Cuma , 19 Nisan 2024

Küre Milli Parkı : KASTAMONU

Kurban Bayram tatili için birkaç gün geçirdiğim Kastamonu ziyareti uzun zamandır yaptığım en iyi tatil oldu. Doğası, eşsiz güzellikleri ve bozulmamış atmosferi ile Kastamonu beni çocukluk günlerime götürdü.

Bartın Çayı’ndan başlayıp Kızılırmak’a kadar 300 km uzanan Küre Dağları ve Küre Milli Parkı. “Ölmeden önce görülmesi gereken yerler” arasında yer alan eşsiz doğa cenneti. Vadileri, ormanları, şelaleleri, mağara ve kanyonları ile bir doğa harikası. Özellikle sonbaharda ziyaretçilerine eşsiz bir görsel şölen sunuyor.

gezgindergi-turkiye-kureparki-kastamonu (2)

Küre Milli Park’ına farklı yollardan ulaşmak mümkün. Parka birkaç farklı noktadan giriş var. Bunlar Kastamonu’nun Pınarbaşı, Cide, Azdavay ve Şenpazar ilçeleri ve Bartın’ın Arıt, Kurucaşile, ve Ulus ilçeleri.

Biz tercihimizi Pınarbaşı’ndan yana kullandık. İstanbul, Bolu ve Karabük üzerinden yaklaşık 480Km’lik bir yol üzerinden Milli Park’a giriş yaptık. Özellikle bayram vb tatil dönemlerinde yola çıkacaksanız eğer trafik yoğunluğundan kaçmak için akıllı telefonunuz veya tabletiniz varsa Yandex’in Navigasyon uygulamasını kullanmanızı öneririm. Sizi en uygun yollardan varacağınız yere çok kolay ulaştırıyor. Özellikle trafiğin yoğun olduğu yerlerde sizi büyük dertlerden kurtarıyor. Kim zaman yolu uzatsanız da trafikte kaybedeceğiniz zamandan çok fazlasını kazanıyorsunuz. Ayrıca yeni yerler ve rotalarda keşfetme şansınız oluyor.

gezgindergi-turkiye-kureparki-kastamonu (3)

Park içinde yaklaşık 120 tane köy bulunuyor. Bu köyler farklı mimari yapısını korumuş evlerle dolu. Ayrıca kültürel değerleri, kadınların giydiği renk renk yerel kıyafetleri ve cana yakın insanları ile turizmin yeni merkezlerinden. Bunun yanında Salman (mantı benzeri yoğurtlu ve sarımsaklı bir yemek) ve Islama (Et suyu, yufka, mantar, ceviz ve tereyağı ile yapılan bir yemek) gibi yöresel yemekleri ile de dikkat çekiyor. Tabi bir de mantarı da buna dahil etmek lazım. Park çevresinden bir çok yenilebilir mantar türü mevcut. Bölge halkı mantarı pilav, gözleme, kavurma, börek, çorba ve ıslama gibi yemeklerde kullanıyor. Mantar çeşitleri arasında Kanlıca mantarı en ön sırada geliyor.

gezgindergi-turkiye-kureparki-kastamonu (1)

Milli Parka’a girişten sonra Ilıca Köyü üzerinden Kerte’ye geçiyoruz. Ilıca’dan sonra yaklaşık 30 dakikalık bir yol var. Yollar Ilıca’ya kadar düzgün ama Ilıca’dan sonra dağ yolları başlıyor. Muhteşem ormanların içinden dağ yolunu takip ederek Kerte’ye ulaşıyoruz. Buradaki köyler mahallelerden oluşuyor ve bir mahallede 4-5 civarı ev olabiliyor. Kimi yerde 1-2 ev bile görme imkanınız var. Zaman zaman bu mahallelerin arası da 2-3 km mesafede olabiliyor. Orman yolu kimi yerde tek aracın geçebileceği kadar daralabiliyor. Eşsiz doğa manzarası içinde yolculuk ederek gideceğimiz yere Gedik Mahallesine varıyoruz.

gezgindergi-turkiye-kureparki-kastamonu (5)

Burada bizi 2 katlı eski köy evi karşılıyor. Evin alt katı aslında ahır ama şu an depo olarak kullanılıyor. Eskiden evlerin alt katları hayvanlar için ahır olarak kullanılıyormuş. İkinci kat ise ailenin yaşam alanı. Üsk katta geniş bir salon, odalar ve mutfak mevcut. Ev tamamen ahşaptan ve eski tarz mimarisi ile sizi büyülüyor. Odaların içi dolaplarla döşenmiş ve bu dolapların birinde evin banyosu var. Ayrıca her odada yanan odun sobasını görmek de ayır bir keyif.

Kerte de kurban bayram eski geleneklere göre kutlanıyor ve gelenekler hala yaşatılıyor. Her ne kadar köyde yaşayanlar farklı illere göçseler de her bayramda burada toplanıp hep beraber bayramı geçiriyorlar.

Arife günü mezar ziyareti var ve mezar başında dualar okunuyor. Dua okumasından sonra da helva dağıtımı için hazırlık yapılıyor. Ailelerin getirdiği helvalar bir tepsi de toplanıyor ve yufkalara sarılıp herkese dağıtılıyor. Bu arada kadınların renkli yöresel kıyafetleri giydiklerini belirtmekte yarar var. Tüm bayram boyunca tüm kadınlar bu yöresel kıyafetlerle dolaşıyorlar. Ayrıca köylerdeki günlük yaşamada da bu kıyafetler kullanılıyor.

gezgindergi-turkiye-kureparki-kastamonu (6)

Diğer bir gelenekte köyler diğer köylerden gelenlere bayram kutlaması için yemek veriyorlar.

Her gün bir iki mahalle veya köy ziyaret kabul ediyor ve bu bütün bayram boyunca devam ediyor. Bizim bulunduğumuz Gedik Mahallesinde 4-5 aile birleşerek bu yemeği veriyor. Arife gününden hazırlıklar başlıyor. Adetlere göre erkekler bahçede kadınlarda evlerde bayram kutlaması yapıyor. Erkekler arife gününden bahçede hazırlıklara başlıyor. Çay ocağı için soba kuruluyor. Burada her şey değerlendiriliyor. Eski bir kapıdan ve birkaç odun parçası kullanılarak yemek servisinin yapılacağı ve bulaşıkların yıkanabileceği masalar oluşturuluyor. Ayrıca kazanlarda yemeklerin yapılacağı ocak alanları hazırlanıyor. Evlerde de ayrı bir telaş var. Bir sonraki gün için yöresel yemekler hazırlanıyor.

Anadolu’nun bir çok yerinde olduğu gibi misafir her zaman el üstünde tutuluyor. Misafirlerin rahatlığı için her şey düşünülüyor.

Bayramın ilk günü sabah kurban telaşı ve öğleden sonra verilecek yemeğin hazırlığı ile geçiyor. Her aile kurban kesimini tamamladıktan sonra belirli miktar et getiriyor ve bunlar kazanlarda kavrulmaya başlıyor. Bir yandan da masalar hazırlanıyor. Evlerde hazırlanan yemekler ve tatlılar bir gün önce hazırlanan servis masalarında yerini alıyor. Ve yavaş yavaş da misafirler gelmeye başlıyor. Kadınların gelişi ise tam bir renk çümbüşü. Çeşit çeşit renk renk yöresel kıyafetler içinde bayramlaşma başlıyor. Erkeklerde yavaş yavaş bahçede kendilerine ayrılan yerde bayram ziyafetine katılıyorlar. Bayramlaşma gelen kişilere göre akşam da devam ediyor. Hatta akşamları bu ziyafete müzik de eşlik ediyor.

gezgindergi-turkiye-kureparki-kastamonu (7)

Bu koşturmaca gece 11 gibi sona eriyor. Günün koşturmacası ve yorgunluğu ile odalara çekiliyoruz. Yanan sobanın ve eski tarz yorganlarında etkisiyle sıcaktan kendimizden geçerek uyumak da ayrı bir güzellik. Hazır odalardaki sobalardan bahsetmişken bu sobaların üstünde pişen yemekler de, hazırlanan çaylar da ayrı oluyor. Hatta ocak üstünden pişirilen kestanenin tadı bile bir başka. Maalesef günlük yaşamımızda artık bu keyiften çok mahrumuz. Elektrikli sobalara veya doğalgaza mahkum bir şekilde yaşıyoruz.

Bayramın 2. günü mantar toplamaya ormana gidiyoruz. Kokurdan Yaylası için yola çıkıyoruz ama yolda farklı noktalarda durup mantar aramaya başlıyoruz. İlk iki denemede pek başarılı olamıyoruz. Sonrasında orman yolundan daha içlere doğru gidiyoruz. Ve sonunda mantar toplayabileceğimiz el değmemiş bir alan buluyoruz. Mantarı toplamak için birbirine küs gibi aramak lazımmış. Herkesin bir yana dağılıp biraz da orman içinde kaybolması gerekiyor ama biz 3 kişi birbirimizden çok kopmadan mantar toplamaya başlıyoruz. Renk renk farklı boylarda ve çeşitlilikte mantar ile karşılaşıyoruz. Her mantar yenmeyeceği için uygun olanları bulmaya çalışıyoruz. Biz kanlıca mantarı ve kadın parmağı denen iki tür üzerinde yoğunlaşıp orman içinde yaklaşık 1 saat dolanıyoruz. Sonunda yaklaşık 4-5 kilo mantar ile çıkıyoruz ormandan.

gezgindergi-turkiye-kureparki-kastamonu (8)

Mantar toplamayı tamamlayıp köye dönüyoruz. Akşamüzeri diğer köye bayram ziyaretine gidiyoruz. Yine renk renk giyinmiş kadınlar ve bahçelerde bayram telaşı var. Burada da her ev kendi hazırlık yapmış. Sıra ile evleri gezip bayramlaşmaya başlıyoruz. Köylere bayramlaşma gittiğinizde her evde bir şeyler yiyip içmeniz gerekiyor. Adet böyle diyerek her gittiğimiz yerde yiyip içiyoruz ve bayramlaşıyoruz. Kavurmalardan dolmalara, farklı farklı yemekler geliyor önümüze. Yemek yiyecek haliniz kalmadığında da çay içerek neredeyse her evle bayramlaşıyorsunuz.

3. gün dönüş günü. Sabah kahvaltısında topladığımız mantarlardan bir şölen yapıyoruz. Bir yanda mantar yahnisi. Diğer yanda kuzinede pişirilen Kanlıca mantarı ile ziyafet çekiyoruz. Bu ziyafetten sonra yola çıkma vakti geliyor. Geceden beri yağan yağmur nedeniyle hava kapalı ve her yeri sis kaplamış durumda. Hem etrafı görmek hem de yol üstündeki birkaç yere uğramak için evden öğlen gibi ayrılıyoruz. Muhteşem orman manzarası eşliğinde yol alıyoruz. Muhteşem sonbahar manzarları var her yerde. Bir yandan da vadide ve dağların tepesindeki sis bulutları var. Birçok yerde fotoğraf çekmek için duruyoruz. Bol bol dağ havasını çiğerlerimize çekiyoruz.

gezgindergi-turkiye-kureparki-kastamonu (9)

Köyden Ilıca’ya indiğimizde yağmur dinmiş ve hava biraz açılmak üzere. Bu yüzden gelmişken Ilıca Şelalesini görmek istiyoruz. Ilıca köyü sınırları içinde yer alan bu şelaleye patika bir yoldan yaya olarak ulaşmanız gerekiyor. Tabi bu yolda da size muhteşem bir manzara eşlik ediyor. Şelalede su yaklaşık 10 metre yükseklikten dökülüyor ve bu suyun döküldüğü yerde doğal olarak bir havuz oluşmuş. Burada bir köprü ve şelaleyi görmeniz için seyir terası oluşturulmuş. Sadece su ve kuş seslerini duyacağınız bu doğa cennetinin etrafının çok sayıda ağaç ve bitki örtüsü de görülmeye değer. Yaz aylarında suya girmek de mümkün.

gezgindergi-turkiye-kureparki-kastamonu (10)

Burayı da gördükten sonra tekrar yola koyuluyoruz. Biraz alışveriş yapmak için Pınarbaşına uğruyoruz. Aslında Valla Kanyonuna da uğrayacaktık ama hem yağmur hem de yürüme mesafesi nedeniyle oraya zaman ayıramadım. Ama artık bu güzel cennete tekrar gitmek için bir bahanem var. Valla Kanyonunu gezemedim. O yüzden tekrar gelmem lazım.
Zaman darlığı ve bayram nedeniyle her yeri gezemedim ama yine de çok ama çok keyifli bir 3 gün geçirdim. Güler yüzlü insanları ve devam eden gelenekleri ile apayrı bir dünya ile tanıştım. Yeni dostluklar edindim. İnşallah artık bu güzel yere her sene tekrar gitmek nasip olur.

Son olarak bölgede ziyaret edilebilecek diğer yerler de şöyle;

  • Valla Kanyonu
  • Horma Kanyonu (Anbar Gölü)
  • Ilgarini Mağarası
  • Azdavay
  • Kokurdan Yaylası
  • Cide (Dağ dan yeni bir yol yapılmış ve buraya ulaşmak 1 saat ama yol biraz engebeli)
    Not: Eyyüp ve Şengül Şahin’e davetleri ve misafirperverlikleri için çok çok teşekkür ederim.

Küre Milli Park’ı ile ilgili kısa bilgiler;

  • Avrupa’da korunması gereken 100 Orman Sıcak Noktası içinde yer alıyor.
  • Avrupa’nın en yaşlı ormanlarını içerisinde saklayan ve yaban hayatın en önemli noktalarından biri
  • 157 endemik bitki türüne ve bunlar içinde de nesli tehlike altında olan 59 bitki türüne ev sahipliği yapmakta.
  • Biyolojik çeşitliliği korumak adına “tampon bölge” kavramı Türkiye’de ilk kez Küre Dağları Milli Parkı ile gündeme gelmiş.
  • Yaban yaşamı yönünden de zengin bir çeşitliliğe sahip. Türkiye’de var olduğu bilinen 132 memeli türünün 40’ı bu bölgede yaşıyor. Ayrıca Karaca, Geyik, Tilki, ve Su Samuru gibi nesli tehlike altında olan türleri de bölgede görmek mümkün.
  • Yaklaşık 129 kuş türü ile Türkiye’nin önemli kuş alanlarından biri.
  • Dünyanın büyük kanyonları arasında yer alan Valla Kanyonu 12 Km’lik uzunluğu ile bu bölgede yer alıyor. Diğer kanyonlar Aydos, Kara Cehennem Boğazı ve Horma Kanyonu’dur.
  • Milli Park içerisindeki mağaralar; Ilgarini Mağarası, Toprakini Mağarası, Sorkun Düdeni, Ejderha Kuyusu ve Buz Mağarası.

Küre Milli Parkı – Bu yazı 2014 yılının Kasım ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 93. sayısından alınmıştır.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir