Yazı ve Fotoğraflar: Mirza Özgür Kılıç
Gerçek alemdeki ruhun yolculuğundan içinde bulunduğumuz maddi alemdeki tüm varlıklara bütün yaratılanlar yolculuk halindedir. Kendi etraflarında ve bağlı oldukları kader çizgisi gibi yörüngelerinde yaratılan her şey döner durur. Bütün mahluklar görevini yolda bulunma haliyle ifa eder. Elementler ve atomları dahi değişik kanunlara bağlı döngülerle yeryüzünde sürekli bir seyahat halindedirler. Bisikletin dik durması için hareket etmesi şart olduğu gibi dünya dahil tüm yıldız ve gezegenler dursalardı herhalde patır patır düşerlerdi. Madde ve mana aleminde bu kadar fıtri bir olguya insan iradesini kullanarak eşlik ederse şüphesiz gerçeğe daha yakın olacaktır. Şu durumda yolda bulunmanın kendisi başlı başına olması gerekendir. Hareket bu denli esas olduğuna göre insanın yeryüzünü gezip dolaşması ve burada yolculuk halinde bulunması da bir nevi gerekliliktir. Fakat maalesef demek uygun mudur bilinmez ama günümüzde insanoğlunun yolculuk süresi oldukça kısaldı. Her zaman daha hızlısının arayışında olan teknoloji sayesinde insanlar yola daha başlamadan bitiriyor ve sonrada adına yolculuk diyorlar. Yolculuk halinin bünyeye verdiği keyif ve lezzet için biraz yolun zahmetini çekmek gerekiyor. Madde ve mana alemindeki tüm yolculuklarda bulunan zahmetle beraber lezzetin var olduğu her yolculukla ispatlanıyor.
Yolculuk süresini yaymak, yolla bütünleşmek veya yolda daha renkli bir kişisel menkıbe oluşturmak gibi yönleriyle otostopla, bisikletle, yürüyerek veya bir binek hayvanıyla yol almak şüphesiz seyahati günümüz standartlarının çok ötesine çekiyor. Bir coğrafyayı anlamak için oraya ve olacaklara bir nevi teslimiyet gerekiyor. Oranın ortamına uyum sağlamak için herkesle ve her şeyle teması engelleyecek ulaşım araçlarından kaçınılınca o coğrafyayı anlamanın süresi kısalıyor. Bir yere otobüsle gidip otelde kalmakla yaşayacağınız olay ve kişi sayısı, otostopla gidip dışarıda veya ücret ödemeden bir yerlerde misafir olma durumundakinin çok gerisinde kalıyor. Dünyayı bu şekilde daha yakın keşfetmeye çalışan ve bu alternatif tarzları kullanan insanların sayısı günden güne artıyor. Zaman problemi olmadan aheste yapılan bu seyahatlerde insanlar yolda olmanın getirdiği sürprizlerle kişisel menkıbelerini oluşturuyorlar. Kendi rotalarını kendi iradeleriyle gitmeleri, yolun sürpriz tevafukları, yaşanılan zahmetler varılacak yerleri daha anlamlı kılıyor. Günümüz şartlarında motorlu araçların böylesine yaygın olduğu bir dönemde hızdan istifade etmek ama yolu hissederek gitmek için otostop güzel bir yöntem. Çok gerekmediği sürece otelde kalmadan ve otostopla yaptığınız seyahatlerde para önemsizleşiyor. Yemek içmek dışında bir masrafınız olmadığında cebinizdeki para adeta bereketleniyor. Bu sayede İstanbul gibi büyük bir şehirde yaşamaktan çok daha ucuz bir şekilde seyahat edebilirsiniz. Gezmek deyince bir çoğunun aklına para gelir. Ama bu şekilde seyahat etmek, yol almanın paraya bağlı olmadığını adeta herkese ispatlıyor. Parasına güvenip otobüs veya uçakla giden ve otelde kalan gezginin görebilecekleri ve yaşayabilecekleri ufak tefek sapmaların dışında belirlenmiş normlarda devam eder. Otostopla yola çıktığınızda rutinin dışına çıkmışsınız demektir. Seyahatin en önemli sonuçlarından biri olan algıların değişmesi ve zenginleşmesi rutin duyguların dışına çıkılmasına neden olur. Otostopla yol almayla seyahatin içinde de rutinin dışına çıkmak ve algıları daha da değiştirmek pek mümkündür. Otostopla yola başlandıktan itibaren teslimiyetçi bir şekilde kaderinize razı olup karşılaştığınız kişi, olay ve mekanlarla yol hikayenizi oluşturursunuz. Teslimiyet esastır. Yolla bütünleşmek ve etrafla alaka sınırlarınızı taşıran bir yöntemdir otostopla yol almak. Yola bu şekilde başlandığı andan itibaren seyahat, bir yaşam biçimi haline geliverir. Akşam nasıl bir yerde kalacağınızı kesinlikle tahmin edemediğinizden bunu düşünmezsiniz bile. Bulunduğunuz anın heyecanı içinizi kapladığından geçmişi ve geleceği de fazla düşünmezsiniz. Hareket halinde anda olmanın verdiği coşku sizi yemeden, içmeden, uyumadan günlerce oradan oraya sürükleyebilir. Bazen rotanızı belirleyen tevafukların ne kadar isabetli olduğunu, sürprizler dolu bir yolda olduğunuzu, bazen de yolu zorlaştıran bir takım sorunlarla baş etmenin aslında sizi güçlendirdiğini düşünürsünüz. Her şekilde yol akıp gider ve siz bu hareketten memnun olursunuz. Burada yol halinin getirisi olan bu duygulanımların sebebini direk otostopla yolculuk olarak algılamamak gerekir. Yol almanın kendisinde var olan bu duyguları otostop, daha teslimiyetçi olması yönüyle coşturur. Bisikletle, yürüyerek , bir hayvanla yapılan ve daha zahmetli görünen seyahatlerde de bu coşku klasik normların kat be kat üzerindedir.Yolda çevreye olan alakanızı bu denli arttıran bir yöntem olan otostop, sizin keşfetme arzunuzu kamçılayan bir yöntemdir. Görmek ve keşfetmek isteyen için her zaman yolun açık olduğunu ispatlayan ve bunun için maddi hiçbir şeye gereksinim olmadığını gösteren yol alma yöntemlerinden biridir. Yola çıkmak bu anlamda akıntısı olan bir dereye atlamak gibidir. Bir şekilde o akıntı sizi gitmek istediğiniz yere veya gitmeniz gereken yerlere götürür.
Otostopla yol almak için nelere dikkat etmek gerekir diye bir soru sorulduğunda yol kenarına çıkıp, gelip geçen arabalara işaret yapmaktan başka aklıma pek bir şey gelmiyor. Bunun yanında kolaylaştırıcı bir takım nedenler tabii ki var. Seyahat sırasında kalma, barınma gibi ihtiyaçlarınızı karşılayacak uyku tulumu, mat ve belki çadır gibi şeylerin yanında. Harita, pusula gibi konumunuzu tayin edecek araç gereçleri yanınızda bir sırt çantasında taşıyabilirsiniz. Bu sizi görünüm olarak yolcu kılığına ve gelip geçen insanların niyetinizi daha erken anlamasına neden olur. Yolcuya yardım etmek sadece Türk insanının değil belki de tüm insanlarda var olan, olması gereken bir olgudur. Bu durumda niyetinizi ortaya koyan bir görünümde olmanız işinizi kolaylaştırır. Böyle olmasa bile yolun boyası bir süre sonra üzerinize sirayet eder ve ondan sonra anlayan anlar. Otostopta bekleme süresini kısaltacak bir diğer faktör de bulunduğunuz yerden geçen vasıtaların durması için uygun yerleri seçmiş olmanızdır. Eğimli olmayan yerlerde ve vasıtaların hızlarının düştüğü kavşak gibi noktalarda otostop çekmek bekleme süresinin kısalmasına neden olur. Tüm kolaylaştırıcı nedenlerin yanında sabır da yanınızda bulundurmanız gereken en önemli özelliktir. Acelecilikten kaçınmak ve gerektiğinde hızlı olmak sizin yolunuzu kolaylaştırır.
Korkunun ecele faydalı olmaması, ecelin bir ve değişmez olduğu ve hatta gelebilecek musibetin size her an her yerde gelebileceği gibi kaderci bir çizgideyseniz otostopu riskli bir yol alma biçimi olarak görmezsiniz. Kadınların yalnız başına otostop çekmesi dışında tehlike riski bence duran insanın alabileceği risk kadardır. Kadınların yalnız otostop çekmeleri birçok toplum tarafından bir davet olarak algılanabileceğinden moral bozucu tablolarla karşılaşabilinir. Bundan uzak durmak için kadınlar yalnız otostop çekmemelidirler. Birçok ülkede otostop çekerek seyahat ettiğimden olacak Türkiye’yi otostop için en rahat ama yalnız bir kadın olarak yol alınması en zor ülke olarak tahmin ediyorum. Hem doğuda ve hem batıda bekleme süresinin en kısa ve devamında en rahat ülke olarak gören sadece ben değilim. Otostopla dünyayı dolaşan dünya gezginlerinin birçoğu da böyle düşünüyor. Yani otostop için en ideal ülkelerden birinde ve belki de en iyisinde yaşıyoruz. Fakat bu durum insanların belki gelişmişlikle veya başka nedenlerle kendilerini daha güvensiz hissetmeleri ve korkunun bünyelerine daha fazla hakim olmasıyla geriliyor. Mesela Türkiye’de 10 sene öncesiyle şimdi arasında bile bana göre korkunç bir bekleme süresi farkı var. Buradan ülkenin gelişmesiyle ve zenginleşmesiyle beraber insanlarının yalnızlaşma ve korku duygularının paralel geliştiğini düşünüyorum. İnsanların birçoğu yoldakine umursamadan boş arabasıyla yoluna devam ediyor. Ama sabredin. Yolda mutlaka yoldakini önemseyen ve çevresine karşılıksız yardım etmeyi seven insanlarla karşılaşıp onlarla yol arkadaşlığı yapıyorsunuz. Bir insanı anlamak için yapılan en önemli şeylerden biri olan seyahat etmeyi birçok insanla beraber deneyimleyip insanların daha gerçek kişiliklerini görebiliyorsunuz.
Aciz ve fakir olan insanın tüm yolculuklarındaki ihtiyaçlarının nasıl eksiksiz tamamlandığını ispatlayan bir yol alma biçimidir otostop. Siz yolunuza keşif için devam ederken güzellikleri karşınıza çıkaranın sebepler değil gurbettekilerin sahibi olduğunu daha yakın hissedersiniz. Bu yüzden siz yolunuza sabırla devam edin bu sayede dünyanın birçok yerinde farklı güzellikler size kendisini gösterecek ve onlara şahit olmak hayatı güzelleştirip güzel düşünmenizi sağlayacaktır. Bu yazı 2011 yılının Temmuz ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 53. sayısından alınmıştır.