Cumartesi , 20 Nisan 2024

Ege’nin sihri: Didim

Ege Kıyılarının muhteşem manzarası, mavi ve yeşilin doyumsuz beraberliği: Didim                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                            

Yazı ve Fotoğraflar: Serkan Doğan

“Karşındaki engel yolun kendisidir” – Zen deyişi

Engeller aşılmak içindir elbette. Zamanı gelince, Didim yolu gözüktü. Sihir bizi bekliyordu.

Aynı zamanda yörenin eski ismi de olan Miletos’a kadar uzanan 20 km’lik Kutsal Yol’un başlangıç noktası olan bu efsunlu belde, 1999 yılına kadar, şimdi kentin merkezini oluşturan Yenihisar olarak adlandırıldı. Altınkum ile Akbük körfezlerinin tam ortasında yer alan Didim’de tarihin ilk izlerine İ.Ö. 8000’de Neolitik devrede rastlanıyor. 60 kilometrelik sahil şeridi ve 13 kilometreyi bulan plaj alanı ile Ege Bölgesi turizminin yıldızlarından biri.

Apollon Tapınağı

İlçenin giriş kısmında Batı Anadolu kıyılarının en etkileyici bağımsız anıtı olarak niteleyebileceğimiz Didyma Apollon Tapınağı bulunuyor. Tarihçiler ve yer bilimciler Apollon Tapınağı’ndaki en büyük yıkıma 1493 yılında tüm Ege coğrafyasını etkileyen büyük bir depremin sebep olduğu tezinde birleşiyorlar. Tapınağın anıtsal boyutları ve benzersiz planı kadar, çok iyi bir durumda korunarak günümüze gelmesi de hayranlık uyandırıyor. Didim Apollon Tapınağı, Efes’teki Artemis Tapınağı ve Sisam Adasındaki Heraion Tapınağı’ndan sonra, antik dünyanın üçüncü büyük tapınağı. Eşsiz planı ve anıtsal boyuttaki sütunlarıyla günümüze kadar başarıyla korunan tapınağın girişinde Medusa’nın meşhur başı göze çarpıyor. Acaba Medusa’nın suratı nasıl çatlamış, bunu hiç bilemiyoruz… Her sütun, kaide ve başlıkları dâhil 19,60 metre yüksekliğindeymiş.

Kehanetçilerin misafirlerini kabul ettikleri ana salonun girişinde iki yarım sütun ve salonun içinde de iki sütun bulunmaktaymış. Sütunları diğerlerinin aksine yapraklı, kelebekli, kral tacı gibi ‘korint’ başlıklı olan tapınağın çevresinde, geniş bir defne ağacı korusu varmış.  Yedi basamaklı 3,5 metre yüksekliğinde bir kaide üzerine inşa edilmiş ve orta tarafta 14 basamaklı giriş merdivenleri bulunmaktaymış. Aslında bu büyüklükte bir yapının kolay kolay tamamlanamayacağı açıktır. Bu nedenle inşaat M.Ö. III. ve II. yüzyıllarda devam etmiş, hatta bir kısmı Roma döneminde yapılmış. Bütün bunlara rağmen tapınak, ilk orijinal planlarına göre tam olarak bir türlü bitirilememiş. Önceden araçlar tapınağın yanına kadar gidebilirken, yaşanan trafik karmaşasından sonra bu uygulama kaldırılmış ve artık tapınağa 200 metre kala sizi bekçi karşılıyor ve aracınızı girişte park etmeniz gerekiyor. Bu küçük ayrıntının ardından, devasa sütunları izleyerek yolumuza devam ediyoruz.

Tapınağa yaklaştıkça sütunların heybeti insan şaşırtıyor ve etkiliyor. Didim Apollon Tapınağındaki Kehanet Avlusunda kâhinler, türlü hünerlerini sergilermiş. Antik Apollon tapınağının kehanet avlusunun büyüklüğü yarım futbol sahası ve çevresi 10 metreye yakın yüksek duvarlar ile örülü. Efsaneye göre, Tanrı Apollon bir gün Didyma yöresinde çobanlık yapan Brankhos’a rastlar. Onun saf ruhundan ve nazik yaklaşımından çok hoşlanan Apollon, ona biliciliğin (kehanetin) sırlarını öğretir. Öğrendiği tanrısal sırları insanlara aktarma amacındaki çoban Brankhos, bugünkü Apollon Tapınağı’nın bulunduğu yerdeki defne ormanı ve su kaynağının hemen yakınına tanrısı Apollon adına ilk tapınağı kurar. Antik Milet’in kutsal kapısından başlayan ‘Kutsal Yol’, mümkün mertebe deniz kenarını takip ederek Didim’in (günümüzde Mavişehir olarak bilinen) Panormos limanına ulaşmaktaydı. Buradan sonra ise güneye doğru kıvrılarak Apollon Tapınağı’nın adak ve sunu terasının önünde son buluyordu. Milet ile Apollon Tapınağı arasındaki ‘Kutsal Yol’un genişliği 5 ila 7,5 metre arasında değişiyordu. ‘Kutsal Yol’un Apollon Tapınağı’na ulaşmadan önceki, yani Milet çıkışındaki ilk 5-6 kilometrelik bölümü; Apollo rahip ve rahibelerine ait oturan insan heykelleriyle, yatan aslan ve (Mısır piramitlerinin yakınındakine benzeyen) sfenks figürleriyle süslenmiş, ihtişamlı bir güzergah olarak inşa edilmiştir. Apollon tapınağı dışında, 20 km kadar yakında Miletos antik kenti, Faustina Hamamı ve Serapis Tapınağını da ziyaret edebilirsiniz.

Festivaller

Didim’de çeşitli tarihlerde değişik şenlik ve bayramlar düzenleniyor. Haziran ayındaki Zeytin Festivali bunlardan biri. Gittiğim sırada, Didim Belediyesi, Didim Kent Konseyi ve Didim Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin işbirliğiyle bu yıl dördüncüsü düzenlenen Çiçek Şenliğine denk gelmiştim. Birbirinden maharetli çiçek yetiştiricilerinin hünerlerini sergilediği şenlik, idari erkânın açılış konuşmaları, ufak bir kokteyl ve halk oyunu gösterileri ile açıldı. Hisar Mahallesi Apollon Tapınağı önünde gerçekleşen şenlik kapsamında İlçe Protokolüne açılış öncesinde karanfillerden yapılmış çiçek madalyonu takıldı ve açılış kurdelesi kesildi. Hisar Mahallesinde Apollon Tapınağı önünde 3 gün süren şenlik kapsamında mahalle rengârenk çiçeklerle doldu taştı.

Yabancıya yönelik turizm

Yıl içinde hava ısındıkça ilçedeki turizm hareketlenir ve bölge esnafı genelde Avrupa kökenli (özellikle İngiliz) turistleri memnun etmek adına gereken düzenlemeleri yerine getirir. Dönemsel turizm tacirlerinin ve geçici çalışanların çoğunluğu Anadolu’nun doğusundan geliyor. Bu şekilde, yabancı turistlerin zihninde nispeten esmer, delişmen ve dirayetli bir “Türk tipi” fikri şekillenmiş zaman içerisinde. Sezonluk gelen turistlerin yanı sıra, burada yaklaşık 4000’i bulan yerleşik İngiliz vatandaşının yaşadığı söyleniyor.

 

Bunlar arasında, Didim’de bar, kafe, otel sahibi olarak işletmeciliğe soyunanların sayısı da az değil. Altın sarısı kumsalları ve daha bozulmamış yeşil alanları ve antik eserlerinin yanında, çevre koyları ve adacıkları gezerek dalış yapabileceğiniz çeşitli tekne turları da bu ziyadesiyle nezih tatil beldesinin tadına varmanıza yardımcı olabilir. Ayrıca, İzmir’e 150 km. yakınlığıyla ve temiz denizi ve bol oksijeninin etkisiyle İzmir halkının yazlık tercihlerinde de ön sıralarda bulunuyor. Turizmin dışında, son yıllarda kırsal alanlara çekilen sevimli Ege insanı buğday ve pamuk ekerek tarımla ve bir miktar hayvancılıkla iştigal ederek ekmeğini kazanıyor. Böylelikle, denizi, temiz havası ve ihtişamlı tarihi ile Didim, her gezginin mutlaka uğraması gereken duraklardan biri olarak kayıtlarımızdaki yerini alıyor.

Bu yazı 2013 yılının Temmuz ayında yayınlanan Gezgin Dergisi’nin 77. sayısından alınmıştır.

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir