Cumartesi , 23 Kasım 2024

Tarihle Birlikte Yaşamak: Side

Yazı ve Fotoğraflar: Niyazi Uğur Genca

Lidyalılardan Perslere, Büyük İskender’den Helen krallıklarına ve Romalılara kadar pek çok uygarlığın gelip geçtiği; Yunan, Roma, Bizans dönemlerinin yapı özelliklerini, bugüne kadar taşıyan Antik Kent Side. Hesychius’un sözlüğünde bahsettiği Narlar Kenti.

Özellikle tarihin içinde yaşamak istiyorsanız Side tam size göre. Tarihi Tiyatrosu, hemen kumsalın yanında uzana tarihi kalıntıları, Apollon Tapınağı, Büyük İhtişamlı Kent Kapısı, Hamamları, Agorası, Eski Evleri ve müzesi ile size tarihi en ince ayrıntılarına kadar yaşatacak bir mekan, antik bir kent.

Bu kadar tarih kokan bir mekan da bulunmak, bir nebze de olsa o havayı solumak bana hep büyük bir keyif verdi, vermeye de devam ediyor.   Her defasında gittiğimde aynı yerleri tekrar tekrar geziyorum acaba kaçırdığım bir şeyler var mı diye.  Her defasında farklı süprizler çıkarmaya devam ediyor bu küçük ama büyük bir tarihi mirasa sahip olan antik kent. Boşuna yılda 3 milyon turist çekmiyor yani J

Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri.  İ.Ö.VII yy`dan önce kurulduğu da söylenmekte. Hatta M.S. 2. yüzyıla kadar kullanılmış özgün bir dile ve yazıya sahipmiş. Antik Çağ coğrafyacılarından Strabon’a göre, Batı Anadolu kentlerinden Kyme’nin kolonilerinden biri.

Side’ye ulaşım için farklı alternatifleriniz mevcut. Arabanızla gelecek iseniz  Antalya veya  Isparta üzerinden Alanya yolunu takip edebilirsiniz.  Antalya’ya 75 Km uzaklıkta olan Side Manavgat’a da 7 km uzaklıkta.  Uçak’la gelecekseniz de Antalya havaalanından Side’ye geçme şansınız var.  Kalacağınız otel ile görüşürseniz de size uygun bir transfer ayarlayabilirler.

Side’ye girişte her ne kadar yeni yerleşim yerleri olsa da tarihi kalıntıları gördüğünüz an itibari ile antik kente girmiş oluyorsunuz.  Eski kent surları ile birlikte sizi Side müzesi, büyük agora, agora hamamı, Büyük Kapı ve hemen bunların arkasında büyük ihtişamı ile Antik Tiyatro karşılıyor.

Hellenistik devirde yapılan Büyük Kapı, aynı zamanda şehrin ana kapısı. Her ne kadar asfaltlama çalışmaları sırasında hasar görse de hala ihtişamı ile ayakta durmakta. Hemen kapının girişinde ayrıca Vespasianus Çeşmesi’de bulunmakta.

Side müzesi  bu ihtişamlı kapının hemen yanında bulunuyor.  Eskiden agora hamamı olarak kullanılıyormuş. Geniş bahçesi ile birlikte müzede Hellenistik, Roma ve Bizans devirlerine tarihlenen çeşitli tarihi eserler sergilenmekte.  Hepsi birbirinde özel hepsi birbirinde güzel tarihi eserler. Sizi bu zamandan alıp eski yaşama götürüyor.

Müzenin hemen karşısında Büyük Agora bulunmakta ama şu an tadilatta olduğu için sadece dışarıdan bakmakla yetiniyorsunuz.

Büyük kapıdan içeri girdiğinizde sizi hemen yol’un solunda özel mimarisi ile Side Antik Tiyatrosu karşılıyor. 20.000 seyirci alabilecek büyüklükte inşa edilen Side Tiyatrosu diğer Roma tiyatroları gibi dağ yamacına değil, kemerli mekanlar üzerine kurulmuştur. Buda Mimarlık tarihi açısından önemini arttırıyor. Bir ara açık kilise olarak da kullanılan bu mekanda bulunmak ayrı bir keyif.

Tiyatrodan çıkıp biraz ilerledikten sonra yol ikiye ayrılıyor. Sol tarafta tiyatronun hemen yanındaki yolu takip ederseniz kumsala doğru yol alıyorsunuz. Tabi kumsala ulaşmak için önce tarihi kalıntılar arasından güzel bir yürüyüş yapmanız lazım. Tiyatronun önünden sol’a dönmeyip dümdüz devam ederseniz de çarşıya doğru ilerliyorsunuz.  Bu ana cadde bugün alışveriş merkezi halini almış durumda. Sağlı sollu dükkanlar arasında ilerleyerek limana geliyorsunuz.

Eğer eski side evlerini görmek isterseniz de çarşı aralarındaki yollarda kaybolmak isteyebilirsiniz. Her ne kadar eskisi kadar ev kalmamış olsada bir kaç tane görme şansınız var. Ayrıca yine çarşı içinde Liman hamam’ın kalıntılarıda bulunmakta. Side içinde bulunan bir kaç hamamdan biri burası.

Limanda Side ve Antalya yemeklerini tadabileceğiniz restoranların yanında çeşitili bar ve cafe’lerde mevcut. Burada çin yemeğinden yöresel yemeklere kadar her türlü yiyeceği bulabilirsiniz. Ama  Liman Restaurant’ta deniz ürünleri yemeden ayrılmayın. Liman Restaurant eski bir işletme ve fiyatlarıda uygun. Hatta gerekirse sizi ötelinizden alıp tekrar otelinize de bırakıyorlar.

Side Limanının diğer bir özelliği de hemen limanın yanında bulunan Apollon Tapınağı. Büyüleyici bir mekan. Büyüleyici bir nokta. Işık, güzellik ve sanat tanrısı olarak kutsanan Apollon adına inşa edilen tapınakta gün batımını seyretmek bir ayrıcalık.

Side çoğunlukla tarihi bir mekan olmasına rağmen gelen ziyaretçilerine farklı alternatiflerde sunmakta. Mesela Side’nin 9 adet mavi bayraklı plajı var. Titreyen göl-1, Titreyen göl-2, Sorgun, Sorgun-2, Side, Side halk plajı bunlardan birkaçı.  Bu temiz ve berrak olan plajlarda dilediğiniz kadar güneşin, denizin ve kumun tadını çıkarabilirsiniz.

Ayrıca Manavgat şelalesine de çok yakın olduğu için güzel bir çay içip keyif yapmak için mutlaka uğrayın.

Günümüzün popüler sporlarından Raftingi de Sidede bulmanız mümkün. Köprülü kanyon Manavgat çayında bu heyecanı yakalama imkanınız var.

Side, tarihi, doğası, kumsalları, güneşi, denizi ve antik kalıntılarıyla tarihi yaşamanız için sizi bekliyor…

Şimdiden iyi tatiller…

Bu yazı 2012 yılının Temmuz ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 65. sayısından alınmıştır.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir