Cuma , 26 Nisan 2024

Gezgin Dergisi 100’ler Kulübünde…

Türkiye’nin en renkli, heyecanlı ve zengin içerikli gezi kültürü dergisi Gezgin, Haziran ayında 100. sayısını çıkardı ve dalya dedi. Türkiye’yi ve Dünya’yı kendi haline bırakmayan dergi ekibi, bu özel sayıda okurları için yine birbirinden ilginç dosyalar hazırladı.

Yayın hayatına gezginler için bir gezi evreni kurma hayaliyle başlayan ve her sayıda bu kurguya yeni senaryolar ekleyen Gezgin Dergisi, 100. sayıya ulaşmanın coşkusunu yaşıyor ve yaşatıyor. Gezgin, başta ülkemiz olmak üzere dünyanın farklı coğrafyalarına bizzat gerçekleştirdiği seyahatler ve edindiği izlenimler sayesinde geleceğe işaretler bırakan bir anlayışa sahip. Okurları için bir ‘gezi evreni’ kuran Gezgin, fotoğrafın anlatım dilini üst dil olarak benimsediği için bir albüm niteliği de taşıyor.

11406438_1009096915797012_8630356569700910936_n

‘Bazı cümleleri bitiremezsiniz. Bazen de bitmesinden korktuğunuz bir konuşmanın başlangıcını yapmak istemezsiniz. Ya da artık geride bıraktıklarınızı geçmiş yüzyılların bir hatırası gibi anlatmanın vakti gelmiştir.’

Derinin Genel Yayın Yönetmeni Halit Ömer Camcı 100. sayıya dair hislerini bu cümlelerle ifade ederken derginin başlangıçtan bugüne olan seyrini ise şöyle anlatıyor: ‘100 aydır yürüyoruz. Yüz küçük adım attık. Yaşadıklarımız bir düş anlamı taşıdı hep. Yaşadıktan hemen sonra hayatta olduğumuzun bir delilini de geride bırakmak istiyorduk. Kâğıttan gemiler 100 ay önce okyanusa açılmıştı. Yollarda kaldık, çöllerde lastiğimiz patladı. Uçağımızı kaçırdık. En acı ya da en mutlu günlerimizde en sevdiklerimizin yanında olamadık. Yorgunluklarımızı tarif eden kelimeler sözlüklerden çıkarıldı. Rüyalarımız hayatımızı, hayatlarımız rüyalarımızı şekillendirdi. O çok uzak geleceğin, gelip nasıl da geçtiğini fark etmemiz, insanlığımızın da kimliğini belirledi. Ucuz cümlelerden hep korktuk. Attığımız imzayı önemsedik. Alınyazımıza sadakatimiz hakkında kimse bir şey söyleyemezdi. İstediklerimiz, düşlediklerimiz, hayallerimiz, planlarımız. Onlar küçük bir defterde yazılan çocukça karalamalar gibi kaldı. Bize sunulan hayat, bizim umduğumuzdan çok daha geniş bir evren oldu.’

‘Seyahatin önündeki en büyük engel, kapının eşiğidir!’

Dergi ilk sayıda, usta fotoğrafçı Mehmet Demirci’nin Hindistan’da çektiği portreyi kapağına taşıyarak çıkmıştı. Tasarımı, görselliği ve dil işçiliğindeki kalitesiyle seyahat dergiciliğine yeni bir ufuk açan Gezgin’in, dergi olarak başlattığı hareket, ilerleyen dönemlerde önce fotoğraf atölyesine, zaman sonra da bir ekole dönüştü. Bu süre zarfında farklı kurum ve atölye adları altında binlerce kişiye hem fotoğrafın hem de seyahatin yollarını açmaya gayret eden Gezgin ekibi, düstur olarak benimsediği ve Boşnaklara ait olan, ‘Seyahatin önündeki en büyük engel kapının eşiğidir’, cümlesine nazire yaparcasına her sayıda farklı ülke ve mekânların eşiğine vardı, varmanın ötesine geçti, şahit oldu ve bunların hepsini bir bir okurlarına aktardı.

100’den Tüyolar

‘Gezgin’in Gör Dediği’ adlı başlıkta, Gezgin fotoğrafçılarının çektiği karelerdeki yaşamsal detaylar üzerinde duruyor. Serpil Gül’ün hazırladığı ‘Gezgin Ruhlar’ dosyası için, derginin manifestosu nitelemesini kullanmak pek de abartı olmaz. Augustine, ‘Dünya bir kitaptır, seyahat etmeyen sadece bir sayfasını okur.’ dese de Gezgin’in sayfalarında kurulan gezi evreni sayesinde Dünya’yı sayfalarca okuyabiliyorsunuz. Hayrettin Oğuz’un ‘Suretten Sirete Tarkovsky’ yazısını, salt bir sinema yazısı olarak değil, varoluş sancısı çeken bir insanın bu sancıyı anlamlandırma çabasının kayda geçilmesi olarak da değerlendirebiliriz. Bahman Zohouri, Zanzibar tatilini anlattığı yazısında, egzotizmin büyüsünü buram buram hissettiriyor okura. Niyazi Uğur Genca, tafsilatlı bir Viyana dosyası hazırlamış. Gidecek olanların başka bir kaynak aramasına gerek yok. Afrika’ya yapılan seyahatlerin sonunda bir yazı yazılacaksa bu genelde hüzünlü ve sorgulayıcı bir yazı olur. Mehdi Öztürk de bunu yapmış. Habeş diyarını nasıl bilirsiniz? Cevabı Kirli Beyaz’da. TV dizilerinde yıllarca boy gösteren Özgür Özgülgün şimdilerde bazı kanallara gezi programı yapıyor. Yani o da bir Gezgin ve bu özel sayıda Gezgin için Bosna’yı kaleme aldı. Bursa Karacabey Harası, Tekkeler Diyarı Sütlüce ve Kars Gravyerinin Yüzyıllık Geçmişi de bu özel sayının okunması gereken dosyalarından.

Hayal edebildiğin her şey gerçektir!

Picasso’nun söylemi, Gezgin’in 100. sayısı, geleceğe dair umutlar, planlar ve projeler…

‘100 aydır yollardayız. Görmek, göstermek, anlatmak istedik. Belki de hiçbir yere ulaşmak değildi derdimiz. Çoğu zaman gitmenin büyüsüne kapıldık…’ Gitmenin büyüsü! Galiba anahtar kelime bu ve Halit Ömer Camcı bu büyüyü yukarıdaki cümlelerle çok iyi yansıtıyor. Gezginlere düşense hep takipte kalmak; gezerek, okuyarak ve düşleyerek…

Yazar : HALİT ÖMER CAMCI

Gezgin, ışık avcısı, oğlunun babası...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir