Her yüz’ün bir tarihi var!
Yazı : Halit Ömer Camcı
Kaderimizi yüzümüzde saklıyoruz. Karakterimizi yüzümüzde saklıyoruz. Geçmişimizi yüzümüzün kıvrımları arasında bulmak mümkün, geleceğimizi de. Hayatın dönemeçleri, gel-gitleri, mutlulukları, özlemleri kişiliğimizi şekillendirirken yüzümüze de bir iz bırakmayı ihmal etmiyor. Yüzümüz hayatımızın haritası gibi. Nereye hangi kıvrımdan ulaşacağımızı yüzümüzden okuyabiliriz. Yeryüzü’nün yüz’üne baktığımızda doğal afetlerin, depremlerin, tsunamilerin izlerini nasıl görüyorsak, kendi yüzümüzde de buna mukabil gelen her şeyi görebiliriz. Yaşarken aradığımız kendi yüzümüzden izler taşıyan yeni yüzler bulmak çoğu zaman. İçimizde taşıdığımız herşey yüzümüze de aksediyor. Öfkelerimiz, hayallerimiz, düşünüp de söyleyemediklerimiz, söylemediklerimiz, iyi niyetlerimiz, kötü kanaatlerimiz, dünümüz, yarınımız, handikaplarımız, açmazlarımız, yalanlarımız-doğrularımızı. İçimizdekileri saklayabiliriz, ama yüzümüzü.. yüzümüzün güzelliği için içimizin de güzel olması gerekiyor. Aman yüzümüz kirlenmesin.
Gezgin yüz’ün insan karakterinin bir yansıması olduğunu yüz’ün kişisel tarihimizin bir kayıtçısı bulunduğunu gerçekten ilgiyle okunacak bir dosya olarak hazırladı. Yüzün Tarihi dosyasını bu alanda Türkiye’de söz sahibi bir kaç isimden biri olan arkadaşımız Sait Aykut yazdı. Usta fotoğrafçılarımızın çektiği portreler hakkında yazılanlarla yüzün tarihi dosyası daha da bir anlam kazandı. Kişisel tarih için okunması gereken bir dosya yüzün tarihi.
Geldim, gördüm, yendim. En az kendisi kadar ünlü olan Sezar’ın bu sözü söylediği yerleri, Tokat’ı dolaştık. Binyılların hatıraları ve doğal güzellikleri ile bizi büyüleyen Tokat’ın sizin de gündeminize gireceğine eminiz. Her biri aşkın, umudun, merhametin, samimiyetin sembolü olan Tokat yazma desenlerini, astronomi ilminin zirve olduğu dönemlerin medreselerinden Yağbasan Medresesinin ilginç mimarisini, Gök Medrese müzesinde 6000 yıllık Tokat tarihinin her dönemine ait eserleri gördüğünüzde dünyayı daha geniş ve derinlikli hissedeceksiniz.
Başta Hermitage olmak üzere 200’e yakın saray ve müzesi bulunan Saint Petersburg’u Özgür Çetin’in izlenimleri aktardık. Dünyanın en önemli ressamlarının tablolarının, heykeltraşlarının heykellerinin bulunduğu şehir görülmeye değecek bir çok kıymetli birikime sahip.
İstanbul’a hem uzak hem yakın. İstanbul’un hem içinde hem dışında. Burgazada’dan bahsediyoruz. İstanbul’a bu kadar yakın bir mesafede yer alan doğal güzelliğimizi yeniden tanımak gerekiyor. Mustafa Göleç’in kalemi, Şefkat Çelebi’nin objektifi ile Burgazada’yı bilinen bilinmeyen yönleri ile yeniden tanıyacağız. Sait Faik’in bu narin adasının anlatılacak çok hikayesi var.
Yaz geldi! Yaz; gezilecek çok yer, anlatacak çok hikaye demek. İyi yaz’lar.
Gezgin Önsözler : 4. Sayı – Bu yazı 2007 yılının Mayıs ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 4. sayısından alınmıştır.