İstanbul’un Mastarları / İstiklal’de tramvaya asılmak
Öyledir. İstanbullu daha doğrusu İstiklal caddeli çocuklar böyle büyür. Mutlaka tramvaya asılmalıdırlar. Yoksa eksik kalan bi’şeyler olucaktır. Bir yere yetişmek yada toplu taşıma araçlarına beleş binme heyecanı yaşamak için değil, kaptandan fırça yemek, ‘asılmayın len’ azarını işitmek için de değil, açık havada yolculuk daha eğlenceli olduğu için hiç değil.. Ni’çin peki?
Yazı ve Fotoğraf: Halit Ömer Camcı
Onların içinde zamanda yolculuk yapma arzusu vardır. Rüzgara karşı bir kartal uçuşuna imrenirler. Hayat hakkında büyük büyük sözler söylemeye hazırlanıyorlardır. Neşe yayacak tebessümleri vardır dudaklarının hemen kenarında. İstiklal, bir cadde değildir; hayatın, yaşıyor olmanın kendisidir.
Ebedi cennet çocukları’dır onlar, asıldıkları tramvay değil, hayattır. Uzuun caddenin kenarında elinde sepeti ‘lavanta’ satan, hayata bir başka ‘asılan’ yaşlı kadının sepetinden etrafa yayılan kokudur yaşamak onlar için. Bir kumrunun ansızın ürperişi gibi heyecanlı kalpleri müzik marketten yayılan Boena Vista şarkıları arasında titreyip durmaktadır herdaim. Yada İstiklal boyunca uzanan raylara bakarak Aşık Veysel’in Uzun İnce Bir Yoldayım türküsünü kendileri mırıldanırlar. Maksemin köşesinde gazete satan bir ama’nın hayatı seslerle kavradığı gibi kavrarlar olup biteni. Pala bıyıklarıyla turistlerle fotoğraf çektiren adamı gülerek izlerler.
Tramvaya asılıp da sonuna kadar giden hiç olmamıştır. Raconu da budur. Çünkü yolun sonu yoktur. Bazen tramvay bırakılır ve sonra tekrar peşinde koşulur. Bazen tek ayak merdivene basarken diğer ayak dışarıya sarkıtılır. Bazen tramvayın farına tutunulur. Tutulabilecek neresi varsa oraya yapışmak, oradan sarkmak, oradan bir uçurumun kenarında imiş hissi ile etrafa bakmaktır belki bütün olay.
İstiklal bir cadde, tramvay bir binek, İstanbul bir şehir midir sadece? Tramvaya tutunmak, sonsuzluğun kenarından varlığı yakalamak demektir.
İstanbul’un Mastarları – Bu yazı 2008 yılının Ocak ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 12. sayısından alınmıştır.