Gezgin Dergi
Yazı: Zeynep Azize Su Fotoğraflar: Halit Ömer Camcı
Hollyywood bulvarında yerlerde size gülümseyen yıldızlardan başka da yetenekleri olan bir şehirdeyiz. Dünya haritasının en doğusuna en batıdan bakan şehrin Pasifik Okyanusu kıyısında yer alan sahilleri, Kaliforniya güneşi ile birleşince Los Angeles’ı her dem tatil merkezine dönüyor. Mullholland tepesinden görülen Hollywood (land eki yıllarca önce güçlü rüzgarlara dayanamamış ve şehri terk etmiş) kelimesini Kutsal orman diye çevirmeye kalksak da bu ışığın ve denizin şehrine bitmez sahiller, evet melekler, aydınlık günler şehri de desek yerinde olur.
En Batıda Bir Venedik Sahili / Venice Beach
Meşhur sahillerinin başında Venice Beach, Malibu, Point Dume Beach, Manhatten Beach geliyor. Özellikle Venice Beach (Venedik Sahili) görülmeye ve anlatılmaya değer bir yer. Koyu maviden açık maviye ve oradan açık kahverengi kumsala doğru ilerleyen görüntü başta yeşil ağaçlar olmak üzere envai çeşit çiçek renklerine doğru yönlendiren pastoral bir manzarada ilerliyorsunuz gökyüzünden baktığınızda.
Venice Beach’e senede 16 milyon ziyaretçi uğruyormuş. Bu ziyaretçiler arasında Hollywood’a gelip şöhret olmak isteyen ve pek de başarılı olamayıp şansını bu sahil kenarındaki uzun yolda gösteri yapmakta arayan kişiler bu şehrin en ibret verici karakterleri. Büyük hayallerle LA’ya gelip başarısızlıklarını bu caddede uyuşturucunun, zavallılığın pençesine düşmekle ödeyen bu insanlar ateşe uçan kelebekler gibi. Gözlerini star olma hayalinin ışığı kör etmiş bu kişilerin çoğu yola çıktıkları ülkelerine dahi dönmeyi beceremiyorlar çoğu zaman. Homeless olarak, saçları kirden yapışmış, günlerce evsiz barksız sokak köşelerinde yatıp uyuya kalmış kişiler olarak ve kesinlikle birer hayaleti andırarak hayatlarına devam ediyorlar.
İnsana üzüntü veren bu manzarayı yok sayarsak (ki nasıl olacak diye sormak lazım) dünyadan akıp gelen ziyaretçiler için güzel manzaralar eşliğinde, başta yemek olmak üzere birçok hizmetin çok da uygun fiyatlara satın alınabildiği bir tatil merkezi olarak adlandırabiliriz Venice Beach ve benzerlerini. Döneminde Charlie Chaplin başta olmak üzere birçok ünlü klasik Hollywood artistinin evlerinin de bulunduğu bu bölgede şöhret bulmuş restoran ve kafeler de mevcut. Sahille paralel giden caddede el yapımı hediyelik eşyalar satan, canlı akrobasi hareketleri ile müşteri toplayan, şarkılar söyleyen insanları izleyebilirsiniz.
Şehrin yoğun trafiğinden ve kakofonisinden kurtulmak isteyen yüzlerce bisiklet sürücüsü Venice Beach’in manzarasını bütünleyen unsurlardan. Her yaştan insan büyük bir keyifle sahilde saatlerce bisiklet kullanarak hem spor yapıp hem de sahilin tadını çıkarıyorlar.
Meşhur Kaliforniya güneşi eğer hazırlıklı değilseniz birkaç saatte yüzünüzü kızartıp derinizi kavurabilir. Gölgede kalmakla korunamayacağınızı düşünüyorsanız güneş kremi kullanmanız ‘hararetle’ tavsiye edilir.
Minyatür Bir Cennet / Balboa Adası
Neredeyse eski Türk kasabalarını anımsatan, iki katlı ahşap evlerden oluşan denizin içinde bir yarımada olan Balboa Adası LA’nın en görülmeye ve yaşanmaya değer yeri diyebiliriz. Hollywood yıldızlarının yaşadığı Beverly Hills’i saymazsak şehrin en pahalı evlerinin olduğu bölgelerden de biri olan Balboa adası minyatür ve sembolik bir şehir gibi. Butik mağazaları, küçük restoranları, önünde çitler ve minyatür bahçeler bulunan ilginç tasarımlı evleri ile LA yolculuğunuzda renk katacak bir yer.
Bu yazı 2011 yılının Eylül ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 55. sayısından alınmıştır.
