Cuma , 13 Aralık 2024

Türkiye’nin Şelaleleri

Sayısız güzelliğe sahip, hârikulâde bir ülkede yaşıyoruz. Yurdumuzun her yanı eşsiz güzelliklerle dolu. Bu özelliği Türkiye’yi gezginler, doğa tutkunları ve fotoğrafçılar için son derece câzip hâle getiriyor.

Yazı: Oğuzhan Karagül

Deniz, güneş, kum, Peribacaları ve Pamukkale gibi doğal oluşumlar, ormanlar, dağlar, göller, akarsular, adalar, mağaralar, tarihi yapılar ve kalıntılar… Kısacası kim nereye gitmek, Türkiye’de nasıl zaman geçirmek isterse, her imkânı cömertçe sunan bir coğrafya bizim yurdumuz. Bu kadar çok zenginliğe sahip olmamıza rağmen, maalesef turizm açısından tüm değerlerimizi yeterince değerlendirdiğimiz söylenemez. Gereği gibi değerlendiremediğimiz bir doğal güzelliğimiz var ki o da şelalelerimizdir.

Türkiye’deki şelaleler genel olarak tüm coğrafi bölgelere dağılmış olmakla birlikte, turizm açısından en iyi değerlendirilenler Akdeniz Bölgesi’nde, Antalya ili sınırları içinde yer alan Manavgat, Düden ve Kurşunlu şelaleleridir. Bu bölgede bulunan diğer şelaleler, Mersin Tarsus’taki Tarsus şelalesi ve Hatay’daki Harbiye şelalesidir. Şelaleler açısından en zengin bölgemiz Karadeniz’dir. Bu bölgede Sinop’ta Erfelek ve Tatlıca şelaleleri, Düzce Akçakoca’da Aktaş ve Sarıyayla şelaleleri, yine Düzce’de Samandere ve Güzeldere şelaleleri, Karadeniz Ereğli’de Göleviç ve Güneşli şelaleleri, Kurucaşile’de Gökyar çağlayanı, Akçakoca-Karasu yolu arasında Sarıyayla köyü yakınlarında Karagöl şelalesi, Hendek’in kuzeyinden Çaltepe’den doğan Maden deresi ve şelalesi, yine Kurucaşile’de Gölderesi şelalesi, Kastamonu Pınarbaşı’nda Ilıca şelalesi, Gümüşhane Şiran’da Tomara ve Doğankent’te Gelinpınarı şelaleleri, Amasya Taşova’da Baraklı şelalesi, Rize Çamlıhemşin’de Palovit şelalesi, Çayeli’nde Ağaran, Ardeşen’de Mulona, Ayder’de Gelintülü şelaleleri, Artvin Arhavi’de Mençuna ve Yusufeli’de Ciro şelaleleri, Bayburt’ta Sarıkayalar şelalesi yer almaktadır. Doğu Anadolu Bölgesi’nde de Erzurum Tortum şelalesi, Van Gevaş’ta Beyazçaşme, Muradiye’de Muradiye şelaleleri, Malatya Darende’de Günpınar şelalesi, Erzincan’da da Girlevik şelalesi vardır. İç Anadolu Bölgesi’nin en önemli şelalesi, Kayseri Yahyalı’da bulunan Kapuzbaşı (Barazama) şelaleleridir.. Ege ve Marmara Bölgeleri’nde bilinen birer tane şelale bulunmaktadır. Bu şelaleler Denizli’deki Güney şelalesi ve Yalova’daki Sudüşen şelalesidir.

Antalya’da yer alan şelaleler ülkemiz turizmi açısından oldukça önemlidir. Bunlardan biri Antalya merkezine 72 km. uzakta olan Manavgat şelalesidir. Manavgat ilçesi sınırları içinde yer alıp bu ilçenin 3 km kuzeyinde bulunan Manavgat şelalesi, Manavgat ırmağının sularının 3-4 m.lik bir falezden aşağı düşmesiyle meydana gelir. Fiziksel yüksekliği az olmasına rağmen su akışı oldukça bol, debisi yüksektir. Şehir karmaşasından ve gürültüsünden kaçıp kafa dinlemek, doğayla baş başa kalmak için çok ideal bir mekândır. Yaz aylarında da bol miktarda turist çekmektedir. Şelale çevresinde çok güzel piknik alanları ve taze balık yeme imkânı sunan balık lokantaları vardır. Ulaşım oldukça kolay olup Manavgat’tan kalkan minibüslerle sağlanmaktadır.

Düden şelalesi, Antalya sınırları içinde bulunan bir diğer önemli şelalemizdir. Şehir merkezine yaklaşık 10 km. mesafede yer almaktadır. Kaynağını Kepez Hidroelektrik Santrali’nden alan Düden şelalesi, Düdenbaşı denen mevkide yeryüzüne çıkar. Daha sonra Düden çayı boyunca Aşağı Düden ve Yukarı Düden olmak üzere iki kola ayrılan şelale, Akdeniz’e dökülür. Yukarı Düden şelalesinin bulunduğu bölge, 1970-1972 yıllarında Devlet Su İşleri tarafından mesire ve piknik alanı olarak düzenlenmiştir. Düden şelalesine Antalya merkezinden Varsak otobüs ve minibüsleriyle ulaşmak mümkündür. Yukarı Düden şelalesi, piknik alanları, kafeler ve yürüyüş alanları açısından Aşağı Düden’e göre turistlere daha çok imkân sunmaktadır. Yukarı Düden çevresinde yapılacak yürüyüşlerde girilecek mağaralar da bulunmakta, bu da yürüyüşü daha keyifli bir hâle getirmektedir.

Antalya’da bulunan başka bir önemli şelalemiz de Kurşunlu şelalesidir. Antalya-Isparta karayolunun 24. km.’sinden sola dönüldükten sonra 7 km. devam edilerek ulaşılır. Kurşunlu şelalesi 18 m. yükseklikten dökülmekte, küçük şelaleciklerle 7 tane küçük gölet birbirine bağlanmaktadır. 1986 yılında düzenlenerek park ve piknik alanı olarak ziyarete açılmıştır. Şelale ve piknik alanı 33 hektarlık bir bölgeyi kaplamaktadır. Piknik alanı içinde, seyir terasları, yürüyüş yolları, çocuk parkları, restoranlar ve otopark bulunmaktadır. Ulaşım belediye otobüsleri ve minibüslerle sağlanmaktadır.

Karadeniz, ülkemizde şelaleler bakımından en zengin bölgemizdir. En önemli şelalelerinden biri Sinop ilinde yer alan Erfelek şelaleleridir. Erfelek şelaleleri, Şelaleler Vadisi adıyla da anılır. Adından da anlaşılacağı üzere bu bölgede çok sayıda şelale bulunmaktadır. Bu şelalelerin ilki yaklaşık 15 m. yükseklikten Karasu nehrine dökülmekte ve çevresindeki bitki örtüsünün meydana getirdiği muhteşem güzellikle dikkati çekmektedir. Akarsudan yukarı doğru devam edilirse ikinci bir şelaleyle karşılaşılır. Bundan sonra ilerlemek çok zorlaşsa da gidildiği takdirde gezginleri tam anlamıyla bir şelale şöleni beklemektedir.

Erfelek şelalelerine yalnızca 15 km. uzakta ve bu şelalelerin güneybatısında yer alan Tatlıca şelalelerine ulaşmak için Karasu nehrine paralel bir yol izlemek gereklidir. Oldukça güzel, keyifli bir yolculuk sonunda Tatlıca şelalelerinin ilki karşımıza çıkar. Sonraki 2 km. lik daralmış bölgede yaklaşık 30 civarında şelale yer alır. Bu şelaleleri gezmek için en uygun zaman dilimi Mayıs-Aralık ayları arasıdır. Ayrıca bu aylarda şelalelerin Karasu nehrine döküldüğü yerde kamp kurma olanağı da var. Hem Erfelek hem de Tatlıca şelalelerinde yer alan bütün şelaleleri görmek isteyen doğa tutkunlarının yer yer zorlu yürüyüşleri göze almaları gerektiğini belirtmekte yarar var.

Karadeniz Bölgesi’nde yer alan diğer önemli şelaleler, Ereğli sınırları içinde bulunan Göleviç ve Güneşli şelaleleridir. Ereğli’nin Süleymanbeyler köyü sınırları içinde kalan bu şelalenin ve aynı adı taşıyan mahallenin üst kısımlarında yer alan mağaralarda antik dönemden kalma duvar çizimleri oldukça ilgi çekicidir. Ereğli’deki diğer bir şelale olan Güneşli şelalesi, Güneşli beldesi civarındaki Aşağı Kayalıdere ve Yukarı Kayalıdere mevkiinde ve Gülüç ırmağının doğal parkuru içinde bulunuyor.

Kurucaşile ilçesi Kanatlı köyüne yaklaşık 3 km. uzaklıkta, yemyeşil bir doğa içinde yükselen bir vadide yer alan Gölderesi şelalesi, Armutçuoğlu Dağları’nın yakınında çay olarak doğmaktadır. Vadiye ulaştığında kademeli olarak 15 m. yükseklikten dökülmekte, bir şelale ve dik yatağında birkaç havuz oluşturarak turistler ve doğa severler için seyrine doyum olmayacak bir manzara meydana getirnektedir. Yine Kurucaşile Kanatlı köyü yakınlarında bulunan, ortalama 70 m. yükseklikten direkt olarak denize dökülen Gökyar çağlayanına ulaşım ancak denizden sağlanmakta ve denizden keyifle seyredilmektedir.

Akçakoca-Karasu yolu arasında, Sarıyayla (Aktaş) köyü yakınlarında Karagöl şelalesi yer alır. Dağın tepesinde kurulu köyden şelaleye doğru inerken fındık bahçelerinin arasından geçiliyor. İki dağ arasından ve dereden karşıya geçerek devam eden yol, Karagöl şelalesinde son buluyor. Akçakoca’ya bağlı Sarıyayla köyündeki diğer şelaleler Aktaş ve Sarıyayla şelaleleridir. Şelalelerin çevresi yürüyüş ve piknik yapmak için doğa tutkunlarına her türlü imkânı sunuyor.

Gümüşhane’nin Şiran ilçesine bağlı Seydibaba köyüne 1 km. uzaklıkta bulunan ve Şiran ilçesinin 14 km. güneybatısındaki yoldan ulaşılan Tomara şelalesi, bir kaynaktan çıkan suyun 8 m. yükseklikten dereye akmasıyla oluşuyor. Suyu oldukça soğuk olan şelalenin çevresi gürgen, meşe, fındık gibi zengin bir bitki örtüsüyle kaplı. Şelalenin ve çevresinin oluşturduğu manzara görülmeye değer.

Karadeniz Bölgesi’nde şelaleler bakımından zengin bir ilimiz de Rize’dir. Çamlıhemşin’de yer alan Palovit şelalesi, Türkiye’nin en güzel vadilerinden biri olan Fırtına Vadisi’nden ayrılan Palovit vadisinde yaklaşık 15 m. yükseklikte bir şelale. Çamlıhemşin’den Çat yönüne giderken Zil Kale’yi geçtikten sonra yol ayrımından girilerek rahatlıkla yürüyerek ulaşılabilir. Çayeli ilçesine 12 km. uzaklıktaki Ağaran şelalesi, Sırtköy sınırları içinde yer alıyor. Şelaleye ilçe merkezinden, Şairler deresi yoluyla ulaşılıyor. Çok uzaklardan bile görülebilen şelale, yüksek ve sarp bir kayadan etrafa bembeyaz köpükler saçarak döküldüğü için bu adı almış. Ağaran şelalesinin en güzel fotoğrafları, karşısındaki küçük tepecikten çekilebilir. Rize’deki diğer bir şelale, Rize merkezine 85 km. uzaklıkta yer alan Ayder yaylasındaki Gelintülü şelalesidir. Kaçkar’ın zirvesinden beslenen Kavran (Kavrun) deresine müthiş bir ivmeyle düşer. Şelalenin beslendiği ana kaynak, yükseklerde eriyen kar kümeleridir. Doğu Karadeniz doğasının sisli yapısı nedeniyle şelalenin ancak dereye dökülen son bölümü görülebiliyor. Tümünü seyretmek isteyenler için en uygun nokta Ayder’in üstündeki Huser Yaylası.

Artvin Arhavi’de yer alan Mençuna şelalesi, Artvin’in en önemli üç şelalesinden biri olduğu gibi Doğu Karadeniz şelalelerinin de en büyüklerindendir. Bu şelaleye gitmek için öncelikle Ortacalar köyüne ulaşmak gerekiyor. Ortacalar’dan ileri devam eden toprak yol, Küçükköy’den sonraki 3. km.’de tahta bir köprüye ulaşıyor. Bundan sonra 2 km. daha patika yoldan yürünerek Mençuna şelalesine varılıyor. Şelale, Arılı köyündeki Kamilet Vadisi’nde bulunuyor.

Artvin’in Yusufeli ilçesi sınırları içinde bulunan Ciro şelalesi, Türkiye’nin en yüksek rakımlı şelalelerinden biri olma özelliğini taşımaktadır. Yusufeli’ne mesafesi yaklaşık 41 km. Ulaşımı oldukça zahmetli bir şelale. Ulaşmak için önce Yusufeli-Sarıgöl-Barhal yönündeki asfalt yolun Balhıbar köyü kavşağından sağdaki stabilize yol takip edilerek Özgüven köyüne geliniyor. Yaklaşık 2. km. daha gidilince İntkor Yaylası’na ulaşılıyor ve yol burada bitiyor. Bu noktadan rahatlıkla görülen şelale, 166 m. yükseklikten dökülüyor. Şelaleye ulaşabilmek için, İntkor Yaylası’ndan oldukça sert bir eğimle yükselen patikada 25 dakikalık bir yürüyüş yapmak gerekiyor. Ciro şelalesini görmek için en uygun mevsim Temmuz-Ağustos aylarıdır.

Kastamonu ili, Pınarbaşı ilçesi, Ilıca köyü sınırları içinde yer alan Ilıca şelalesi, Karadeniz Bölgesi’nin en ünlü şelalelerinden biridir. Çok yüksek bir şelale olmamasına rağmen, özellikle meydana getirdiği muhteşem görünümlü göletiyle haklı bir ün kazanmış. Horma Kanyonu’nun dik ve yüksek bir noktasından doğup, 10 m. yükseklikten doğal havuz görünümlü bir gölete dökülen bir şelale Ilıca. Çevresi zengin bir bitki örtüsüyle kaplı. Pınarbaşı ilçesine 11 km. mesafedeki Ilıca köyünden 10 dakikalık bir yürüyüşle şelaleye rahatlıkla ulaşılıyor. Fotoğraf çekmek isteyenler için en uygun nokta, Horma Kanyonu’nu yukarıdan gören patikalar. Bu patikalarda yürüyüş yapılıp çok güzel fotoğraflar çekilebilir.

Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki en önemli şelale Tortum şelalesidir. Tortum, Türkiye’de bilinen en eski şelalelerden olduğu gibi, Avrupa’nın da ünlü şelalelerinden biridir. Tortum şelalesi, 1960 yılında yapılan hidroelektrik santralinin kuzeyinde yer alıyor. Önündeki heyelân kütlesini aşarak köpüren sular, büyük bir gürültüyle Tev Vadisi’ne dökülerek şelaleyi oluşturuyor. Tortum şelalesi, Uzundere ilçesine 20 km. uzaklıkta yer alıyor. İsteyenler, şelale bölgesindeki korkuluklu merdivenleri kullanarak, tabandaki Cadı Kazanı’na kadar inebiliyorlar. Çevredeki vadilerde rafting yapma imkânı da var.

Van Muradiye’de bulunan Muradiye şelalesi, Doğu Anadolu’nun bir başka şelalesidir. Hoşap Kalesi geçildikten sonra ulaşılan şelale, Bendimahi çayı üzerinde yer alıyor. Muradiye ilçesine mesafesi 10 km. olan Muradiye şelalesi, derin bir vadinin içinde yaklaşık 20 m. yükseklikten dökülüyor. Kış aylarında buz tutan şelale, fotoğrafçılar için kaçırılmaması gereken bir güzellik sunmakta. Muradiye şelalesi, adını Bağdat seferi sırasında bu bölgede konaklayan IV. Murat’tan almış.

Erzincan il merkezine 26 km. uzaklıktaki Çağlayan beldesinde yer alan Girlevik, Doğu Anadolu Bölgesi’nin kayda değer diğer bir şelalesidir. Çevresindeki yemyeşil dokuyla çok etkileyici bir görünüme sahip olan Girlevik şelalesine ulaşım, Munzur Dağları’nın eteklerindeki Çağlayan beldesinden 3 km.’lik bir yolla sağlanıyor. Şelalenin suyu, Kalecik köyüne yaklaşık 1 km. mesafede bulunan kayalık bir bölgedeki dokuz farklı noktadan kaynıyor ve yaklaşık 40 m. yüksekten üç kademeli olarak doğal bir havuza düşüyor. Şelalenin çevresinde güzel alabalık lokantaları ve dinlenme tesisleri de bulunmakta. Zengin bitki örtüsü ve temiz kalmış coğrafyasıyla Girlevik şelalesi, dört mevsim boyunca doğa severler ve gezginler için harika bir mekân olma özelliği taşıyor.

Malatya’nın Darende ilçesinin 10 km. batısındaki Günpınar köyü sınırları içinde bulunan Günpınar şelalesi, Tohma kanyonu ile birlikte Darende’nin en önemli turistik değeri. Oldukça dar ve yüksek kaya duvarların arasından çıkan şelale, ardında bıraktığı 8 km.lik bir kanyondan geçerek ıslak bir koridor hâlinde uzanıyor. Bu koridordan çıktıktan sonra müthiş bir ivmeyle üç kademeli olarak dökülüyor. Dökülen sular masmavi, harika bir göl meydana getiriyor. Yaz sıcağında yüzmek ve serinlemek isteyenler için bu göl oldukça ideal. Günpınar şelalesini ve Tohma kanyonunu turizme kazandırmak için kısa bir süre önce gerekli düzenlemeler yapılmış. Çevrenin doğasını bozmayacak şekilde kır restoranları ve konaklama tesisleri inşâ edilerek bu güzel şelale ve kanyon ülkemiz turizmine katkı sağlayacak hâle getirilmiş.

Kayseri’nin Yahyalı ilçesinde, Aladağlar Milli Parkı sınırları içinde bulunan Kapuzbaşı (Barazama) şelaleleri, 70 m. yüksekliği ile Türkiye’nin en yüksek şelalelerindendir. Dağların yüksek kesimlerindeki kar ve buzulların erimesiyle oluşan Aksu ve Aladağ çayları üzerinde yer almaktadır. Denizden yüksekliği yaklaşık 2000 m. olan Hacer Ormanları bölgesindeki tek parça bir kayadan çok büyük bir basınçla fışkıran şelaleler, yeryüzüne yedi ayrı noktadan çıkıyor. Bu yedi şelaleden en küçüğü 30, en büyüğü ise 70 m.’den dökülüyor. Şelalelerin döküldüğü yerde iki farklı çay bir araya geliyor ve daha ilerde Zamantı ırmağıyla buluşarak Seyhan nehrine dökülüyor. Kapuzbaşı şelalelerinin çevresinde bungalovlar, piknik alanları ve yürüyüş yapmaya uygun patikalar yer almakta. Ayrıca Zamantı ırmağında rafting de yapılabiliyor. Yahyalı-Kapuzbaşı arasındaki ormanlık ve virajlı toprak yoldan gidilerek şelalelere ulaşılıyor.

Her biri adeta birer cennet köşesi olan şelalelerimiz daha iyi tanıtılır, çevrelerine daha fazla yatırım yapılır, ülkemiz turizmine daha çok katkı sağlar hâle getirilirse hem turistik anlamda Türkiye kazanacak, hem de yurdumuzdaki şelaleler farklı seçenekler arayan turistler ve doğa gezginleri için iyi bir alternatif olacaktır.

Bu yazı 2012 yılının Mart ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 61. sayısından alınmıştır.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir