Perşembe , 18 Nisan 2024

Haftanın Kitapları- 8 Eylül 2014

Boğaziçi’nde Bir Gezinti / Dionysios Byzantios

Bugüne kadar dilimize çevrilmeyen klasik eserleri özgün dilinden Türkçe’ye kazandırmayı hedefleyen Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar Dizisi bu kez, “Byzantionlu epik şair” Dionysios’un Boğaziçi’nde Bir Gezinti (Anaplous Bosporou) adlı eserini sunuyor okurlara: İki bin yıllık bir klasiğin ışığında, pırıltılı bir Boğaz yolculuğu…

gezgindergi-kitaplik-8-eylul-haftanin-kitaplari (5)
Dionysios Byzantios hakkında neredeyse hiçbir bilgi yoktur. Eserden MS 1. veya 2. yüzyılda yaşadığı anlaşılmaktadır. MS 10. yüzyılda kaleme alınan Suda isimli Bizans ansiklopedisinin kaydettiğine göre Dionysios, Anaplous Bosporou’dan (Boğaziçi’nde Bir Gezinti) başka Peri threnon (Ağıtlar Üzerine) adlı bir eser kaleme almıştır. Adı geçen diğer eser günümüze ulaşamamıştır.

Bir Çay Daha Lütfen / Katherine Branning

Bir kitabın bir kitaba, bir kadının bir kadına, bir zamanın bir zamana nasıl yol açtığına şahitlik edeceksiniz Katherine Branning’in ‘Bir Çay Daha Lütfen’ isimli kitabında.

Aslında her şey 18 y.y’ın aydınlanma dönemi Avrupasında bir yıldız gibi parlayan pek çok şaşırtıcı kadından biri olan ve yazdığı ‘Şark Mektupları’ ile Batı’nın Anadolu’ya bakışını değiştiren Leydi Montegu ile başlıyor.

gezgindergi-kitaplik-8-eylul-haftanin-kitaplari (2)

Fakat, aradan geçen üç asırlık sürede değişen ve yenilenen Anadolu’ya ait elle tutulur benzer bir yapıtın ortaya çıkmaması ise Montegu’nun başlattığı tanışma sürecini sürekli hale getiremedi. Türkiye ile ilgili Batı’da okunan ve okutulan bir çok eser olmasına rağmen hepsi Montegu’nun gölgesinde kalıyordu. Çünkü hiç kimse Anadolu’nun gizemli dünyasının anahtarını ele geçirecek kadar cesaretle Anadolu’yu yaşamıyor ve Anadolu’nun ihtişamı karşısında mütevazi duramıyordu.
Zıtlıklar ve ayrılık ülkesi diye tarif ettiği Türkiye’nin sırlarını açmak için yola çıkan Katherine Branning ise bu anahtarı tam üç asır sonrasında eline almayı başardı.

Bir tarihi eseri ziyaret etmek için geldiği ülkeyi köşe bucak yaşayan Sanat Tarihçisi bir Amerikalı’nın 21 yüzyıl Türkiye resmini ortaya koyan 28 mektubu ve onlara iliştirilmiş resimlerden oluşan eser, biz Türkiyeliler için de önemli bir boy aynası.

ŞİLE’DE YAŞAM, Mübadele Öncesinde / Natalia Adamantidu – Yeoryios E. Papastatos

Türkiye ile Yunanistan arasında 1923 yılında yapılan nüfus mübadelesi nedeniyle yurtlarını terk etmek zorunda kalmış iki eski komşumuzun, Natalia Adamantidu ile Yeoryios Papastatos’un anılarını bir araya getiren bu kitap, Işık Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ekrem Ekinci’nin inisiyatifiyle yayına hazırlandı.

gezgindergi-kitaplik-8-eylul-haftanin-kitaplari (3)
Çok sevecen bir dille yazılmış, ilginç bilgiler içeren bu anılar; Yunanistan’daki Küçük Asya Araştırmaları Merkezi arşivinde bulunan, 1939’dan beri mübadillerle yapılan sözlü tarih çalışmalarının da bir parçası. Şile’de yaşamı anlatırken duygularını, Şile sevgilerini de bizlere aktarıyorlar.

Geç Kalınmış Bir Gün / Seyit Nurfethi Erkal

“Kim ki mektubu yalnız ak kağıt üstünde kara yazı zanneder, aldanmıştır. O, gölgesi kağıda düşmüş bir yürektir ki dokunanı yakar!”

Mektup, her milletin edebiyatında önemli bir yere sahip olan edebi bir türdür. ‘Mektup’ diye bir tür olmasaydı, geçmişin perdeleri kapalı, kişilere ve olaylara ait bilgilerimiz ise eksik ve yarım kalacaktı. Aslında her mektup, bir anlamda, tarihi bir belgedir. Voltaire’in on sekiz bin mektubu olması, Goethe’nin Stein’e bin beş yüzü aşkın mektup ve not göndermesi, Mevlânâ, gibii düşünür ve âlimlerin yoğun bir şekilde mektup yazmış ve mektuplarıyla bir dünya inşa etmeye çalışmaları mektubun önem ve ehemmiyetini göstermesi bakımından dikkat çekicidir.

gezgindergi-kitaplik-8-eylul-haftanin-kitaplari (4)
“Geç Kalınmış Bir Gün”; İbrahim Müşfik ve Musa Sadık’ın birbirlerine hitaben yazdıkları mektuplarla kurulan ve yeryüzünü gökyüzüne denk kılan ulvi bir dostluğun öze dönüş yolculuğunu anlatan bir roman…

Seyit Nurfethi Erkal, güçlü kalemi ile gönüllerden kağıtlara aktarılan duyguları, ruh,düşünce ve okur üçgeninde ustalıkla buluşturuyor. Yazar aynı zamanda gönderen ve bekleyen arasındaki kutsal mahkûmiyetin sırlarını da deşifre ediyor satır aralarında…Ve fark ediyoruz ki her mektup, iç vurumlarını gün yüzüne çıkaran bir itirafnâme aslında..

Bir kalbin zarflanıp diğer bir kalbe gidişinin romanı “Geç Kalınmış Bir Gün” Kaynak Yayınlarından çıktı.

“neden geliriz ve karşı dururuz bir ağaca,
çiçeklenen bir ağaca karşı durmak nedir ki
bir ağacın seni karşılamasından başka…”

Rumeli’nin Esaret Günleri / BOGDAN FİLOV

Ermeni meselesinin doğuş kaynağı ne idi? Osmanlı Devleti’nin Ermenilere karşı kötü davranması mı? Avrupa’nın büyük devletlerinin Osmanlı Devleti’nin stratejik ve ekonomik açıdan değerli topraklarında üstünlük elde etmek istemeleri mi? Yoksa Ermenilerin bağımsız bir devlet kurmak arzusu mu?

gezgindergi-kitaplik-8-eylul-haftanin-kitaplari (1)
TİMAŞ HATIRAT dizisinde neşredilen Doç. Dr. Haluk Selvi’nin yayıma hazırladığı, Bir Ermeni Komitecinin İtirafları kitabı bu soruların cevabını vermeye aday bir kitap.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir