilen büyük Türk seyyahı bu sene yapılan çalışmalarla kamuoyuna tanıtılmaya çalışıldı. Senenin en iyi işi ise hiç şüphe yok ki Seyahatname’nin tam metninin günümüz Türkçesine çevrilmesi oldu. Rahmetli Yücel Dağlı ve S.Ali Kahraman bu çalışmanın kahramanları olarak tarihe geçtiler. Yüzyıllardır adam gibi bir çevirisi yapılmamış Evliya Çelebi ‘nin, insanların istifade etmesi için elli yılın üzerinde bir vakit ayırarak meydana getirdiği on ciltlik seyahatnamesi geniş halk kitlelerine ulaştırılamamıştı. Bu utanç verici durumdan Yapı Kredi yayınlarının himmetiyle kurtulmuş olduk. Ancak üzülerek söylemek gerekirse gerek bakanlığımız gerek diğer kurumlar bu sınavdan geçer not alamadılar. Tamamen günü kurtarmaya yönelik etkinliklerle sene doldurulmaya çalışıldı.

Kültür Bakanlığın bir işi olan ve yapımcılığını benim ve Fatih Mehmet Can’ın yaptığı, Gezgin Dergisi yayın yönetmeni Halit Ömer Camcı’nın genel koordinasyonunu yürüttüğü, infografik sanatçısı Erol Polat beyin tasarımını gerçekleştirdiği, 27 parçalık ve alanlında dünyada bir ilk olan “Evliya Çelebi’nin Dünyası” Harita Sergisi tüm yurtta gezmesine rağmen bakanlık tarafından gerektiği şekilde tanıtılamamış, bu önemli çalışmadan halkımız istifade edememiştir. 2011 yılı bitmek üzere olmasına rağmen bu sergi hala İstanbul’a gelmemiş ilim dünyası haberini aldığı lakin bir türlü göremediği bu sergiyi gezememiştir.

Yazı: Fatih Güldal Fotoğraflar: Halit Ömer Camcı

ÇELEBİ’NİN YENİ BİR HARİTASI BULUNDU

Tüm bu olumsuzluklar devam ederken sevindirici bir haber üzerimizdeki karamsarlığı bir nebze olsun atmıştır. Zira Tarihçi ve Türkiye’deki sayılı Evliya Çelebi uzmanlarından Prof. Dr. Zekeriya Kurşun senenin son günlerinde ortaya çıkardığı ve Evliya Çelebi’ye ait olduğu ilmi tenkitlerle ispatlanmış “Dicle-Fırat” haritasını ilim dünyasına hediye etmiştir.

Bildiği gibi yakın bir zamanda Robert Dankoff tarafından Vatikan Kütüphanesi’nde bulunan ve Evliya Çelebi’ye ait olabileceği düşünülen “Nil Haritası” yayınlanmış ve bu durum büyük sevinç yaratmıştı. Bu keşiften bir süre sonra Prof. Dr. Zekeriya Kurşun tarafından aslında Nil Haritasından daha önce keşfedilen ancak uzun bir ilmi tenkit sürecinden geçirildiği için kamuoyuna duyurulması zaman alan Çelebi’nin “Dicle-Fırat” haritası 21 Aralık 2011 tarihinde Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nde yapılan basın toplantısıyla tanıtıldı.

Herkesin merak ettiği konu ise bu haritanın ortaya nasıl çıkarıldığı muammasıydı. Kurşun, bu konuya basın toplantısında açıklık getirdi.

“TÜRK’ÜN TERAZİSİ TÜRK’Ü HAFİF TARTAR”

Evliya Çelebi’nin Doğu Anadolu’dan başlayıp Dicle-Fırat boylarını takip ederek Hint Okyanusu’na ulaşan bu renkli haritası, 17 yüzyılda İstanbul’da elçilik yapan William Trumbull’un (1639-1716) hususi kütüphanesinden çıkmıştır. Bu eşsiz haritanın Çelebi’nin elinden nasıl çıktığı elçinin kütüphanesine nasıl girdiği ise bir muamma olarak kalacak gibi gözüküyor. Ancak Çelebi’nin 1680’lerde öldüğü düşünüldüğünde Trumbull’un da o tarihlerde İstanbul’da olduğu bilindiğinden elçinin haritayı bir şekilde koleksiyonuna katması zor olmamıştır. Nitekim elçi İngiltere’nin ticari faaliyetleri konusunda yoğun bir çaba sarf ediyor, Osmanlı coğrafyasındaki ticaret güzergâhları ile ilgili doküman topluyordu. Bu sebeple bu ayrıntılı harita ile ilgisi şaşırtıcı olmamalıdır.

Dicle-Fırat Haritası 3 metre 43 cm boyunda ve 43,5 cm eninde olup Dicle ve Fırat boylarından Basra Körfezine, oradan da Hint Okyanusu’na kadar olan şehir, kale, mezar, türbe, köprü ve yollar resimlerle gösterilmiştir. Bu özelliği düşünüldüğünde gerçekten de haritanın ne kendi çağında ne de daha sonra bir benzeri yapılmamıştır. Ancak Prof. Dr. Zekeriya Kurşunun ironik bir şekilde söylediği “Türk’ün terazisi Türk’ü hafif tartar” sözü kamuoyunun bu önemli buluşa ne derece ilgi göstereceği konusunda bir fikir uyandırmaktadır.

Birleştirilmiş sekiz parça folyodan oluşan haritanın içindeki yazılar 17. Yüzyıl Osmanlı rik’asına uygun yapma siyah mürekkeple yazılmıştır. Dağlar, sarı-yeşil, nehirler mavi mürekkeple gösterilirken; Muaul yakınlarında “Zift yatağı” ya da “petrol bölgesi” siyah renkle boyanmıştır. Ancak başta çöller olmak üzere pek çok mekân da renksiz bırakılmıştır. Bazı bina ve tarihi mekânların kubbe, sütun veya çatıları –muhtemelen özellikleri dikkate alınarak- kırmızı renkle verilmiştir. Harita Erzurum’dan başlayarak kuzey-güney istikametinde Dicle-Fırat nehirlerini takip ederek, Şattularap ve çevresine ulaşmaktadır. Haritada renklendirilmiş bir kısım dağlar hariç topografik özellikler gösterilmemiştir. Ancak Dicle ve Fırat Nehirlerinin her iki yakasındaki kaleler, camiler, ziyaret yerleri, zaman zaman köprüler, geçitler ve konaklar, hanlar dönemin özelliklerini yansıtan özenli çizimler ile gösterilmiştir. Haritanın yaklaşık ortasında Evliya Çelebi’nin IV.Murat ile fethine katıldığı Bağdat Kalesi ve şehri mükemmel bir biçimde çizilmiştir.

HARİTA EVLİYA ÇELEBİYE Mİ AİT?

Nil haritasında olduğu gibi Dicle-Fırat haritasında da Evliya Çelebi’nin ismi geçmez. Ancak harita içerik açısından Seyahatname ile birebir uyumludur. Şehir ve kale çizimleri ile seyahatnamedeki şehir ve kalelerin betimlemeleri neredeyse birebir aynıdır. Haritada gösterilen şehir, cami, evliya vs. ziyaret yerlerinin ve türbelerinin isimleri aynen seyahatnamedeki gibi, bazen de sıfatları ile verilmiştir. Çelebimiz seyahatnamesinde, yol şartlarını ve konaklar arasındaki mesafeleri, gümrükleri, hanları ve köprüleri kaydetmeye özen göstermiştir. Aynı özen, harita üzerinde de gözlenmektedir. Haritadaki çizimler, mekânların görülmesinden sonra yapıldığı izlenimini vermektedir. Kalelerin çizim şekli ve burçları sadece sembolik olarak verilmemiş aksine Seyahatname’de anlatıldığı şekle tam olarak uydurulmuştur.

Bu veriler göz önünde tutulduğunda haritanın Evliya Çelebi’ye ait olup olmadığı konusundaki şüpheler ortadan kalmaktadır.

HARİTA KATAR’LI YÖNETİCİLERİN ELİNE GEÇİYOR

Çelebi’nin Dicle-Fırat haritası 1988 yılında Londra’da nadir kitap ve yazmalar ticareti yapan Bernard Quaritch firması tarafından “17. Yüzyıla ait Nadir Bir Osmanlı Haritası” olarak müzayedeye konulmuş, bu kıymetli eser Katar’ın yönetici ailesine mensup Şeyh Hasan b. Al-Sani tarafından satın alınmıştır. Ancak ne haritayı satan ne de alanlar bu eşsiz eserin kime ait olduğunu bilmemekteydiler.

KEŞİF PROF. DR. ZEKERİYA KURŞUN’DAN

1998 yılından beri haritanın izini süren Tarih profesörü Zekeriya Kurşun eser üzerinde yaptığı ve yılları alan tetkiklerinden sonra bu haritanın büyük Türk seyyahı Evliya Çelebi’ye ait olduğunu tespit etmiştir. Kurşun’un harita üzerindeki çalışmaları devam etmekte olup bu yapıtı daha ayrıntılı olarak tanıtan bir kitap yazmaya başladığı da sevindirici bir haber olarak ilan edilmiştir.

“EVLİYA ÇELEBİ’NİN DÜNYASI” HARİTA SERGİSİ DE ÜNİVERSİTEDE İLGİLİSYLE BULUŞTU

Dicle-Fırat haritasının tanıtılması için tertip edilen basın toplantısında 27 parçadan oluşan ve Kültür Bakanlığı, Başbakanlık Tanıtma Fonu ve MEDAM’ın (Medeniyet araştırmaları Merkezi) katkılarıyla, Prof. Dr. Zekeriya Kurşun başta olmak üzere Bakanlık genel müdürlerinden Mahmut Evkuran, Prof. Dr. Bekir KArlıağa, Orhan Bayrak, Dr. Çoşkun Yılmaz’ın danışmanlıklarını yaptığı ve tarafımızdan hazırlanan sergi de ilgilisiyle buluştu. Üniversiteye gelen misafirler tam bir Evliya Çelebi’ye doyarak toplantıdan ayrıldılar.

Evliya Çelebi’nin Kayıp Dicle-Fırat Haritası Bulundu

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir