Pazartesi , 25 Kasım 2024

Fatih Vizyonu

Yıldızın Parladığı Anlar / Stephan Zweig İş Bankası Yayınları – 4.Baskı – Sayfa 20

Mehmet, sabahtan gece yarısına kadar bir an bile dinlenmiyor. Haliç’ten Marmara Denizi’ne kadar devam eden büyük karargâh boyunca bir çadırdan ötekine atını koşturuyor ve her gittiği yerde kumandanlarını ve askerlerini yüreklendiriyor. Usta bir psikolog olarak da bu yüz elli bin insanın savaş arzusunu son hadde çıkarmanın en mükemmel biçimini biliyor.

Gece çöktüğü zaman Mehmet’in karargâhı bir ışık denizi kadar göz alıcıdır. Surların üstünde bunu gören kuşatılmışlar, vadilerde ışık ve meşale iklimlerinin tutuşmasını ve düşmanın, bütün boru, düdük ve davullarını çalarak zaferi, önceden kutlamasını titreşe titreşe seyrediyorlardı. Fakat gece yarısına doğru birdenbire bütün ışıklar, Sultan’ın bir tek emri ile sönüyor ve binlerce sesin bu sıcak gürültüsü,birden sona eriyor. Ama, bu bastıran sessizlik ve çöken karanlığın tehdit edici azmi, dehşetle kulak kabartmakta olanlar üzerinde, biraz önce kıyameti koparan o ışıklar denizinin çılgınca haykırışlarından daha korkunç bir tesir yapıyor.

Fatih Vizyonu – Bu yazı 2010 yılının Aralık ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 46. sayısından alınmıştır.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir