Cuma , 22 Kasım 2024

Kastamonu Deyip Geçme!

Yazı:Ülkü Özel Akagündüz  – Fotoğraflar: İbrahim Usta

Kastamonu, oyalayıcı bir şehirdir ama bunu pek az kimse bilir. Çoğunluk, şehri teğet geçip Safranbolu’ya gider ya da Amasra’ya. O umursamaz geçişleriyle, yüzlerce yıldır o toprağı bekleyen nice kıymetliyi boynu bükük bırakırlar hâlbuki.. Külliyeler, konaklar, hanlar, hamamlar ve tabii insanlar; yerin altında, üstünde..

Seyahat körlüğüne yakalananlar gözlerine bir Kastamonu merhemi sürmeli bize göre. Çok gezinmekten kaynaklanan ve ‘Her yer birbirine benziyor’ cümlesiyle açığa çıkıp, yoğun bir can sıkıntısıyla devam eden bir illettir bu körlük ki, şifası ancak ‘unutulmuş’ şehirlerde bulunur. Kastamonu hangi zamanda unutulmuştur peki? Caddeleri, yüksek binaları, alışveriş merkezleriyle bugünü yaşar; fakat meydanları, camileri, konaklarıyla bir başka zamana aittir. Masallarla avunmak isteyen yanımızı okşayan, eski güzel günleri hatırlatan bir zaman..

İki güzel meydan

Resmi bayramlardan birinde, Cumhuriyet Meydanı’ndasınız diyelim ki burası, hiç abartısız, görüp görebileceğiniz en güzel cumhuriyet meydanlarından biridir, ortada Şerife Bacı Anıtı, anıtın önünde sabahki kutlamadan kalma çelenkler ve bir kaval sesi.. Âşık Hüseyin, bir vakitler koyunlara çaldığı yanık ezgileri, meydanda gezinenler, banklarda oturanlar, bisiklet süren ve balonla oynayan çocuklar için çalmaktadır şimdi. Asırlık taş binalarla sarmalanmış bu meydana gün batarken uğramanız tavsiye olunur ve sabahın ilk ışıklarını bir başka meydanda, Nasrullah’ta karşılamanız.. Küçük bir Anadolu şehrinde birbiri yerine ikame edilmeyecek iki hakiki meydan bulabilmek ne talih! Üstelik bu iki meydanı bir taş köprü birbirine bağlar, köprünün altından ise Karaçomak Deresi akar. Nasrullah Meydanı, bir cami ve şadırvan etrafında oluştuğundan ve belki de güvercinler hep burada uçuştuğundan bir sükûnet çöker üzerinize, adımlarınız bir çay içmek üzere Münire Medresesi’ne yönelir; ama istirahat için vakit henüz erken, önümüzde tırmanılacak bir kale ve ziyaret edilecek bir saat kulesi var daha..

gezgindergi-turkiye-kastamonu-deyip-gecme (1)

Külliyeler ve Konaklar şehri

Yalçın bir kaya üzerine kurulu Kastamonu Kalesi’nden şehre bakmak hoş elbet; ama bir başka yerden kaleye bakmak daha hoş, hep alışageldiğimiz gibi meydanda değil de bir tepe üzerinde duran Saat Kulesi’nin dibinden mesela.. Böylelikle, kaleyi çevreleyen beyaz badanalı ahşap konakları da görmüş oluruz ve Kastamonu bunca ahşap konakla Safranbolu’nun nasıl gölgesinde kalmış diye hayrete düşeriz. Burada şaşıracağımız bir mevzu daha var, şehirdeki han, hamam, bedesten ve külliye bolluğu.. Hangi birini saymalı; Kurşunlu Han, Balkapanı Hanı, Cem Sultan Bedesteni, Aşir Efendi Hanı, Yanık Han, Deve Hanı, Yılanlı Külliyesi, İsmailbey Külliyesi, Nasrullah Kadı Külliyesi, Yakup Ağa Külliyesi.. Kurşunlu Han, şehrin en güzel konaklama mekânına dönüşmüş durumda. Şehrin orta yerinde, ince bir zevkle döşenmiş 600 yıllık bir handa gecelemeyi kim istemez!

gezgindergi-turkiye-kastamonu-deyip-gecme (3)

Deve Hanı’nda çay keyfi

Yüksekçe bir tepe üzerine kurulu İsmailbey Külliyesi ise, Karaçomak Deresi kıyısında ilk defa yürüyenler için gerçek bir merak konusudur, bir an evvel o tepeye çıkmak ve etrafı kolaçan etmek isteği uyandırır insanda. Hayal kırıklığına da uğratmaz ayrıca, restoresi tamamlanmış, çevresi düzenlenmiştir ve bir el sanatları çarşısıyla albenili hale getirilmiştir. Üstelik Deve Hanı da külliyenin bir parçasıdır. Develerin geçmesi için yüksekçe yapılmış kapısından içeri girdiğinizde, geniş, ferah, serin bir ortam karşılar sizi. Köşede pek mütevazı duran çay ocağına doğru ‘Çay var mı?’ diye seslenirsiniz, ‘Yok; ama sizin için demlerim’ der bir ses. Yalnız bir ziyaretçinin gönlünü hoş tutmak için çay demleyen işletmeciye de öyle her şehirde rast gelmezsiniz, bunu böyle bilesiniz.

gezgindergi-turkiye-kastamonu-deyip-gecme (5)

Şeyh Şabani Veli Hazretleri

Kastamonu’nun manevi direğidir. Şehrin kapılarından girip de onu selamlamak adaba uygun düşmez bize kalırsa. Halveti tarikatının Şabaniye kolunun kurucusudur. Hisaradı Mahallesi’ndeki külliyesinde bugün de hoş bir esinti ve huzurlu bir iklim vardır.

gezgindergi-turkiye-kastamonu-deyip-gecme (6)

Ilgaz Dağları

Okul sıralarında severek söylediğimiz bir şarkı; ‘Ilgaz, Anadolu’nun sen yüce bir dağısın’.. Ilgaz bu yüzden efsanevi bir dağdır bizim için. Kastamonu şehir merkezini teğet geçtikleri için sitem ettiğimiz turistlerin birçoğu soluğu bu dağlarda alır işte. 1976 yılından bu yana Milli Park sınırları içinde yer alan Ilgaz sıra dağları, konaklama alanları, kayak tesisleriyle dört mevsim turizme elverişlidir.

gezgindergi-turkiye-kastamonu-deyip-gecme (7)

Küre Dağları Milli Parkı

Ilgaz’a kıyasla yeni bir milli parktır burası; ama aktivite bolluğu açısından hiç de geri kalır yanı yoktur. Kanyonlar, şelaleler, mağaralar, yaban hayatı, bakir bir orman… İsteyen yürüyüş yapar, isteyen tırmanır. Valla Kanyonu, Ilgarini Mağarası muhakkak görülmeli ve dağ eğer imkân varsa tam da bu mevsimde ziyaret edilmeli.

gezgindergi-turkiye-kastamonu-deyip-gecme (8)

Kastamonu dokuması

Kastamonu’da dokuma tezgâhları yeniden tıkırdamaya başlayalı epey zaman oldu. Şimdi yılların emeğini raflarda, vitrinlerde görme zamanı. Nasrullah Meydanı’ndaki Münire Medresesi en iyi adreslerden biri. Yan yana sıralı dükkânlarda dokuma kumaşlardan dikilmiş gömlekler, elbiseler ve hatta pamuklu fanilalar bulabilirsiniz.

gezgindergi-turkiye-kastamonu-deyip-gecme (9)

Çekme Helva

Pişmaniye severler bir kez çekme helvanın tadına bakarsa, öyle zannediyoruz ki pişmaniyenin pabucunu dama atmakta tereddüt etmezler. Tek sorun, çekme helvanın kolay ulaşılan bir tatlı olmayışı. Kastamonu’ya yolunuz düşerse Yakup Han Külliyesi’ni ziyaret edin, hem çekme helvanın nasıl yapıldığını görün, hem de üç beş kutu satın alın. Sonra özleyeceksiniz, bizden söylemesi.

gezgindergi-turkiye-kastamonu-deyip-gecme (10)

Üryani eriği

Kastamonu mutfağının ‘ağır’ yemekleri var elbet; ama biz, sadece o yörede yetişen üryani eriğine dikkatinizi çekmek isteriz. Ağaç üzerinde kurutulduktan sonra satılan, sindirim sistemine iyi gelip bağışıklığı güçlendiren bu meyveyle biz, restorana dönüştürülmüş bir ahşap konakta tanıştık. Menüde iki ilginç içecek ismi vardı; ‘üryani’ ve ‘ekşili’.. İkisini de denedik ve ikisini de sevdik. ‘Ekşili nedir acaba?’ diyenleri meraklarıyla baş başa bırakalım, Kastamonu’da tadarlar nasılsa!

gezgindergi-turkiye-kastamonu-deyip-gecme (11)

Kastamonu’nun diğer güzelleri

Yazı: Zeynep Yörük

ABANA

Abana, Kastamonu’da görülebilecek en güzel yerlerden biri. 3.000 nüfuslu bir sahil kasabası olan Abana’da, -hemen her sahil kasabasında olduğu gibi- yazları nüfusta bir hayli artış oluyor elbette. 6 km’ye yakın uzunluktaki kumsallarına yemyeşil doğayı da eklerseniz, Abana’nın cazibesini daha iyi anlamış olursunuz.

Abana’ya ulaşım çok rahat. Kastamonu merkezden saat başı araç bulmak mümkün. Gidince nerelere uğrayalım derseniz hızlıca bahsedelim: Kastamonu merkezdeki eski ahşap evlerin güzelliği burada da peşinizi bırakmayacak. Gerek mimarisi, gerek cephe renkleriyle gözlere hitap eden bu evleri bol bol fotoğraflayabilirsiniz.

Abana tarihi ile ilgili pek çok bilgiye ulaşabileceğiniz yer olduğu için ilk Abana Müzesi’ni ziyaret ederek gezinize başlayabilirsiniz. İçinde Abana’da geçmiş yıllarında kullanılmış çeşitli eşyalar, yörenin kültürüne dair objeler ve dokümanlar bulunuyor.

gezgindergi-turkiye-kastamonu-deyip-gecme (12)

Abana’ya hakim bir tepe üzerinde oluşturulan Seyir Tepesi’ne dağ içinden ağaçlar arasından yürüyerek çıkabilir ve biraz manzara, biraz dağ havası alarak ferahlayabilirsiniz. Hızınızı alamazsanız, kent ormanında da yürüyüşe devam edebilirsiniz. Daha sonra, köylülerin yetiştirdiği doğal ürünleri bulabileceğiniz pazarını ziyaret edip yöreye has lezzetleri tadabilirsiniz.

gezgindergi-turkiye-kastamonu-deyip-gecme (13)

Hacıveli Çayı içerisinde yaklaşık 3 km’lik bölümünde kanyon yürüyüş yolu bulunuyor. Kanyondaki değirmen kalıntıları ilginizi çekebilir. Ayrıca kanyonda ağaçlardan yapılmış köprüler, yürüyüş yolunu daha da keyifli hale getiriyor. Temmuz aylarının son haftasında gidecek olursanız, 3 gün süren Abana Deniz Şenlikleri’ne katılabilirsiniz. Kültürel, sanatsal ve spor dalında pek çok faaliyetin olduğu şenliklerde karşılaşacağınız renkli görüntüler, güzel kareler yakalamanız açısından hoş bir fırsat.

gezgindergi-turkiye-kastamonu-deyip-gecme (14)
Hacı Veli Konağı’nda gün batımını seyretmenizi tavsiye ederiz. Konak, yemek için de uygun bir mekan. Dilerseniz sahildeki lokantaları da tercih edebilirsiniz. Merhum Hasan Doğan’ın da Abanalı olduğunu hatırlatalım. Bu nedenle sahil kenarındaki meydana onun adı verilmiş. Son olarak… Cabada güveç, hodan, ekşili tarhana, diken mancarı gibi yöresel lezzetleri de mutlaka tatmanızı öneririz.

İNEBOLU

Adını daha çok savaşlar sebebiyle duyduğumuz bu sahil ilçesini Kastamonu’da olduğunu belki de çoğumuz bilmiyoruz. İnebolu da tıpkı Kastamonu’nun diğer ilçeleri gibi evleriyle meşhur. Genellikle üç katlı olan İnebolu evleri; erik, fındık, dut, elma, ceviz gibi meyve ağaçlarıyla süslü bahçelerin içinde tam bir görsel şölene dönüşüveriyor. Evlere hâkim olan bordo-beyaz rengin sebebi, Aşı Köyü’nden çıkarılan toprakla yapılan aşı boyası. Aşı boyasının hikmetini merak edenleri de aydınlatalım hemen: Aşı boyası ahşap evleri 20 yıl koruyabilme özelliğine sahip.

gezgindergi-turkiye-kastamonu-deyip-gecme (15)

Gelelim çatılara… İnebolu’da çatılar denizden çıkarılan ve marla taşı da denilen arduaz taşından örtülür. Böylece çatılar, hem sert Karadeniz rüzgârlarına karşı dayanıklı hale geliyor hem de marla taşının yapısı sebebiyle ısı yalıtımı sağlanmış oluyor.
İnebolu’da salı ve cumartesi günleri pazar kuruluyor. Geleneksel kıyafetlerini giyen kadınlar pazarda renkli görüntülere sahne oluyor. Fakat bir hatırlatma yapalım: Pazarlar çok erken saatlerde kurulup öğleden sonra toplanıyor. Gezmekte gecikmeyin…
İnebolu’nun tarihi bir diğer önemi de Şapka Kanunu nutkunun ilk burada okunması.
İnebolu, güneşin sahilden doğup yine sahilden battığı nadir yerlerden biri olması açısından bile görülmeye değer.

gezgindergi-turkiye-kastamonu-deyip-gecme (16)

ÇATALZEYTİN

Bu ilçe Kastamonu merkeze 100 km. uzaklıkta. Çatalzeytin, adını sahilinde bulunan kayıkçıların kayıklarını bağladığı çatal zeytin ağacından almıştır. Tarihi çok eskilere dayanan Çatalzeytin’in yaylalarında saray kalıntıları bile bulunuyor.

Çatalzeytin’in en şenlikli günlerini görmek istiyorsanız seyahatinizi Gümüşbalık Festivali’ne denk getirmenizi tavsiye ederiz. Festival çerçevesinde yağlı direk, bisiklet ve yüzme yarışları başta olmak üzere pek çok etkinlik düzenlenmekte.

gezgindergi-turkiye-kastamonu-deyip-gecme (17)

Biraz da Koru Yayla Şenlikleri’nden bahsedelim… Koru Yaylası’nın kar kuyusu, yılın 365 günü içinde kar bulunmasıyla ünlü. 1.700 m. yükseklikteki bu yaylada yazları yapılan şenliklerde halk oyunları oynanıyor ve panayırlar kuruluyor. Muhteşem bir coğrafyaya sahip olan Koru Yaylası trekking severler için de oldukça ideal bir yer. Yürüyüşlerinizde, yaylada çobansız koşturan atlara rastlayabilirsiniz.

Bu yazı 2014 yılının Mayıs ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 87. sayısından alınmıştır.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir