Pazartesi , 7 Ekim 2024

Nereye Gidilir / Ağustos

Yazı ve Fotoğraflar: Hakan Özhan

Anzer

Anzere “binbir çiçek yaylası” dense yeridir. Türkiye’de metrekare başına düşen en fazla değişik türde çiçeğin olduğu yer zira. Arısı, balı, buzul gölleri, başı bulutlu dağlarıyla da  meşhurdur. En çok da kilosu zaman zaman beş yüz lirayı bulan balıyla. Yaylada geleneksel yöntemlerle yapılan arıcılığı yerinde görebilir, peteğinden anzer balını tadabilirsiniz ama doğu Karadeniz’in bu enfes yaylası ziyaretçileri için çok daha fazlasını vaat ediyor. Sabah pırıl pırıl bir gökyüzü ve içinizi ısıtan bir güneşle uyanıp, öğlene doğru yağmur altında ıslanmak, yapışkan bir sisin içinde kalmak, bir günde üç mevsimi yaşamak, bir gözüküp bir kaybolan dorukların, renk renk, desen desen çiçeklerin tuvalini seyre dalmak, kokularıyla sarhoş olmak, çağıldayan suların, patlayan gök gürültüsünün, uğuldayan rüzgarın melodisiyle mest olmak, zamanın durduğu hissini veren sessizlik anlarında gözlerinizi kapayıp kendinizi dinlemek, yenilenmek… Bütün bunları kısacık bir güne sığdırabilmek.  Anzer işte böyle bir yer. Üstelik ulaşımı kolay olmakla birlikte popüler yayla rotaları üzerinde olmadığından özellikle yaz aylarında rahatsız edici düzeye ulaşabilen kalabalıklardan çok uzak.

gezgindergi_nereye_gidilir_agustos_anzer - Kopya

Deliçay

Balıklı ilk göz ağrım. Tam olarak ne zamandı bilemiyorum. Bursa’ da geçen ilköğrenim hayatımın hemen her günü, Uludağ’ı seyreder, hayal dünyamda kuytu ormanlarda keşfe çıkardım. Lise yıllarında bu koyu gölgeli vadileri gerçekten keşfetme cesareti buldum kendimde. Bazan okulu kırarak, bazan hafta sonları, kimi zaman yalnız, kimi zaman bir arkadaşla defalarca ‘kırmızı benekli alabalık’ avına çıktım bu derelerde. Bu vadilerden ikisi çok cömert davranmış, hayal dünyamda tahmin edemediğim şelaleler, patikalar, uçurumlar, renkler sunmuştu bana. Balıklı ve Deliçay… Şimdi çok uzağında olsam da bazan o günleri özlüyor, hayalimde buz gibi sularında serinliyor, granit kayalarına yaslanıp dinleniyor, kırmızı benekli balıklarının avuçlarımda can verişiyle hüzünleniyorum. Her görkemli ormanda muhakkak yaz kış akan suyuyla bir-iki vadi  bulunabilir. Deliçay’ın, Balıklı’nın Anadolu’da onlarca benzeri bulunabilir. Ama dedim ya onlar benim ilk gezginlik denemelerimde keşfettiğim mücevherlerim. Unutmam kabil değil. Siz de ilk fırsatta en yakınınızdaki vadiden keşfe başlayabilirsiniz. Bursa’da oturanlar ise en kısa zamanda muhakkak iki komşu vadinin; Deliçay ve Balıklının sürprizlerini yaşamalı.

gezgindergi_nereye_gidilir_agustos_delicay - Kopyagezgindergi_nereye_gidilir_agustos_delicay_2 - Kopyagezgindergi_nereye_gidilir_agustos - Kopyagezgindergi_nereye_gidilir_agustos_delicay_3 - Kopya

Kapıdağı Yarımadası

Kapıdağı yarımadasını turlayan İstanbulluların aklına ilk gelecek şey, bugüne kadar nasıl olupta burunlarının dibindeki bu enfes güzellikleri gezmemiş olmalarından kaynaklanan hayıflanma olacaktır. Kapıdağının güney ve Ege sahillerinden hiçbir eksikliğinin olmadığı gibi, ıssız koyları, gerçekten fevkalade kumsalları ve denizden itibaren başlayan orman dokusuyla fazlalığı olduğu bile söylenebilir. Marmara Denizinden kaynaklanan genel bir kirlilikten söz edilebilir ancak Marmara’nın en temiz sahilleri de her halde buradadır. Biraz insan içine çıkmak ve kendini şımartmak isteyenler için de yanı başında Erdek’in bulunması ayrı bir avantaj. Tersinden okursak Erdek’te konaklayarak yarımadanın tamamını bir günde gezip görmek mümkün. Tenha koyları, ülkemizde yaygınlaşmamış olsa da, kamp yapmak için ideal. Fotoğrafçılar içinse köy hayatı, balıkçıları, doğal güzellikleri, gün doğumu ve batımı manzaraları ile muhteşem manzaralar sunuyor.

gezgindergi_nereye_gidilir_agustos_kapidagi_yarimadasi (2)

gezgindergi_nereye_gidilir_agustos_kapidagi_yarimadasi (3)

Nereye Gidilir / Ağustos  – Bu yazı 2007 yılının Ağustos ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 7. sayısından alınmıştır.

Yazar : GEZGİN YAZAR

Türkiye'nin Gezi, Seyahat ve Fotoğraf Dergisi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir