Cumartesi , 2 Kasım 2024

Plaka 67 / Zonguldak

Apayrı yerleri görmek, tatmak isteyenlerin yeni gözdesi Karadeniz Ereğlisi ya da diğer adıyla Zonguldak Ereğlisi… Turistik özelliklerinden çok demir-çelik işletmeleri ile bilinen bu doğa harikası ilçemiz denizi ve tarihi ile de göz dolduruyor.

Yazı: Tuğçe Yılmaz – Fotoğraflar: Hmaza Burak C.

En büyük avantajlarından biri de İstanbul ve Ankara’ya sadece dört saat uzaklıkta olması. Vakti dar olanlar için günübirlik gidip görmeye bile değer. Bir zamanlar büyük plajları da bulunan ilçe sanayileşme ve denizin doldurulması ile bunlardan bir kısmını kaybetmiş. Genel olarak sahil alanı birkaç plaj dışında yüksek.

Tarihi açıdan M.Ö. 2500’lere uzanan bir geçmişi bulunan ilçeye bilinen o ki ilk yerleşenler Hattiler, daha sonra ise Hititler olmuş. M.Ö. 4.yy. ise kentin en parlak dönemi olarak bilinmekte. Anadolu Birliği’nin bozulmasıyla Hristiyanlığın ilk yayıldığı yerlerden biri olam özelliği kazanmış. Bu dönemde İsa’nın havarilerinden Adreas bugün de görülebilen Kutsal İbadet Mağaraları’nda ilk ayinleri düzenlemiştir. Ayrıca Köprülü Camii, İzzet Mehmed Paşa Câmii de görülmesi geren yerlerdendir.

Bu çağlardan kalan eserlerin ise bir kısmı korunamamış ve yokolup gitmiş. Cehennem Ağzı Mağaraları ve Kutsal İbadet Mağaraları günümüze ulaşabilmiş. Aslında Ereğli hem deniz hem doğa kenti. Plajları, motorla yapılacak bir gezide görülebilecek güzel çevre koyları yanında yayları ile de görülmeli.

gezgindergi-turkiye-zonguldak (1)

Yaz aylarında yayla festivallerinden birini de görebilirsiniz. Yaylalarda yapılacak yürüyüş her an bir sürprize gebedir. Ya bir şelale çıkıverir karşınıza ya da kana kana içilebilecek bir su kaynağı. Bir de Gülüç Irmağı’nın sakin dinlendirici olacaktır. Ereğli’nin her yıl Haziran ayında yapılan festivali adını bölgenin kestane toprağında yetişen hoş kokulu özel çileğinden alıyor: Osmanlı Çileği.

Ereğli’de kiliseden bozma Orta Cami, Heraklea Sarayı kalıntıları, Çelikel Kirmanlı Camisi ile sur kalıntılarını görebilirsiniz. Halil Paşa Konağı da Arkeoloji Müzesi olarak düzenlenmiş. Kafeteryası da bulunan Kültür Merkezinde de etnografik ve arkeolojik eserler sergileniyor.

Ayrıca Karadeniz Ereğlisi’nin bir liman ve sanayi kenti olduğunu belirtmeden geçemeyeceğiz. Ama aramayı, bulmayı sevenlere sakladığı başka güzellikleri de var. Yöreye özgü elpek bezi ve Osmanlı çileği almayı ve tadmayı unutmayın. Halk Eğitim Merkezi ve Kız Meslek Lisesi ve atelyölerde üretilen bez giyimden sehpa örtüsüne kadar çok amaçla kullanılabiliyor.

Devrek, ülkemizde baston yapımcılığıyla ünlü. Her biri sanki birer sanat eseri havası taşıyan bu özel bastonların atölyelerinden birine girip bu mesleğin nasıl icra edildiğini izleyebilirsiniz. Tabi bir tane almadan da olmaz. Uğmaç çorbası, cevizli dolma, malay, yaprak sarma yöresel yemeklerdendir. Ayrıca Zonguldak ormanlarında belki dünyanın en lezzetli kestanesi “kuzu kestanesi” yetişmektedir, tatmadan dönmek olmaz.

Bu yazı 2013 yılının Şubat ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 72. sayısından alınmıştır.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yorum

  1. zonguldak merkezde köprülü cami yok izzet mehmet paş camiide safranboluda .onnu için doğru yazılsa iyi olurdu çünkü zonguldak merkez hakikaten hiç bir şey yok bir tarihic ami var oda 1923 yılı mı ne yani hakikaten birşey yok yazıyı tekrar düzenlerseniz sevinirim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir