‘Dünya Benim Memleket’
Yazı : Halit Ömer Camcı
Dört bir yanımız düşmanlarla çevrili. Bu cümleyi (özellikle çocukluğunun bir döneminde) duymayanımız yoktur. İki dünya savaşı atlatmış bir milletin dünya fikrinin bir köşesinde bu bakışın olması çok doğal karşılanabilir. Fakat dünyanın ve insanlığın geldiği noktada, çevresine ‘muhtemel tehlike’ olarak bakan insan tipi büyük bir sorunsalı imliyor. Haritalarda ülkeler arasında yer alan kırmızı çizgilerin insanların zihninde de büyük bir engel oluşturması; kültürlerin paylaşımını, ortak paydalarda buluşabilme hakkını, dolayısıyla dostane ilişkiler içersinde insanlar ve kültürler arasındaki hareketliliği de engelliyor. Bu da ‘demirperde’lerin oluşmasına, milletlerin huzur ve sükun adına yıllarını belkide yüzyıllarını kaybetmesine sebep oluyor. Geldiğimiz bu noktada yeryüzü algısını yeniden gözden geçirmek, dünyaya, milletlere, milliyetlere, ülkelere bakışımızda yeni bir güne ulaşmak gerekiyor. Biz bu bakışı şu cümle ile özetliyoruz; ‘Dört bir tarafımız dostlarla çevrili.’
Kendi kültürel kodlarını, geleneklerini sağlam bir zemin olarak belirleyip, ülkesinin yurttaşlığı/vatandaşlığı ile birlikte bir yeryüzü vatandaşı olmanın da vakti gelmiş durumda. Barış Manço’nun ‘hemşerim memleket nire’ isimli ironi dolu, derinlikli şarkısını duyup büyümüş bir nesil olarak tıpkı O’nun gibi bu soruya ‘dünya benim memleket’ diye cevap vermekten fazlasıyla mutlu olacağız. Bu cevapla ülkemiz merkezde olmakla birlikte dünyada olup biten şeyler hakkında da fikirler, kanaatler ve kararlarımız oluşacak. Gezgin ruhlu her insanımızın ‘gezip-görmeyi’ turistik bir faaliyetten çok bir dünya ilgisine dönüştürmesinin vaktine ulaşmış olmayı umuyoruz. Nihat Genç’in dediği gibi ‘dünyaya dışardan değil içimizden bakmanın zamanı geldi artık.
Gezgin bu sayısında ‘kuzey yanımızdan’ en yakın komşumuz Ukrayna’nın başkenti Kiev’i ve bizim tarihimizde de çok önemi bulunan Kırım’ı dolaştı. Aradan denizi kaldırdığımızda İstanbul’un yada Karadeniz’in herhangi bir şehrinin devamı gibi Ukrayna şehirleri. İnsanları da dilleri farklı olmakla birlikte aynı güzel yüzlere, samimi kalplere sahip. Demirperde dönemini saymazsak tarih boyunca kimi zaman savaşlarla, kimi zaman ticari ilişkilerle diyaloğumuz devam etti. Hatta kız alıp-vermişliğimiz, akraba olmuşluğumuz dahi var. Muhteşem Süleyman’ın eşi Hürrem Sultan’ın Ukrayna’nın Livov şehrinin bir köyünde doğduğunu çok iyi hatırlıyoruz. Geçmişe ait izlerle birlikte geleceğin ipuçlarının da peşinde güzel bir yolculukla Kiev ve Kırım’ı dolaşacağız beraberce.
İstanbul tek başına Türkiye’nin özetidir. Bu özetin içinde artık daha da özet bir mekan var, Miniaturk. Ülkemizin tarihi ve doğal güzelliklerinin minyatür maketlerinin sergilendiği Miniatürk’ü maketlerinin gerçekleri ile kıyasladığımız bir çalışma yaptık. Bir küçük Türkiye turu yapmaya ne dersiniz.
Dünyanın en güzel, en narin, en alımlı, en naif, en güzel isimli çiçeklerinden gelincik’i, bin yılların hatırası Efes’i, uzak doğunun egzotik ülkelerinden Nepal’i, ve daha birçok güzel konuyu misafir ettik gezgin sayfalarına. Tüm dosyalarımızı misafirperver bakışlarınıza teslim ediyoruz. İyi okumalar, ışığı bol, serin, selametli günler diliyoruz.
Gezgin Önsözler : 5.Sayı – Bu yazı 2007 yılının Haziran ayında yayınlanan Gezgin dergisinin 5. sayısından alınmıştır.