Uzun bir süredir görmek istediğim yer Küba için hazırlıklarımı ve araştırmalarımı daha aylar öncesinden yapmıştım. Zorlu bir uçak yolculuğu sonrasında nihayet okyanusu aşıp Havana’ya ulaşıyorum.
Yazı ve Fotoğraflar : İLKNUR CAN
Castro ölmeden önce görmem gerektiğini düşündüğüm Küba, son yılların siyasi gelişmelerden sonra, belki de komünizmin nadiren yaşandığı bir ülke olması sebebi ile daha bir anlamlı oldu benim için.
Komünizm biter mi bitmez mi bunu zamanla göreceğiz, ancak şimdilik öyle görünüyor ki geçmişi ve geleceği arasında kalmış Küba ve Kübalılar. Castro, Che ve arkadaşlarının mücadelesi ardından gerçekleşen devrim şüphesiz çok kutsal hepsi için. Ancak yıllardır Amerika’nın ambargosu sebebi ile yaşamış oldukları ekonomik sıkıntılardan yorulmuşlar. Komünizm ile yönetilmesine karşılık ülke dışarıya kapalı değil, hatta en büyük gelir kaynağı şüphesiz turizm. Turizm sayesinde Kübalılar içinde yaşadıkları ortamı ve rejimi artık daha çok sorgular olmuşlar. Ülkelerini ziyaret eden insanların harcamaları, giyim tarzları yaşam biçimleri, teknoloji kullanımları ve hayat standartları genç Kübalılar üzerinde ister istemez bir dejenerasyon yapmış. İşte bu küresel etkilerden dolayı Küba halkı son yıllarda yüzünü dünyaya dönmüş ve ilersi için daha emin adımlar atma yolunda. ABD onlar için her zaman bir hayal, her zaman gidilecek bir karşı komşu.
Küba siyasi gerilimleri çok öncelerden aşmış bir ülke, dış tehdit unsuru bir ülke yok onlar için. Eski düşman ABD’ye bile sempati ile bakılıyor artık. Fakak bu durum herkes için aynı algıyı oluşturmamalı. Çünkü Küba son yıllarda Venezüella ile de dostane ilişkiler içinde ve Venezüella Küba’ya eğitim konusunda destek veriyor. Çoğu ihtiyacın pahalı, kıt ya da kişiye özel olduğu bir yerde eğitim hakkının parasız olması çölde vaha gibi tabir edilebilir. Bu eğitimlerin sonuçları zaman geçtikçe daha belirgin bir yapı olarak karşımıza çıkacağı kesin. Örneğin ülkede tıp eğitimine fazlasıyla önem veriliyor. Hedef 15 yılda 100,000 doktor yetiştirmek. Fakir bölgelerde hem yaşam kalitesini hem de yetişmiş insan gücünü artırmak büyük bir hedef. Bu durumda bile Küba’da okur-yazar oranı %100. Bu da eğitime verilen önemin bir göstergesi olarak istatistiklere yansıyor. Ancak eğitimdeki bu gelişmişlik düzeyi elbette tesadüf değil. Batista diktatörlüğünün yıkılmasının ardından, Küba’nın sosyalist bir devlet olduğunu ilan eden 1959 Devrimi, temel önceliklerinden birinin eğitim olduğunu açıklamıştı. Birleşmiş Milletler, Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) gibi örgütlerden sayısız ödüller alıyor. Onun eğitim alanındaki istatistikî verilerini memnuniyet verici bulan OECD, UNESCO ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar, Küba Eğitim Sistemi’ni örnek olarak kullanıyor olması da şaşırtıcı değil.
Küba da halk “libreta de tacimiento” adı verilen bir karne sistemiyle alışveriş yapıyor. Kübalıları sabahın erken saatlerinde süt, ekmek vs. almak için dükkân önlerinde sıra beklerken görebilirsiniz. Her ay belli bir miktarda süt, ekmek, pirinç gibi gıda maddelerini ücretsiz olarak alabiliyorlar. Ve aynı ürünün ikinci kez alınması durumda fiyat 5 katına kadar çıktığı oluyor. Örneğin günde bir ekmek, karneyle 20 cent, ama aynı gün içinde birden fazla ekmek almak isterseniz ekmeğin fiyatı 1 pesoya çıkıyor. Ülkede aylık ücret, ortalama 20 ve 40 dolar arasında değişiyor. 1 ABD Doları da 0.90 CuC’a karşılık geliyor. Bu karşılaştırmayla ne kadar düşük ücretlerle çalıştıklarını anlamak zor değil.
Küba denilince ilk akla gelenlerden biride şüphesiz Buena Vista Social Clup ve onun vokalisti İbrahim Ferre’dir. İbrahim Ferre’nin de mezarının da bulunduğu Havana Katolik mezarlığı mezar taşı işçiliği ile burayı görülmeye değer kılıyor. En mütevazı mezarlık İbrahim Ferre’nin Mezarlığı kuşkusuz, acık hava müzesini andıran mezarlıkta birçok hikâyeye şahitlik edebilirsiniz.
Küba’ya gitmenin en güzel yanı halen kullanılmakta olan yaşlı Amerikan arabaları ile yolculuk yapmak ve bu esnada Küba şarkılarına eşlik ederek şoför ile beraber ritim tutmak 🙂 Onların atmosferine girmek gezimizi daha keyifli hale getiriyor. Küba’da ulaşım tercini taksilerden yana kullandık. Daha ekonomik değil ancak daha hızlı ve fotoğraf çekerken istediğimiz yerde durdurma imkânımız olduğu için çok avantajlı. Burada turistlerin dönüştürülebilir Küba Pesosu (CuC) kullanması gerekiyor. ABD Doları da kullanılabilir ancak pazarlık yapmak fiyat kırmak için elinizde Küba Pesosu olursa daha avantajlısınız.
Havana Malecon’da karşılaştığım vudu ayininden de bahsetmek isterim; Afrika kökenli vudu inanışına ait bazı ayinleri Küba’da da görmek mümkün. Malecon’da rastladığım ayinde bunlardan biriydi. İlahi söyleyerek yapılan bu ayinde son olarak tavukların kanı akıtılıyor. Dünyanın her yerinde bu tip ayin ve ritüeller karşımıza çıkıyor. Her toplumun kendine has özellikleri olarak kabul edip saygı duyuyoruz.
Küba nüfusu yaklaşık 12 milyon. Nüfusun çoğu Hıristiyan ve bunların tamamına yakını Katolik. Ülkede 10.000 civarında Müslüman halk mevcut. Tropik iklimin hâkim olduğu adada yıllık ortalama sıcaklık 26 derece. Bulutlu gün sayısı fazla olması biz fotoğrafçılar için doygun renkler ve doğal fon oluşturması nedeniyle velinimet. Halkın konuşma dili İspanyolca ama İngilizce bilenlerin sayısı da çok fazla. İnsanlar fotoğrafçılardan çekinmiyor aksine modellik yapıyorlar. İnsan fotoğrafı çekiminde zorluk yaşamayacağınız bir ülke burası. Özellikle eski Amerikan arabaları sokaklarda nostalji havası estirirken bu eski ülke eski yapılar ikindi güneşi ve uzayan gölgelerle harika fotoğraf setlerine dönüşüyor mekanlar.
Küba’ya teknoloji yönetim gereği çok sonra ulaşıyor. Cep telefonu 2008 yılında serbest hale gelmiş. Pahalı olduğu için belli bir kesim kullanabiliyor. İnternet ise çok daha kısıtlı son dönem sınırlı da olsa otellerden ve internet kafelerden dünyaya bağlanılabiliyor. Küba da bulunduğumuz süre içinde haberleri takip etme şansımız olmadı. Obama ve Castro’nun görüşmelerini Camaguey’den Havana ya dönerken bindiğimiz taksinin radyosunda duyduk. İspanyolca bilmediğimiz için haberin Amerika ve Küba ile olan ilişkilerle ilgili olduğunu taksi şoförünün heyecanlı hallerinden ve Obama’nın ismini telaffuz eden Raul Castronun sesinden tahmin ettik. Sanırım bu siyasi gelişmeden sonra Küba zaman içinde bir hayli değişecek. Kübalıların birçoğu bu gelişmelerden memnun ve Obama’ya sempati duyuyor. Küba’daki bu değişimi yaşamak isteyenler ve istemeyenlerin hayal kırıklıkları olur mu olmaz mı bilinmez. Zamanla göreceğiz. Belki bu süreçten sonra tekrar Küba’ya gidersem gözlemlerimi yine paylaşırım.
Uzun zamandır gitmek istediğim Küba’yı görmüş olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Kuba, yolun bir şekilde uğraması gereken ülkelerden. Açık olsun.
Küba nüfusu yaklaşık 12 milyon. Nüfusun çoğu Hıristiyan ve bunların tamamına yakını Katolik. Ülkede 10.000 civarında Müslüman halk mevcut.
Geçmişi Ve Geleceği Arasında Kalan KÜBA – Bu yazı 2015 yılının Mart ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 97. sayısından alınmıştır.